Bakur'da özyönetim direnişlerinin devam ettiği ve kadınların yerleşim birimlerini Türk devletinin tanklı toplu saldırılarına karşı savunmak için askeri örgütlenmeye gittikleri bir dönemde yapılan kongrede ağırlıklı olarak Kuzey Kürdistan'daki gelişmeler ele alındı.

Devrim şehitlerinin anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşunun ardından Yönetim Kurulu'nun kongreye sunduğu siyasi değerlendirme okundu. Erkek egemen sistemin yüzü olan DAİŞ ve AKP faşizmi karşısında direnen ve zaferler kazanan Kürdistan özgürlük güçlerinin yeni bir tarih yazdıkları belirtilen değerlendirmede “Özyönetimlerini Rojava ve Bakur'da adım adım inşa eden, savunan halk gerçekliğimiz Seve, Pakize, Derya, Mehmet ve yüzlerce kadın ve gencin şahsında Kürdistan'da ve Ortadoğu'da egemenlere karşı diz çökmeden direnmenin adı olmuşlardır.

Cizre, Silvan, Sur, Nusaybin, Hezex ve diğer direniş kentlerimize yönelik saldırıların amacı açıktır ki, teslim olmayan, demokratik temelde kendi kültürünü, dilini, örgütlülüğünü kısaca varlığını özgürce yaşama kararı veren halk iradesini kırmaktır” denildi.

Daha sonra son bir yıl içinde yapılan faaliyetlerin yer aldığı çalışma raporu okundu. Raporda son bir yıl içinde yapılan örgütsel çalışmalar ile Bakur ve Rojava'yla dayanışma amacıyla yapılan etkinlikler sıralandı.

Faaliyet raporu üzerine söz alan kadınlar, yeni dönemde Bakur'daki direnişlere daha fazla sahiplenilmesi ve Kürt politikacılara yönelik saldırılara karşı daha aktif tutum alınması gerektiğine değindi.

Tartışmaların ardından yapılan seçimlerde 33 kadının yer aldığı yeni yönetim oluşturuldu ve Amara Kadın Meclisi'nin sözcülüklerine Ayşe Göktepe, İmran Kosaslan ve Ferah Bozcalı getirildi.

Kongre kadınların hep birlikte “Jin, jiyan, azadi” sloganlarını atmalarıyla son buldu.