Sırada Barzani-Karayılan zirvesi var -Cahit Mervan
Sırada Barzani-Karayılan zirvesi var -Cahit Mervan
Sırada Barzani-Karayılan zirvesi var -Cahit Mervan
Birkaç yıl önce, hatta bırakın birkaç yılı, birkaç ay önce Federal Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani ile KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan’ın açıktan bir görüşme yapması, birlikte kameraların karşısına geçip basın toplantısı düzenlemesini önermek ‘absürt’ olarak değerlendirilebilinirdi. Ama bugün durum farklı. Geçmişte böylesine bir zirvenin gerçekleşmesini engelleyen birçok faktör bugün artık yok.
Bugünlerde birçok gelişme böylesine bir ‘doğal zirveyi’ engelleyen psikolojik ve maddi gerekçeleri bir bir ortadan kaldırıyor. Bir kenara koyuyor. Artık kaçınılmaz olan bu zirve veya büyük buluşma için geri sayım başlamış durumda. Bütün göstergeler bunu işaret ediyor. Yakın gelecekte Karayılan-Barzani zirvesine şahit olmamız hiç de şaşırtıcı olmayacak.
Merkezi Belçika’nın başkenti Brüksel’de olan Kürdistan Ulusal Kongresi, 13. Genel Kurulu’nu 25-26 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdi. Ancak gündemin aşırı derecede yoğun olması, Kürdistan davası açısından son derece önemli gelişmelere sahne olan KNK Genel Kurulu’nu bir parça gözden ırak tuttu.
PSİKOLOJİK ENGEL AŞILDI
Hâlbuki KNK Genel Kurulu Kürtler açısından hem katılım, hem de aldığı kararlar itibariyle ‘ilklerle’ doluydu. Aslında KNK genel Kurulu 15-16 Haziran tarihleri arasında Amed’de toplanacak olan Kuzey Kürdistan Konferansı için olduğu kadar, bütün Kürdistan’ı kapsayacak Kongre içinde önemliydi. Denilebilir ki Kürdistan Ulusal Konferansının toplanması için çok önemli kritik bir eşik daha bu genel kurulla aşılmış oldu.
Belirtmekte yarar var ki, KNK’nin 13. Genel Kurulu bugüne kadar yapılmış toplantılarından çok farklıydı. Bu genel kurulda ilk kez Kürdistan’daki hatırı sayılır politik akımlar buluştu, bir araya geldi. Geçmişin aksine herkes dolaylı değil, kendisini genel kurul salonunda direkt hissettirdi. Her siyasi akım, parti, grup, eğilim, kendisini açık kimliğiyle temsil etti.
KNK Genel Kurulu’na sadece KONGRA-GEL başkanı Remiz Kartal, KCK yöneticilerinin yanı sıra, dört parça Kürdistan’dan ve diasporadan delegeler katılmadı, Kürdistan’ın bütün parçalarından politik güçlerin temsilcileri yer aldı.
Kürdistan Yurtseverler Birliği YNK Mele Bextiyar başkanlığında bir heyetle genel kurulda temsil edilirken, Federal Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani özel temsilcisini ve mesajını gönderdi. Genel Kurula PDK-İran’ın her iki kanadından, PDK-Bakur’a, PÇDK başkanından BDP’ye, PYD eş başkanından Federal Kürdistan Bölgesi Parlamenterler Birliği Başkanı’na, Kürdistan Komünist Partisi’nden İslami hareketlerin temsilcilerine, Goran Hareketi’nden, Rusya Kürtleri Otonomi Temsilcisi’ne ve Asuri-Süryani örgüt yöneticilerine kadar çok geniş bir yelpazeden katılım sağlandı.
Burada dikkat çekici olan şey ise başta PDK ve YNK olmak üzere birçok parti ve grubunun açık kimlikleriyle genel kurula katılmaları ve Bölge Başkanı Mesut Barzani’nin mesaj göndermesiydi. Bu önemliydi. Çünkü şimdiye kadar çok farklı nedenlerden dolayı PDK ve YNK yöneticileri, Federal Kürdistan Başkanlığı, hükümet ve siyasi liderleri PKK ile bir genel kurulda, bir toplantıda yan yana gelmekten, ortak bir görüntü vermekten çekiniyorlardı. Dolaylı olarak temsilciler gönderiyor, bu tür konferans veya toplantılara kendi üye ve yöneticilerinin ‘birey’ olarak katılımlarını sağlıyorlardı.
Ancak KNK’nin son genel kurulunda bu durum tümüyle ortadan kalktı. Herkes açık kurumsal kimliğiyle, yan yana gelmekle, konuşmakla, sorunları tartışıp, çözüm yollarlı bulmakla kıyametin kopmayacağını gördü. Kürtlerin bir araya gelmesini engelleyen ve daha çok da oto kontrolden kaynaklı bir duvar daha yıkılmış oldu.
Elbette bu durumun kendiliğinden ortaya çıkmadığını belirtmek gerekiyor. PKK lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı’da başlattığı barış ve çözüm süreci bu yakınlaşmayı hızlandırdı. Hatta yüzyıllardır Kürtlerin muzdarip olduğu ‘birlik’ meselesinin çözümünün kapısını sonuna kadar araladı.
Bu nedenle KNK Genel Kurulu’nda ortaya çıkan resim Amed’de 15-16 Haziran günlerinde toplanması beklenen Kuzey Kürdistan Konferansı açısından da hayli ön açıcı oldu. Olacak da. KNK Genel Kurulu her şeyden çok bir araya gelmeyi bir kompleks sorunu olmaktan çıkardı. Genel Kurul birlik meselesinde engellerin aşılabileceğini gösterdi. Sömürgecilerin dayatmaları, çıkarları ve bunun sonucu olarak çıkardıkları engellerden çok esas olarak Kürtlerin kendi kendilerini aşmaları gerektiğinin somut göstergesi oldu.
KNK Genel Kurulu, herhangi başka bir ulus gibi Kürtlerin de kendi aralarında bir araya gelmelerinin, uluslarını ilgilendiren meseleler üzerinde görüş alışverişinde bulunmalarının o kadar zor ve imkânsız olmadığını ortaya koydu.
KAPALI KAPILAR ARDINDAKİ ZİRVELER BİTİYOR
Şimdi Kuzey Kürdistan Konferansı toplanacak. Bu Konferansın Kürdistan’ın bütün siyasi yapılarını, oluşumlarını, sosyal, kültürel, inanç, etnik kimliklerin temsilcilerini, sivil toplum, cemaat, dernek yöneticilerini ve kanaat önderlerini bir araya getirmesi gerekiyor. Bu konferansta, tıpkı KNK Genel Kurulu gibi ‘bir araya gelemeyenlerin’ bir araya geldiği, sorunlarını konuştuğu ve ortak çözüm yollarını aradığı bir zirveye dönüşmelidir.
Kuzey Kürdistan konferansı aynı zamanda bileşimi, olgunluğu, temsiliyeti ve alacağı kararlarla, genel Kürdistan konferansına giden yolda önemli bir aşamayı ifade etmelidir. Kuzey Konferansı, bir taraftan Ankara ile Kürtler arasında PKK lideri Abdullah Öcalan’ın başlattığı barış ve çözüm sürecine ilişkin görüşlerini netleştirmeli, karar, söz ve irade beyanında bulunmalı, diğer taraftan KNK Genel Kurulu’nda ortaya çıkan fotoğrafın devamı için öncü bir rol ve güçlü bir moral kaynağı olmalıdır.
Kürtlerin ve bölgede barış ve çözüm isteyenlerin buna şiddetle ihtiyacı var. İhtiyaç sadece bir parti, grup veya bir parçayı ilgilendirmiyor. Bütün Kürtleri ve Kürdistan’ı yakinen ilgilendiriyor. O nedenle kapalı kapılar ardındaki görüşmeler, el sıkışmalar dönemini kapatmak gerekiyor. Artık Kürdistan ve dünya kamuoyu Kürt liderleri açıktan el sıkışırken görmek istiyor.
Bütün Kürtleri ve barışçıl çözüm isteyen güçleri mutlu eden benzeri el sıkışma sahnesi Batı Kürdistan güçlerin bir araya geldiği ve Yüksek Kürt Konseyi’nin ilan edildiği Hewler toplantısı sonrası yaşandı. Son günlerde KCK heyetinin YNK ve Goran Hareketi’nin yöneticileriyle yaptığı görüşme ve toplantılarda benzeri kareler ortaya çıktı. En son Federal Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani’nin KNK Genel Kurulu’na özel temsilcisini göndermesi de bu fotoğrafın devamıdır. Kaldı ki Kuzey-Güney arasında birçok alanda karşılıklı ilişkiler son yıllarda, aylarda ve özellikle de son haftalarda görülmemiş düzeyde arttı.
Bütün bunlardan daha önemlisi Kürdistan’daki ana politik akımlar artık birbirlerini meşru olarak görüyor ve tanıyor. Karşılıklı ilişki içinde, mümkün olduğunca saygılı bir dil kullanılıyorlar. Deyim yerindeyse Kürtler arasında soğuk savaş dönemi çoktan terk edildi. Büyük acılara ve kayıplara yol açan o dönem geride kaldı.
Öte yandan bölgesel ve uluslararası gelişmeler de bu süreci hızlandırıyor. Hem bölge devletlerinin, hem de bazı uluslararası güçlerin artık Kürtler arası yakınlaşmayı önlemeye, bertaraf etmeye gücü yetmiyor. Giderek bütün çevrelerde Kürtler arası birliğin, komşular ve üçüncü taraflar için bir tehdit unsuru olmadığı fikri ağırlık kazanıyor.
Bu işin esasını da PKK’nin merkezinde Abdullah Öcalan’ın olduğu çözüm sürecine ilişkin attığı adımlar oluşturuyor. PKK attığı stratejik adımlarla herkese güven veriyor. Bölgede ve dünyada PKK’nin içinde olduğu birlik ve kongre gibi bileşenlere var olan itirazlar hızla irtifa kaybediyor. AB, ABD çevrelerinin, hatta İsrail’in, PKK’nin de meşru bir güç olarak içinde yer alacağı Kürtler arası geniş katılımlı bir konferansı -sıcak bakmasa da- bloke etmeyeceği anlaşılıyor. Çünkü artık herkes Kürtler olmadan bu coğrafyada barışın da, huzurun da ve dolayısıyla kalıcı bir istikrarın da olmayacağını görüyor. PKK ile Kürt gerçeği arasındaki bağ daha bir net görünüyor.
Bu nedenle Kürtlerin bir araya gelmesi, görüş alışverişinde bulunması, sorunlarını konuşması ve dahası ortak bir strateji oluşturması için daha çok bir araya gelmesine, bu görüşmeleri açıktan yapmalarına ihtiyaç var.
KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan ile Federal Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani’nin yakın gelecekte bir zirvede bir araya gelmeleri ve el sıkışmaları Kürtler arası ilişkilerin normalleşmesi ve daha sağlıklı bir mekanizmaya kavuşması için adeta olmazsa olmaz haline geliyor. Kürdistan ve dünya kamuoyu bu görüntüyü bekliyor. Kaldı ki buna her iki ‘tarafın da’ ihtiyacı var. Kürtlerin toplum olarak buna ihtiyacı var. Herkesle sorunlarını barış ve diyalog yoluyla çözmeye hazır olan Kürtlerin kendileri için biraz ‘ayrıcalıklı’ davranmalarının zamanı çoktan geldi bile.