Soykırım operasyonlarıyla zindana, zindanlardan dağlara…
Soykırım operasyonlarıyla zindana, zindanlardan dağlara…
Soykırım operasyonlarıyla zindana, zindanlardan dağlara…
AKP hükümeti, cezaevlerinde Kürtlere soykırım uygulamaya devam ediyor. Türkiye cezaevlerinde bir süre kaldıktan sonra gerilla saflarına katılan Sidar Munzur (Osman Beki) “Türk devleti özel savaş uygulamalarıyla yetinmeyip Kürtleri, siyasi operasyonlarla cezaevlerinde katletmeyi sürdürüyordu” dedi.
HPG gerillası Sidar Munzur (Osman Beki) 1988 yılında Bingöl’de dünyaya geldi. Bingöl’ün, Türk devletinin baskısı altında kalmış bir yer olduğunu söyleyen Gerilla Sidar 12 yaşına kadar bu politikalara maruz kaldığını da belirtiyor.
Baskıcı politikalara, memur olan babası ile birlikte gittiği Erzurum’da da maruz kaldığını vurgulayan Gerilla Sidar Munzur “Erzurum’a 2000 yılında gittiğimizde Önderliğin komplo sonucu tutuklanıp Türkiye’ye verilmesinin etkileri yaşandığı bu dönemde Kürtlük de lanetlenmişti. Okuduğum ortaokulda Kürt kimliğime bir de terörist damgası vurulmuştu. Bu da beni, diğer halklardan ötekileştiriyordu. Bu ötekileştirme hep benim için baskın bir olgu oldu. Bu ötekileşme bende kendimi kabullendirme, ispatlama geliştirmişti. Lise yıllarıma kadar kendimi kavga ile ispatlamaya çalışıyordum. O dönemde üniversiteye giden yurtsever Kürt gençleriyle tanıştım” biçiminde anlatıyor.
‘TÜKENİŞE GİDİYORDUM’
Liseyi bitirip Bingöl’e döndükten sonra, devletin özel savaş politikalarına maruz kaldığını anlatan gerilla Sidar Munzur şöyle devam etti: “Sistem uyuşturucuyu yaygınlaştırarak kendi değerlerimizden ve toplumumuzdan uzak tutmayı hedefliyor. Yaşadığım çevrede, devletin özel savaş politikaları artmaktaydı ve toplum üzerinde etkili olmaya başlamıştı. Böylesi özel savaş politikalarıyla iç içe olan bir toplumda, kendimi boşlukta hissediyordum. Çünkü yaşadığım çevrenin geneli uyuşturucu kullanıyordu. O zamanlar çok duyarsız bir şekilde yaşıyordum. Örneğin o kadar halk direnişi gelişiyordu ve ben duyarsızdım. Yani tükenişe gidiyordum.”
Okuduğu dergi ve kitaplarla PKK’yi yavaş yavaş tanımaya başladığını da belirten gerilla Sidar Munzur, bu dönemi de hayatının dönüm noktası olarak nitelendiriyor. “PKK’yi tanımaya başladığımda DTP’nin gençlik çalışmalarında yer aldım. Siyasi soykırım operasyonlarının başladığı döneme denk geliyor. AKP, 14 Nisan 2009’da Kürt gençlerini ve siyasetçilerini tutuklamaya başladı. AKP Kürt gençlerini bitirmeyi hedefliyordu. KCK adı altında yürütülen operasyonlarda ben de tutuklandım. 3 ayı Aydın, 1 ayı İzmir olarak 4 ay cezaevinde yattım.”
‘AJANLIK TEKLİFİNDE BULUNDULAR’
Polisin arkadaşlarına ajanlık teklifinde bulunduğunu dile getiren gerilla Munzur “AKP polisi tutuklandığımızda arkadaşlarımıza ajanlık teklifinde bulundu. Buna karşı durduğumuzda hakim, içinde bulunmadığımız eylemleri bahane ederek bizi tutukladı. Tek amaçları bizi tutuklamaktı. Bize mahkemede konuşma hakkı bile tanımadılar. Ben savunmamı yapmaya başladığımda hakim bana, ‘konuşma sen artık tutuklusun’ dedi. Aydın E tipi cezaevine gönderildik.
‘ARKADAŞLARIM KATLEDİLDİ’
Cezaevine ilk gittiğimizde, siyasi tutuklular yoktu. Ama biz, örgütsel bir ortam oluşturmamız gerektiğinin bilincindeydik. Örgütlendik, eğitim başlattık. Bu duruşumuz da düşmanın saldırılarını beraberinde getirdi. Hatta kaldığımız koğuşa baskılara karşı direndik. Direnen 11 arkadaş bir gecede İzmir F Tipi Cezaevi’ne gönderildi. 4 ay kaldığım cezaevinden çıktıktan sonra, koğuş arkadaşlarımdan birisinin askerler tarafından işkence ile katledildiğini öğrendim” dedi.
‘İNSAN ÖLÜMLERİ SIRADAN GELİYORDU’
Medyanın insan ölümlerine karşı duyarsızlığını da gerilla Sidar Munzur şöyle değerlendirdi: “Bu olayı yansıttığımız zaman Türk medyası herhangi bir tepki göstermiyordu. Onların bu durumu, AKP’ye bağlı hareket ettiklerini gösteriyor. Bunun yanında sesimizi duyuran bazı basın kurumları da vardı. Bu basın kurumları yansıttığında Türk kamuoyu da sessiz kalıyor. Sanki insan ölümleri onlar için sıradan geliyordu.”