Siz hiç 1200 saat aç kaldınız mı?

Siz hiç 1200 saat aç kaldınız mı?

“Batman’ın ışıklarını özledim…” diyor Harun Yılmaz, açlık grevinin 50. gününde. Doðduðu topraklardan 6 yaşındayken ayrılmış. Bir daha göremediði kentin ışıklarını daðlardan seyrettiðini anlatıyor…

Gevin yapıldıðı kilise lokalinin bodrum katına girerken bahçe kapısında Öcalan’a tam izolasyonun kaçıncı gününde olduðunun belirtildiði bir pankart asılı duruyor. Rakam her gün yükseliyor. Grev başladıðında Öcalan’a tecrit 256.günündeydi, buna 50 gün eklendi. Sað tarafta bahçe çitinin üzerinde aðaçlara asılı “Öcalan’a özgürlük, Kürtlere demokratik özerklik” pankartı dikkat çekiyor. Bunlar aynı zamanda grevin amaçlarını ifade ediyor.

1200 SAAT GEÇTÝ

Lokalin yanı başındaki St. Maurice Kilisesi önünde de bir çadır kurulmuş. Bir yanında “Edi Bes e! An azadi an azadi” yazılı pankart asılı, üzerinde KCK bayraðı ve Öcalan resimli flama dalgalanıyor. Çadırın ön tarafında tam boy, 15 grevcinin posteri dikkat çekerken üzerinde “Ölüme kadar açlık grevini durdurmak için, bizi dinleyiniz!” yazısı ile Avrupa Kurumlarına çaðrı yapılıyor. Süresiz-dönüşümsüz açlık grevine paralel olarak, 50 günde en az 310 kişi de dayanışma amacıyla beşer günlük dönüşümlü grevlere katıldı.

Süresiz-dönüşümsüz açlık grevcilerinin bazıları 20’den fazla kilo kaybetmiş. Yüzler solgun, elmacık kemikleri belirginleşmiş. Ancak herkese gülümsüyor ve morallerinin yüksek olduðunu söylüyorlar. Önce günler geçti, günler haftalara dönüştü. Şimdi ise geçen her saat, grevcilerin saðlıðı konusunda tehlikeler barındırıyor.

Tam 1200 saat geçti. 15 Kürt, Strasbourg’daki St. Maurice Kilisesi’ne girerek açlık grevi başlattıklarını duyurduklarında tarih 1 Mart’tı. Sonra, açlık grevi kiliseden taşarak, Avrupa geneline yayıldı. 150 dernekte dönüşümlü grevler yaşandı, dayanışma eylemleri boyutlandı. Ýşgaller, ziyaretler, imza kampanyaları, yürüyüşler ve mitingler yapıldı. Bu eylemlerin sonucu olarak grevin 44. gününde Avrupa Konseyi açıklama yaprak açlık grevine son vermeye çaðırırken, 49. gününde de Avrupa Parlamentosu ve siyasi grupları da aynı çaðrıda bulundu.

Süresiz dönüşümsüz grevcilerin kaldıðı kilise lokalinde ziyaretler eksik olmuyor. Yorucu olsa da, hepsi grevciler tarafından karşılanıyor ve sonra da uðurlanıyor. Ýçerde, Diyarbakır zindan direnişçileri ile PKK öncü kadrolarının resimleri yan yana duruyor: Haki Karer, Mehmet Karasungur, Mehmet Hayri Durmuş, Mazlum Doðan, Kemal Pir, Ali Çiçek ve tam ortalarında da PKK lideri Abdullah Öcalan.

KAV: BUGÜN ŞÝKAYETÝM YOK

Diyarbakır Zindan’ında 64 günlük ölüm orucundan sað çıkan Fuat Kav, cezaevi dönemleri hatırlatıldıðında “bugün şikayetim yok” diyerek gülümsüyor. Saçları kırlaşmış, sakalları uzamış. Boynunda sarı-kırmızı-yeşil bir kefiye var. Ýnsanlık dışı koşullarda yürütülen cezaevi direnişi sırasında açlık grevinin 30. gününden sonra hep revir ve hastanelerde günlerinin geçtiðini söyleyen Kav, bu kez 50 gün geçmesine raðmen halen moralinin yüksek olduðunu söylüyor. Bunu da gösterilen yoðun ilgi ve Kürt özgürlük mücadelesinin geldiði düzeye baðlıyor.

BENÝM MESKENÝM DAÐLARDIR DAÐLAR…

Bu sırada MMC kanalından Delila’nın “Benim meskenim daðlardır daðlar…” şarkısı çalınıyor. Açlık grevcisi Mecbure Öner, Delila ile birlikte şarkıyı mırıldanıyor.

Greve katıldıðı günden bu yana 20 kilo kaybeden Öner Uludað, salona girdiðinde eline “sarı-kırmızı-yeşil” renkli bir şemsiyeyi göstererek “bu kimin” diye soruyor. Şemsiyeyi açıp altında duruyor, sonra gelip oturduðunda, kendi isminin nereden geldiðini anlatıyor. Babası ona “Necmi Öner”in ismini vermiş. Diyarbakır zindanında kendisini yakan dörtler arasında yer alıyordu Necmi Öner.

Açlık grevinde saatler ilerledikçe, grevcilerin kendi aralarında planladıkları istirahat saatlerinde kentteki yurtseverlerin “ilgisi” kimi zaman yakınma konusu da oluyor. Fuat Kav, gülerek bu ifadeleri kullanırken, saatler açlık grevinin 49. gününde 20.00’yi gösteriyordu. Tam da bu sırada, Kav yerinde kalkarak gitmekten olan misafirleri uðurladı.

BATMAN’IN IŞIKLARINI ÖZLEDÝM

Kemal Pir’in resminin altında oturan Harun Yılmaz, “Biliyor musun neyi özlüyorum” diyerek araya giriyor. “Eski anılarım canlanıyor… yoldaşlarım… Kürdistan’ı özlüyorum, Batmanı…”

Yılmaz, 6 yaşındayken Batman’dan ayrılarak bir Batı metropolünde yaşamaya başlamış. Bir daha da doðduðu kenti görememiş. Ancak ışıklarını hatırlıyor. “Uzaktan ışıklarını gördüm” diyor Yılmaz. Daðlardan Amed’in ışıklarını da gördüðünü söylüyor ve ekliyor: “Batman’ın ışıklarını özledim…”

10 BÝNE YAKIN KÝŞÝ GREVCÝLERÝ ZÝYARET ETTÝ

Grevcileri ziyarete gelenler ise bir yandan yoðun bir duygusal atmosfer oluştururken, diðer yandan eylemcilere büyük bir saygı duyuyorlar. Dayanışma Komitesi’nden Xebat Fırat, 10 bine yakın kişinin grevcileri ziyaret ettiðini söylüyor. “Bazı hafta sonları bu sayı 500’e kadar çıkıyor” diyen Fırat, “Başlangıçta aðırlıklı olarak duygusal bir yaklaşım vardı, ancak eylemcilerle temas kurduklarında anlamaya çalıştılar” diye belirtiyor.

Fırat, aðlayan çok sayıda ziyaretçiye tanık olduðunu ifade ederken, “özellikle geri döndüklerinde duygusal bir atmosfer yaşanıyor” diyor. Fırat, ancak açlık ve yorgunluðun çok az dile getirildiðini, buna karşın amaca baðlılık ve direnişin gücünün ön planda olduðuna işaret ediyor.

ANF NEWS AGENCY