'Talabani hastalanmasaydı süreç farklı olacaktı'

'Talabani hastalanmasaydı süreç farklı olacaktı'

Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin 20 Aralık 2012 günü kendisine Öcalan'ın özgürlüğü için uluslararası bir kampanya başlatmak istediğini söylediğini belirten KNK üyesi M.Emîn Pencewînî "Talabani birçok dünya liderinin desteğiyle süreci başlatmak istiyordu, fakat aynı akşam rahatsızlandı" dedi. Pencewînî, Talabani ve dönemin MİT müsteşarı Emre Taner ile yaptığı iki kritik görüşmeyi ANF'ye anlattı.

Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) üyesi Güney Kürdistanlı siyasetçi ve şair M.Emîn Pencewînî, 8 Mayıs'ta HPG gerillalarının Kuzey Kürdistan'dan çekilme başlamasıyla yeni bir aşamaya giren 'çözüm süreci'nin perde arkasını bilen isimlerden. Sürecin ilk adımlarının 2010 yılında atıldığını söyleyen Pencewînî, sürecin başlaması için Bağdat-Hewlêr-Kandil üçgeninde yaptığı diplomasi trafiğinin yanı sıra Ankara'da üst Türk hükümeti yetkilileriyle de biraya gelmiş bir isim.

Geçtiğimiz hafta sonu Brüksel'de gerçekleşen KNK 13. Genel Kurulu için Güney Kürdistan'ın Süleymaniye kentinden Avrupa'ya gelen Pencewînî, 2010 yılında Ankara'daki iki görüşmeyi ve Irak'ın Kürt Cumhurbaşkanı Celal Talaban ile rahatsızlanmasından birkaç saat önce Bağdat'ta yaptığı görüşmenin ayrıntılarını ANF'ye anlattı.

TANER: SÜREÇ BAŞARISIZ OLURSA DAĞA ÇIKARIM

Ankara'daki görüşmeye dönemin MİT müsteşarı Emre Taner'in yanı sıra Türk İçişleri Bakanlığı'nın istihbarat şefi ile Türk ordusundan bir yetkilinin katıldığını hatırlatan Pencewînî şöyle konuştu: "Yaklaşık 4 saat süren görüşmede Taner bana 'Aslında emekli oldum, fakat başbakan Erdoğan görev süremi 6 ay daha uzattı ve benden Kürt sorunun çözülmesi için bir proje hazırlamamı istedi' dedi. Görüşmemiz de bunun üzerine gerçekleşti ve benden PKK'ye taleplerini iletmemi istediler."

Pencewînî, Taner'in kendisine anlattığı proje hakkında şu bilgiler verdi: "PKK ateşkes ilan edecekti ve şimdiki gibi silahlı güçlerini geri çekecekti. 75 kişinin yer aldığı bir liste dışında bir genel af çıkartılacaktı. Af, 5 yıl sonra bu 75 kişiyi de kapsayacaktı ve bunlar bu sürede ya Güney Kürdistan'a ya da istedikleri bir ülkeye gideceklerdi. Taner, affa uğrayanların ise legal alanda siyaset yapabileceğini söyledi. Kürtçe eğitimin gündeme geleceği ve seçim barajının dürüleceğini anlattı."

Kürt siyasetçi Pencewînî, Taner'e "Şayet geri çekilme olursa fakat devlet söz verdiği adımları atmazsa ne oluyor?" sorusunu yönelttiğini ve şu yanıtı aldığını aktardı: "Taner 'O zaman ben devlete karşı dağa çıkarım' dedi. Ben de bunun üzerine Arapça 'ehlen ve sehlen' (hoş geldiniz) ve 'Ben bizzat sizi dağa ulaştırırım' dedim. Ankara'daki görüşmenin ardından Hewlêr'e gittim ve orada Talabani ile bir araya geldim. Talabani ise 'Eğer Kürt sorunu çözülecekse değil 75 kişi 75 bin kişiyi de misafir etmeye hazırız' dedi."

'KANDİL MÜZAKERELERİN İMRALI'DA OLMASINI İSTEDİ'

Ankara ve Hewlêr'deki temasların ardından Kandil'de KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan ile biraya geldiğini söyleyen Pencewînî "Karayılan sürece olumlu yaklaştı, fakat müzakerelerin İmralı'da Öcalan ile yürütülmesini istedi. Bunun üzerine 10 gün aradan sonra Ankara'ya ikinci kez gittim ve KCK'nin bu talebini ilettim. Taner ise bana 'İmralı'da Öcalan ile müzakere edersek asker darbe yapar' diyerek bunu yapmaya henüz hazır olmadıklarını söyledi."

'TALABANİ ÖCALAN İÇİN HOLLANDE İLE GÖRÜŞMÜŞTÜ'

Ankara'daki görüşmeyi KCK yetkililerine aktardığını söyleyen Pencewînî, 20 Aralık 2012 günü ise Bağdat'ta Celal Talabani ile bir araya geldiğini hatırlattı. Talabani'nin kendisine kuzey Kürdistan'da çözüm ve barış süreci için bir projesinin olduğunu söylediğini belirten Pencewînî, bu görüşmeye ilişkin ise şu bilgileri verdi:

"Mam Celal uluslararası bir kampanya başlatmaya hazırlanıyordu ve bunun için başta Fransa cumhurbaşkanı François Hollande olmak üzere birçok dünya lideri, hatta BM ile de görüştüğünü söyledi. Talabani, konu ilk olarak sosyalist enternasyonalin gündemine getirmek ve bunun için de aralarında Papandreu gibi eski sosyal demokrat başbakanlar, Desmond Tutu, Mandela'nın avukatı ve Nobel barış ödülü almış isimlerin yer aldığı bir heyet oluşturmak istiyordu.

Mam Celal benden bu heyetin sekreteri olmamı istedi. Ayrıca yeni yılda Süleymaniye’ye gelmeyi planladığını ve KCK, BDP ile DTK görüşme de ayarlamamı talep etti. Mam Celal'in projesinde yer alan acil talepler şunlardı; Öcalan hemen ev hapsine geçmeli, PKK terörist örgütler listesinden çıkartılmalı ve Türk hükümeti ile PKK arasında müzakereler başlamalı. Mam Celal bu süreç için BM ve bazı Arap ülkelerinden de tam destek aldığını da söyledi.

Talabani ile 20 Aralık günü saat 11'de görüşmüştüm ve hemen uçakla Süleymaniye'ye döndüm. Fakat aynı gün akşam saat 21.00 sularında hastalandığını duyduk ve böylelikle projesini hayata geçiremedi. Şayet Mam Celal hastalanmasıydı süreç şimdi daha da ilerlemişti ve daha fazla uluslararası destek alacaktı. Bu da şüphesiz çözüm ve barış sürecini hızlandıracaktı."

Geçtiğimiz günlerde 20 Aralık günü geçirdiği beyin kanamasının ardından Almanya'nın başkenti Berlin'de tedavi altına alınan Talabani'nin sağlık durumunun iye gittiği açıklanmıştı. Berlin’deki Charite Hastanesi’nde Talabani’nin tedavisini üstlenen sağlık ekibinin başında bulunan Necmeddin Kerim “Mam Celal tedaviye olumlu cevap veriyor ve devamlı bir iyileşme gözleniyor” derken, aylar sonra Talabani'nin ilk kez fotoğrafları yayınlanmıştı.