Tan: AKP ile cemaat arasındaki on yıllık aşk evliliği karakolluk oldu

Tan: AKP ile cemaat arasındaki on yıllık aşk evliliği karakolluk oldu

HDP Amed Milletvekili Altan Tan, hükümet-cemaat çatışmasına ilişkin olarak “On iki yıldır balım gülüm gidilen bir aşk evliliği ne hikmetse karakolluk oldu” dedi.

HDP Amed Milletvekili Altan Tan, İçişleri Bakanlığı bütçesine ilişkin olarak mecliste yaptığı konuşmada hükümet cemaat çatışmasına değindi. Generallerin tutuklanmasını ileri sürerek vesayeti kaldırmakla övünen hükümetin bir müddet sonra “Milli orduya kumpas kurulmuş. Bizi kandırmışlar” görüşünü savunduğuna dikkat çeken Tan, “Bunun hangisi doğru generallerin tutuklanması mı? Orduya kumpas kurulduğu mu?” diye sordu.

2009 yerel seçimlerinde BDP 101 belediyeyi kazandıktan hemen sonra Şırnak, Kızıltepe ve Batman belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu çok sayıda siyasetçinin KCK operasyonları kapsamında tutuklandığına dikkat çeken Tan, “Bu insanlar 5 yıl tutuklu kaldıktan sonra bırakıldı. Ama haklarındaki o iddialarla ilgili mahkemeler hâlâ sonuçlanamadı, hâlâ bir suç tespit edilip de bir ceza verilemedi. Peki, bu insanların beş yılı, altı yılı ne olacak? Suçlu mu, suçsuz mu, neye göre suçlu, neye göre suçsuz?” diye konuştu. Tan, Hükümetin sıkça dile getirdiği paralel yapıyla ilgili olarak ise şunları söyledi: “On iki yıldır balım gülüm gidilen bir aşk evliliği ne hikmetse maalesef karakolluk oldu. Ve burada gelinen bu noktada yine dünün göklere çıkarılan insanları, toz kondurulmayan insanları, akredite insanları bir gece yarısı veya bir sabaha karşı gözaltına alınmaya başladı. Bu iş nereye gidecek? Kim haklı, kim haksız, kim suçlu, kim suçsuz? Siyasi iktidarı, gücü, erki eline alan, erk kullanan hoşlanmadığı, hareketlerini tasvip etmediği herkesi eğer gözaltına alabilecekse ve herkes tutuklanabilecekse ve herkes bir yıl, üç yıl, beş yıl cezaevinde yargılandıktan sonra, tutulduktan sonra “Ya, kusura bakma, vallahi bir yanlışlık oldu.” diye bırakılacaksa bu işin sonu nereye gidecek, nereye varacak?”

 MEM Û ZİN SAHNESİNDE TÜRKMEN DÜĞÜNÜ

Tan, Kültür Bakanlığı bütçesi üzerindeki konuşması sırasında Mem û Zin’le ilgili olarak ilginç bir ayrıntıyı paylaştı. Mem û Zin Van’daki bir gösterimde sahnelenirken Kültür Bakanlığı’nın oyunun içine senaryoyla ilgisi olmayan bir Türkmen düğününü yerleştirdiğini belirterek, “Bu nereden çıktı? ‘İçinde de bir Türkmen düğünü olsa ne olur?’ diyorlar. Siz Romeo ve Juliet’in içine bir Türkmen düğünü veya bir Kürt düğünü koyabiliyor musunuz? Bu da trajikomik bir şey” dedi.

 KÜRKÇÜ: YENİ BİR KÜLTÜR İNŞAA EDECEĞİZ

HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de Kültür Bakanlığı bütçesine yönelik yaptığı konuşmada, kültür işlerinin AKP’nin ideolojik yönelimlerini empoze etmesi açısından Diyanet İşleri Başkanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı’na devredildiğini söyledi. Kürkçü, “Öteki kültür faaliyetleri ise bütünüyle yurttaşların kendilerine bırakılmıştır. Ancak, yurttaşların kısıtlı bütçeleriyle bütün bir tarih yükünü omuzlarında taşımaları imkânsızdır. Devlet eğer bir işe yarayacaksa, toplumun herhangi bir üyesinin kendi başına yapamayacağı işleri sırtlanması ve bunları kâr amacıyla değil halkın geçmişiyle ve geleceğiyle, bugünüyle birbirine bağlanacağı bir süreklilik içerisinde kendi kültürünü yeniden üretmesine ihtiyaç vardır. Bunu da yapmayacaksa çekiverin kuyruğunu, gitsin. O zaman, biz kendi işimizi kendimiz gördüğümüzde bize de ‘paralel kuruyorsunuz’ demeyin. Paralel kurmuyoruz; karşınızda yeni bir kültürün inşasına girişeceğiz, bunu kendi elimizle, kendi gücümüzle getireceğiz, o zaman parmaklarınızı ısıracaksınız, kültür karşısında şapka çıkartacaksınız” şeklinde konuştu.

 GÜR: MÜLTECİLERE STATÜ VERİLMELİ

HDP Van Milletvekili Nazmi Gür de Göç İdaresi Genel Müdürlüğü bütçesi üzerine yaptığı konuşmada mültecilerin sorunlarını dile getirdi. Göç İdaresine ve buna bağlı kurumların, yerinden edilen insanlara karşı etnik ve mezhepsel açıdan ayrımsız davranması gerektiğini vurgulayan Gür, zor koşullar altında hayatını sürdürmeye çalışan bu insanların suça itilmesini engellemeye dönük önlemlerin İçişleri Bakanlığı tarafından etkin bir şekilde alınması gerektiğinin önemine dikkat çekti. Hükûmeti, özellikle Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin çalışma alanını kolaylaştıracak şekilde davranmaya çağıran Gür, “Türkiye’nin özellikle uluslararası mülteciler hukukuna karşı koyduğu çekinceleri derhâl kaldırmasını öneriyoruz. Bu hem insan haklarının hem de demokrasinin bir gereğidir. Eğer gerçekten Suriyelilerin, Şengallilerin burada bizim misafirimiz olmaktan öte bir statüsünün, haklarının olduğuna inanıyorsak onlara mültecilik statüsünün tanınmasını sağlayacak bu düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor” diye konuştu.