Soykırım konusunda yaptığı çalışmalarla tanınan Soykırımını Araştırma Merkezi, Seyfo Center, Norveç’deki Nobel Barış Komitesi’ne başvurarak Türkiye’nin tarihiyle yüzleşmesi ve demokratikleşmesi için soykırımın kabul edilmesi için oy kullanan Cem Özdemir, Özcan Mutlu, Ekin Deligöz, Aydan Özoğuz, Mahmut Özdemir, Mehmet Hakverdi, Cansel Kızıltepe, Gülistan Yüksel, Sevim Dağdelen, Azize Tank, Cemile Yusuf’a 2016 yılı Nobel Barış Ödülü verilmesini istedi.
Seyfo Center Başkanı Sabri Atman’ın imzası bulunan başvuruda, soykırımın bir insanlık suçu olduğu ve bu suçu işleyenlerin insanlık suçu işlediklerinini inkar ettiklerini ancak bazı halkların bu suçu kabul etme olgunluğuna eriştikleri belirtiliyor.
Yahudilere yönelik soykırımı gerçekleştiren Almanya’nın tarihiyle yüzleştiği ve soykırım yaptığını kabul ettiği belirtilen başvuruda, ”Eğer Almanya Nazi döneminde gerçekleştirilen ’Holokost’ gibi bir insanlık suçuyla arasında mesafe koymaz ve bunu lanetlemeseydi elbette bugünkü uygar dünyada yer bulamayacaktı” denildi.
TÜRKİYE TARİHİYLE YÜZLEŞMEYİ DEĞİL İNKARI SEÇTİ
Ancak coğraflarında soykırımlar yaşanmış ülkelerden bazılarının inkar yolunu seçtiği ve bu ülkeler arasında Türkiye’nin de bulunduğu belirtilen başvuruda şu ifadelere yer verildi:
”Osmanlı Türk yönetimi Birinci Dünya Savaşı sırasında, iki milyonun üzerinde Ermeni, Asur (Süryani) ve Rum’u katliamdan geçirerek 20. yüzyılın ilk büyük soykırımını gerçekleştirdi. Ne var ki aradan 101 sene geçmesine rağmen Türkiye tarihiyle yüzleşmeyi değil; inkar etmeyi seçti. Bu inkar politikası yanlızca Türkiye’nin demokratikleşmesinii engellemekle kalmıyor, aynı zamanda soykırım kurbanı halkların yarasını da açık tutuyor.”
Atman, Alman Parlamentosu’nda yapılan oylamada Osmanlı Türk yönetiminin Birinci Dünya Savaşı yıllarında soykırımı yaptığını kabul ettiği gibi Almanya’nın soykırımındaki suç ortaklığına parmak bastığını, ancak alınan bu kararın Türk devletini rahatsız ettiğini ve oylamada evet oyu veren Türkiye kökenli milletvekillerine yönelik bir linç kampanyası başlattığını söyledi.
Türk yöneticilerin, soykırımın kabul edilmesi yönünde oy kullanan Türkiye kökenli milletvekilleri için ”Kanı bozuklar”, ”Hainler”, Alman gavurları” gibi ırkçı ve nefret içeren suçlamalar yönelttildiğine ve ülkenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oylamada evet oyu kullanan milletvekillerinin Türk olamayacağını ve ”Kanlarının laboratuvar testinden geçmesi” gerektiğini söylediğine dikkat çekti.
VİCDANLARININ SESLERİNE KULAK VERDİLER
Söz konusu milletvekillerinin, soykırımının bir insanlık suçu olduğu bilinciyle vicdanlarının sesine kulak verip evet oyu kullandıklarını söyleyen Atman, ”Türkiye’nin bu tabudan kurtulması, tarihiyle yüzleşmesini ve demokratikleşmesini istemişlerdi. Bu yüzden evet oyu kullandılar. İnsanlığı savunmuşlardı ve bu yüzden böylesi bir linç kampanyasına ve tehditlere maruz kalmışlardı. Süryani Soykırımı Araştırmalar Merkezi Başkanı olarak, insanlığı ve demokrasiyi savunan yukarıda isimleri geçen onbir milletvekillinin yanlız bırakılmamalarını ve Nobel Barış Ödülü ile onurlandırılmalarını öneriyorum” dedi.
İSVEÇ MEDYASI: ÖLÜMLE TEHDİT EDİLİYORLAR
Alman Parlamento’sunun 1915 yılInda Ermeni ve diğer azınlık halklara soykırım yapıldığını kabul etme kararı alması sonrası yaşanan gelişmeler İsveç medyasında geniş yer buldu. Türkiye’den gelen tüm uyarı ve tehditlere rağmen Alman Parlamentosu’nun soykırım kararını kabul ettiği yorumlarının yapıldığı İsveç medyasında, soykırımın kabul edilmesi yönünde oy kullanan Türkiye kökenli milletvekillerine yönelik ırkçı ifadeler kullanıldığına dikkat çekildi.
İsveç Devlet Televizyonu (Svt) ve ülkenin en fazla izlenen kanalı Tv4, kararın kabul edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan başta olmak üzere Türk yetkililerin, Alman Parlamentosu’nda evet oyu kullanan milletvekilleri için ”Kanı bozuk”, ”Kanlarının laboratuvar testinden geçmesi gerektir” ve ”Bunlar ne biçim Türk” gibi suçlamalarda bulunduğunu kamuoyuna duyurdu.
Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir ve soykırımın kabul edilmesi için oy kullanan diğer milletvekillerinin ölüm tehditleri aldığı, polisin Özdemir’in can güvenliğini sağlamak için yeni önlemlar aldığı belirtildi.
ALMANYA’YI DİĞER AVRUPA ÜLKELERİ İZLEMELİ
2010 yılında parlamentonun 1915’te Ermeni, Süryani ve Pontus Rumlarına soykırım kararını kabul ettiği İsveç’de, köşe yazarları, Alman Parlamentosu’nun aldığı kararın Türkiye’nin tarihi ve geçmişiyle yüzleşmesi gerektiğini gösterdiği yorumlarını yapıyorlar.
İsveç’in 700 bini aşkın tirajıyla ikinci büyük gazetesi Expressen’in köşe yazarlarından Gunilla Brodrej, Emenilerin katledildiklerini, açlık ve susuzluktan öldüklerini gösteren pek çok belge bulunduğunu belirtiyor ve o sıralarda bölgede gönüllü hizmet yapan İsveçli Alma Johansson’un soykırımın tanığı olduğunu ve Ermeni çocuklarının nasıl bir binaya toplanarak yakıldıklarını anlattığını hatırlatıyor.
Aralarında İsveç’in de bulunduğu 20 civarında ülkenin soykırımını kabul ettiğini, ancak Doğu Avrupa ülkeleri, Norveç, Danimarka ve ABD’nin soykırımını kabul etmediğini belirten Brodrej, diğer Avrupa Birliği ülkelerinin Almanya’yı izlemesi ve soykırımını kabul etmesi, Türkiye’nin de soykırımını kabul eden ülkelere yönelik ticari anlaşmaları içeren tehditlerinin sona ermesi gerektiğini söylüyor.