Şırnak Katliamı yürüyüşle kınandı

Şırnak Katliamı yürüyüşle kınandı

Şırnak'ta 18 Ağustos 1992 tarihinde Türk ordu güçlerinin kente düzenlediği 54 kişinin yaşamını yitirdiği katliam 21'inci yıldönümünde kent merkezinde düzenlenen yürüyüşle kınandı. Yürüyüşte, Kürt sorununda çözüme yönelik gerçek bir barış isteniliyorsa bu ve benzeri katliamların sorumlularından hesap sorulması istendi.

Şırnak'ta 18 Ağustos 1992 tarihinde Türk ordusunun iki gün boyunca her türlü ağır silahların kullanarak kente saldırması sonucu yüzlerce ev havan ve top atışları ile yıkılarak 54 kişi yaşamını yitirdiği katliam 21. yıldönümünde düzenlenen bir yürüyüşle protesto edildi.

BDP binası önünde binlerce kişi yanı sıra BDP Şırnak İl Eş Başkanı Baki Katar, BDP Merkez İlçe Başkanı İzzet Kılınç, Şırnak Belediye Başkan Vekili Faik Saltan, İHD ve Şırnak Barosu yöneticileri de biraraya geldi. Kitle buradan Ömer Kabak Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti. Katliamda yaşamını yitiren 54 kişinin isminin yazılı olduğu pankartı taşıyan kitle sık sık "Şırnak uyuma, şehidine sahip çık" ve "İntikam" sloganı attı. Gerçekleştirilen yürüyüşün ardından bir dakikalık saygı duruşunda bulunan kitle, hep bir ağızdan "Çerxa şoreşê" marşını okudu. 

Ardından katliama ilişkin açıklama yapan BDP İl Eş Başkanı Katar, katliamla ilgili olarak dönemin Başbakanı Süleyman Demirel'in kamuoyunu kandırmak için yaptığı "PKK Şırnak'ı bastı" yönündeki açıklamasını hatırlattı. Yaşanan katliam sonrası Şırnak'ın tamamen terk edildiğini, binlerce insanın batı illerine göç ederek sürgün hayatı yaşamak zorunda kaldığını belirten Katar, "Yaşanan onlarca acıya rağmen 18 Ağustos 1992 katliamı yeterince tartışılmadığını biliyoruz. Harabeye dönen kent ve hayatını kaybedenlerin varlığına rağmen, her hangi kamu görevlisi hiçbir şekilde yargılanmamıştır. Yargılananların ise, tıpkı hayatlarını kaybedenler gibi masum insanlar olduğunu biliyoruz. Kürt sorununun çözümü için yoğun tartışmaların yapıldığı bu süreçte gerçek anlamda bir barış isteniyorsa, bu ve benzeri katliamların sorumlularından hesap sorulmasını talep ediyoruz. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Bakan Orhan Kilercioğlu, İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, dönemin askeri yetkilileri ve OHAL Valisi Ünal Erkan yargılanmalı ve halk önünde hesap vermelidirler" dedi. 

Katar, dönemin Başbakanı Demirel'in yanı sıra dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin tarafından da katliama dair dezenformasyonlar yürütüldüğünü hatırlattı. Sezgin'in o dönem kamuoyuna yaptığı açıklamada, "Kuzey Irak'tan gelen 100-150 dolayındaki militanın çember altına alındığı bir yere kaçamayacağını 100'e yakın gerillanın gün boyu süren çatışmalar sonunda ölü olarak ele geçirildiğini" belirttiğini hatırlatan Katar, "Oysa katliamda ölenlerin arasında tek bir gerilla yoktu. Ölenlerin ve yakalananların tamamı sivildi. Katliama maruz kalan halk kenti terk etmeye başladı. Kentte asker, polis, korucu ve kamu görevlileri dışında kimse kalmadı. Şırnak belki o dönemde dayatılan iki katliamda yara aldı. Ama Şırnak şuan 21 yıl öncesinden daha inançlı ve karalı bir kent. Üzerine oynanan bu kadar oyuna koruculaştırmaya, köy boşaltmalarına ve yüzlerce insanın zindanlara atılmasına rağmen, Şırnak halkı düzenledikleri tüm eylemlerde hükmet ve güvenlik güçlerinin her türlü baskısına rağmen yılmış değildir. Biz Şırnak halkı olarak 1992 yılında hunharca katliamdan geçirilen çocuklarımızın anısını ölene dek yaşatacağız. Hiçbir Şırnaklı o katliamları unutmayacak ve dünyaya da unutturmayacaktır" diye konuştu. 

Açıklamanın ardından katliam oturma eylemi ile kınandı.