Suruç gazisi Gündüz: İyileşince Suruç'a yine gideceğim
Suruç vahşetinden yaralı olarak çıkan Devrim Gündüz: Suruç'a gittiğim için hiç pişmanlık duymadım. Yine olsa yine giderim. İyileşip ayağa kalktığım zaman zaten yine gideceğim.
Suruç vahşetinden yaralı olarak çıkan Devrim Gündüz: Suruç'a gittiğim için hiç pişmanlık duymadım. Yine olsa yine giderim. İyileşip ayağa kalktığım zaman zaten yine gideceğim.
Suruç vahşetinden yaralı olarak çıkan Devrim Gündüz: Suruç'a gittiğim için hiç pişmanlık duymadım. Yine olsa yine giderim. İyileşip ayağa kalktığım zaman zaten yine gideceğim.
33 devrimcinin öldürüldüğü Suruç'ta ağır yaralı kurtulan ve tedavisi hala devam edenlerden biri de Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi Devrim Gündüz.
Tedavisi evinde devam eden Gündüz'ün bir böbreği ve dalağı alındı. Şarapnellerin sol bacak kemik ve kaslarında yarattığı tahribatın giderilmesi için birkaç ameliyat oldu. Baldırındaki demir vidalar dikkat çekiyor.
Vidaları görünce "Acımıyor mu?" diye soruyorum. Onlara alışmış olmalı. Sakince yanıt veriyor: "Kemiklerin kaynaması bekleniyor. Kaynayınca çıkartacaklar."
Yeniden ayağa kalkacak. Ancak biraz daha zamana ihtiyacı var.
Kocaeli'nin tepe mahallelerinden biri olan Tavşantepe'deki evinin bahçesindeyiz. Kulübeden güvercin sesleri geliyor.
Bir süredir güvercin besliyor. Tek tek isimlerini, özelliklerini sayıyor. "Onlarla zaman geçiriyorum" diyor. Aylarca evde hapsolmak zor. "Yoldaşlar sık sık geliyor. Bazen de ben Güneş'in yanına gidiyorum" diye ekliyor.
Güneş Erzurumluoğlu da Suruç vahşetinden sağ çıkanlardan. Şimdilik tekerlekli sandalyede. Tedavisi bitince o da ayağa kalkacak.
Devrim, neden Suruç'a gittiği anlatıyor: "Federasyonun her yıl düzenlediği yaz kampını, bu kez Kobanê'nin inşasına katılma eylemine dönüştürme kararından büyük memnuniyet duydum ve çalışmanın içinde aktif olarak yer aldım."
Kobanê savunması sırasında Suruç sınırında tutulan nöbet eylemlerine de katılan Gündüz, orada Kobanê'de ölümsüzleşen Rıfat Horoz ile birlikte yardım çalışmalarında yer almış. Rıfat Horoz, Suruç'ta Kader Ortakkaya adına bir kütüphane kurmuş. Ardından da Kobanê'ye geçerek, şehitler müzesini inşa etmişti. Müze, DAİŞ'in bir saldırısında hasar gördü. Devrim, Horoz'un ölümüyle yarım kalan müzenin yeniden inşasına katılmayı çok istediği için de kampanya çalışmalarında yer aldığını anlatıyor.
19 Temmuz günü 17 kişi ile birlikte İzmir'den yola çıkıyor. Sabah Suruç'a indiklerinde, önce kahvaltı ediyorlar, ardından da ilçeyi bildiği için alışveriş, banka gibi işlemleri olan arkadaşlarına rehberlik ediyor.
ALEV TOPU ONLARI ALMIŞ
Sonrasını şöyle anlatıyor: "Açıklamanın yapılacağı sırada Rıdvan, Seyit, ben beraber duruyorduk. SGDF pankartının arkasına doğru geçecekken BEKSAV önümüzde pankart açınca, biz de bu pankartın arkasında durduk. Sonrasında bir patlama oldu. Kesik kesik hatırlıyorum. Yaşadıklarım 30 saniye gibi geldi ancak 5-6 dakika sürmüş. Kendimi kaldırıyorum, bir tarafımda yanmış insanlar. Alev topu onları almış, bizi de basın dışarıya fırlatmış. Karşımda gazeteciler; kimi donup kalmış, kimi bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bir şeyim yok zannediyorum. Ama ayağımda kırıklar ve iç kanamam varmış. Sonradan öğreniyorum bunları. Tam kendimi bırakacakken, Rıdvan'ı gördüm. 2-3 metre ötemde, yüzükoyun yatmış. Yüzü bana dönük, gülümsüyor. O'nu gördükten sonra kendimi bırakmadım. Sonra bir arabayla hastaneye götürüldük. Ancak hala aklıma canlı bomba gelmiyor, ses bombası patlamıştır diye düşünüyorum."
Diğer Suruç'tan hayatta kalanlar gibi Devrim için de günler zor geçmiş. Bu sadece bombanın bedende yarattığı tahribatla ilgili değil. Hayatta kalmanın verdiği vicdan azabı duygusu daha ağır: "İlk zamanlarda keşke ben de ölseydim, duygusunu yaşadım açıkçası. Sonra bu duygudan kurtulmam gerektiğine karar verdim ve bir an önce iyileşmem ve mücadeleme kaldığım yerden devam etmem yönünde kendimi motive ettim. Şimdi de iyileşmeye ve yeniden ayağa kalkmaya çalışıyorum."
YİNE GİDİLMELİ ZATEN
Dostları, yoldaşlarını kaybetti, hayatı kesintiye uğradı. Tüm bu günler boyunca "keşke" dediği oldu mu?
Devrim, "Hiç pişmanlık duymadım" diyor ve ekliyor: "Yine olsa yine giderim. Yine de gidilmeli zaten. İyileştiğim zaten yine gideceğim."
Gündüz son sözü de yoldaşlarına mesaj: "Her zaman üreten tarafta olmak. Durumumuz ne olursun, belki sakat da kalabilirdik, başka bir şey de olabilirdi ama ne olursa olsun üreterek hayata katılmak zorundayız."