Stockholm’de Türkiye'deki gelişmeler tartışıldı
Stockholm’de Türkiye'deki gelişmeler tartışıldı
Stockholm’de Türkiye'deki gelişmeler tartışıldı
70 civarında kurum, dernek ve siyasi partinin üyesi olduğu “Halk ve Savunma Merkez Birliği” adlı kuruluş Türkiye’nin komşularla ilişkilerini, Ortadoğu’daki konumunu ve ülkede yaşanan insan hakları konusundaki gelişmeleri konu alan bir seminer düzenledi.
Stockholm Akdeniz Müzesi’nde düzenlenen “Türkiye: Potansiyal ve Öncelikler” adlı seminere Dünyanın değişik ülkelerindeki demokrasi sürecini desteklemek amacıyla kurulan IDEA adlı kurumdan Hamdi Hassan, İsveç’in eski Türkiye Büyükelçisi Michael Sahlin, uzun yıllar Svenska Dagsbladet gazetesinin Orta-Doğu ve Türkiye muhabirliğini yapan Gazeteci Bitte Hammargren konuşmacı olarak katıldı.
“Halk ve Savunma Merkez Birliği” Genel Sekreteri Lena Barthodson seminerin açış konuşmasında Türkiye’nin hızlı bir ekonomik kalkınma gösteren ama aynı zamanda da ciddi insan hakları ihlallerinin yaşandığı bir çelişkiler ülkesi olduğunu söyledi. Barthodson, basın ve ifade özgürlüğünün baskı altında olduğunu, 100 civarında gazetecinin cezaevinde tutulduğunu ve Sınır Tanımayan Gazeteciler’in yayınladığı son raporda Türkiye’nin ifade özgürlüğü açısından 179 ülke arasında 148’i sırada yer aldığını ifade etti.
AKP’NİN KOMŞULARLA SIFIR SORUN POLİTİKASI TUTMADI
IDEA yöneticilerinden Hamdi Hassan Türkiye’nin Orta-Doğu’da büyük bir güç haline gelme tutkusu olduğunu belirtti. Hasan, bu amaçla uygulamak istediği “komşularla sıfır sorun” politikasının Suriye’ye yaklaşımının değişmesinin ardından gerçekleşemediğini ve Başbakan Erdoğan’ın Müslüman ülkeler arasında özellikle Katar, Yemen ve Suudi Arabistan’la ilişkileri geliştirdiğini söyledi.
AKP Hükümeti ile Fethullah Gülen hareketi arasındaki ilişki ve çelişkileri de değerlendiren Hasan, Gülen Hareketi’nin Dünyanın 100 ülkesinde 130 bin civarında okulu bulunduğunu ve Türkiye’de medya kuruluşlarının önemli bir bölümünü denetim altında bulundurduğunu ifade etti. Hasan, Gülen Hareketi ile Mısır’da iktidarda bulunan “Müslüman Kardeşler” arasında çok büyük benzerlikler olduğunu söylerken, aralarındaki farkın Müslüman Kardeşler iktidar iken Abdullah Gülen’in AKP İktidarıyla işbirliği yapması olduğu değerlendirmesinde bulundu.
İsveç’in eski Türkiye Büyükelçisi Michael Sahlin, Türkiye’de ilginç gelişmelerin yaşandığını, AKP Hükümetinin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’la Kürt sorununu çözmek için görüşmeleri başlattığı bir dönemde Paris’te üç Kürt kadın siyasetçinin katledildiğini, cinayetin arkasında kimlerin olduğunun henüz belli olmadığını söyledi.
ERDOĞAN PKK’Yİ YOK EDEMEDİĞİ İÇİN DİYALOG YOLUNU SEÇTİ
Sahlin, Büyükelçilik yaptığı dönemde Türkiye’de Kürt sorunun barışcıl yoldan çözümü için Turgut Özal’ın adım atmak istediğini ancak Özal ve ardından kendisiyle aynı düşünceleri paylaşan General Eşref Bitlis’in ard arda kuşkulu bir biçimde yaşamlarını yitirdiklerini dile getirdi. Susurluk skandalının devlet, çeteler ve politikacılar arasındaki kirli ilişkileri açığa çıkardığını anlatan Sahlin, ancak arabada bulunanların değil kazaya neden olan kamyon şöförünün yargılandığını söylemesi izleyiciler tarafından şaşkınlıkla karşılandı.
Türk devletiyle PKK arasında süren savaşta 22 bini PKK’li toplam 35 bin kişinin yaşamını yitirdiğini, savunan Sahlin, Türk devletinin tüm saldırılarına rağmen her zaman 5 bin civarında gerillanın bulunduğuna dikkat çekti. Erdoğan’ın Atatürk’ten sonra bugüne kadar Türkiye’de en güçlü devlet yöneticisi olduğu değerlendirmesinde bulunan Sahlin Erdoğan’ın PKK’yi "yok etmek" için sürdürdüğü çabaların sonuçsuz kaldığını ifade ederken, soruna barışçıl yollardan çözüm bulunması gerektiğini anladığını ve bunun için diyalog yolunu seçtiğini öne sürdü.
AKP GENERALLERİ TUTUKLAYARAK GEÇMİŞİN RÖVANŞINI ALDI
Sahlin 28 Şubat süreci ve ordunun İslami hareketlere yönelik baskıcı tutumundan da söz ettikten sonra AKP’nin güvenlik güçleri ve istihabarat örgütü üzerinde denetim sağladıktan sonra yüzlerce generali tutuklattırarak geçmişin rövanşını aldığı değerlendirmesinde bulundu. Fethullah Gülen Hareketi ile AKP iktidarı arasındaki işbirliğinin devlet içerisinde bazen kriz ve çatışmalara dönüştüğünü söyleyen Sahlin, buna örnek olarak da Oslo müzakerelerinin açığa çıkmasından sonra MİT Müşteşarı Hakan Fidan olayını gösterdi. Sahlin, iki güç arasındaki mücadelenin halen sürmekte olduğunu ifade etti.
KÜRTLER VE TÜRKLER SORUNUN ÇÖZÜLMESİNDEN YANA
Gazeteci Bitte Hammargren 1990’lı yıllarda Kürdistan’da olağan üstü halin olduğunu, cezaevlerinde tutsaklara sistematik olarak işkence yapıldığını söyledi. Hammargren Türk Devletinin bundan bir süre önce 1999 yılından beri İmralı Adası’nda tecrit edilmiş bir biçimde tutulan Öcalan ile görüşmeleri başlattıktan hemen sonra Paris’te üç Kürt kadınının hayatını kaybettiği saldırının gerçekleştiğini söyledi.
Katledilenler arasında bulunan Sakine Cansız’ın cenaze törenin sırasında, kendisinin Dersim’e giderek Cansız'ı çocukluğundan beri tanıyan köylülerle görüştüğünü belirten Hammargren, köylülerin Cansız’ın sorunun çözümünden yana tutum aldığı için barışı istemeyen güçler tarafından öldürüldüğü yönündeki kanaatini aktardı.
PKK’yi destekleyen halkın sorunun çözümünden yana olduğunu ifade ettiklerini söyleyen Hammargren, Türklerin de artık merkezi bir devlet yapısını sürdürerek bir yere gidilmeyeceğini kavradıklarını ve Kürt sorununun çözümünden yana tutum aldıklarını savundu.
KCK'ye üye oldukları iddiasıyla aralarında insan hakları savunucuları, belediye başkanları, gazeteciler, sendikacılar ve BDP yöneticilerinin bulunduğu 9 bin kişinin cezaevlerinde tutulduğunu söyleyen Hammargren, Kürt gazeteciler üzerinde yoğun baskı olduğuna dikkat çekti.
ERDOĞAN’IN LİDERLİK TARZI KENDİ PARTİSİNDEKİLERİ DE ENDİŞELENDİRİYOR
Kürt gazetecilerin yanı sıra Hükümete muhalefet eden Sosyal Demokrat eğilimli gazetecilerin de tutuklandıklarını söyleyen Hammargren Mustafa Balbay’ın 4 yıldır cezaevinde tutulduğunu hatırlattı.
Uluslararası basın örgütlerinin Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik eleştirilerini Başbakan Erdoğan’ın “Bizim iç işlerimize karışamazlar” gibi saygısız ifadelerle cevap verdiğini söyleyen Hammargren, Türkiye’de Kürt sorununun yanı sıra etnik ve dini azınlıkların çözülmesi gereken sorunları olduğunu ifade etti. Hammargren, Erdoğan’ın liderlik yapma tarzının sadece muhalefet partilerini ve aydınları değil aynı zamanda kendi partisi içinde bulunanları da endişelendirdiğini dile getirdi.
Baskılardan çevrecilerinde etkilendiklerini belirten Hammargren 90 yaşındaki Muharrem Karaca aleyhinde siyanürle altın arayan tekellere karşı çıktığı için dava açıldığını söyleyen Hammargren, kamuoyu oluşturmaya çalışanlar üzerindeki baskıların halkı kaygılandırdığını dile getirdi.
Semineri aralarında İsveç’in eski Dışişleri Bakanı Lena Helm Wallen, milletvekilleri, İsveçli kurum ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin de bulunduğu 100 civarında kişi izledi.