Sönmez: Türkiye’deki ekonomik krizin çözümü politiktir

İktisatçı-yazar Mustafa Sönmez, Türkiye'deki ekonomik krize çözümün ekonomik değil, politik olduğunu vurgularken, özgürlükler için mücadelenin güçlendirilmesine ve muhalefetin ittifakına ihtiyacın olduğunu ifade etti.

ANF'ye konuşan İktisatçı-Yazar Mustafa Sönmez, mevcut ekonomik krizin 2001 ve 2009 yıllarındaki krizlerden farklı bir karakterde olduğunu belirtti. 

NEDEN DİĞER KRİZLERE BENZEMİYOR?

Sönmez, "2001 krizi yerelden çıkmış bir krizdi. Tam ekonomik krizdi; kamu maliyeti problemi, cari açık problemi, yüksek enflasyon problemini içeren bir ekonomik krizdi. Dış dünyanın bu kriz üzerindeki etkileri sınırlıydı, dünyada kriz yoktu. Çözümü de sonuçta ekonomik önlemlerle oldu; IMF'den kredi, acil reçeteler istendi" dedi.

Sönmez, 2009'daki krizin ise küresel olarak başladığı ve içeriye yansıdığına dikkati çekerek, bunun belli bir kırılganlık ve enkaz yarattığını söyledi. Ancak AKP'nin o dönemde bugünkü kadar toplumu kutuplaştırmadığını ve dolayısıyla politik riskin olmadığını ifade eden Sönmez, şöyle devam etti: "AKP o dönem dış dünyayla, AB, Ortadoğu ve Kürt siyasetiyle bugün olduğu kadar kavgalı değildi. Bugünü ayrıştıran önemli şeylerden biri de, bu. Dış dünya henüz krizde olduğu için çıkan sermaye 6 ay sonra geri geldi. Şimdi dışarıdan bazı etkiler var. Bu kez kriz değil ama Amerika'nın canlanması Türkiye'yi negatif etkiliyor. Asıl kriz dinamikleri içeriden. Dışa bağımlılık artmış, alınan dövizler iyi kullanılmamış, onun getirdiği ağır basınç var. Politik olarak toplum kutuplaşmış içeride ve ciddi politik risk birikmiş; dış dünyayla kavga söz konusu. AB, Ortadoğu, Rusya, Amerika ile kavgalı. Bunlar politik riskleri ön plana çıkarıyor. Bundan dolayı 2001-2009 ile ayrışıyor."

'ÇÖZÜM EKONOMİK YOLLARLA GELMEZ'

Sönmez, çözümü ve çözümün neden ekonomik olmadığını ise şöyle açıkladı: "Çözüm ekonomik falan değil. TUSİAD niye 'şu ekonomik önlemleri alın' demedi? Çünkü mesele ekonomik olmaktan çok politik ve jeopolitik. Sermaye niye uzaklaşıyor? Politik riskleri yüksek gördüğü için. Tabii ekonomik kırılganlıklar da var. Derecelendirme kuruluşları notu düşürürken, buna riayet eden sermaye de ciddi risk görüyor. Faiz artırmakla vs. olmaz. 

Çözüm; sermayeyi, batı kapitalizmini Türkiye'den uzaklaştıran, içinde insan hakları, hukuk devletinden uzaklaşma da olan ve medya, ifade özgürlüğünü de içeren ama sermayenin mülkiyet hakkı endişesini de barındıran politik bir dönüşümde. Bunu dışarıdan AB açıkça talep etti. İçeriden TUSİAD talep etti; hukuk devletine dönün, diye. AKP şimdilik bunlara ayak diretiyor. Şimdilik yapmak istemiyor çünkü rejim de şuraya sıkışık durumda; bagajındaki yüklerle, dosyalarla ancak otoriter ve totaliter olmakla kurtulacağına inanıyor. Ekonomik krizin basıncıyla bunun mecburiyeti arasında sıkışmış durumda. Bu sıkışıklık bunaltacak ve AKP'yi belki çatlatacaktır. Çünkü topun ağzında MUSİAD, yandaş sermaye ve kendi seçmeni de var. Öte taraftan hukuk devletine dönüş, Saray ve çevresindekileri zor duruma sokacaktır."

MUHALEFET NE YAPMALI?

İktisatçı Mustafa Sönmez, muhalefete ise şu reçeteyi sundu: "Muhalefet, ekonomik önlemler değil; demokrasi, hukuk devleti, güçler ayrılığı, ifade özgürlüğü, medya özgürlüğü, seçilmişlere saygı, kimliklere özgürlük gibi bütün özgürlükleri iş ve aş talepleriyle bir potaya getirmeli. Politik bir hamle gerekiyor ve AKP'nin istifası istenmeli. CHP, HDP, sosyalistlerin bu hedef doğrultusunda yol arkadaşlığına, dayanışmasına, ittifakına ihtiyaç var. Bu kriz, çok önemli riskler kadar fırsatlar da çıkarmış durumda. Böyle bir moment var. Bunun üzerine düşünmek lazım."