Tecrit karşıtı inisiyatif hükümeti uyardı

Tecride Karşı Özgürlük İnisiyatifi Sözcüleri, açlık grevlerine destek amacıyla yapılan eylemlere yönelik polis şiddetinin arttığı tepkisinde bulunarak hükümeti uyardı.

Tecride Karşı Özgürlük İnisiyatifi Sözcüleri Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran ve Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk, artan polis şiddetine tepki gösterdi.

Yazılı bir açıklama yapan sözcüler, AKP-MHP yönetimini, keyfi uygulamalarına, yasalarca tanınan hakların gasp edilmesine derhal son vermeye çağırdı. Sözcüler, “Aksi takdirde, sorumluluğunu alamayacakları, altından kalkamayacakları felaketlere, ölümlere neden olacaklardır” diye uyardı.

Açıklamada şunlar ifade edildi:

“HDP Hakkari Milletvekili ve DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in başlattığı açlık grevi 86’ıncı, Nasır Yağız’ın Hewler’de devam ettiği açlık grevi 73’üncü gününe ulaşmış, cezaevlerinde farklı tarihlerde sayısı her gün artan 284 tutsak, Strazburg ve Galler’de onlarca siyasetçi ve aktivist tecride karşı başlatılan açlık grevine katılmıştır.

Tarihsel direnişlere şahitlik eden Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde, İmralı Adası’nda 20 yıldır mutlak tecrit altında tutulan Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki bu uygulamanın sonlandırılması amacıyla başlayan direniş dalga dalga büyürken, bu direnişe karşı saldırılar da şiddetlenmektedir. Bayburt Cezaevi’nde açlık grevi 30 güne ulaşan tutsaklar, tekli odalara alınmıştır. Yaşamlarını tek başlarına idame ettirmeleri güç olan bu tutsaklara, arkadaşlarının refakat etmesine ise izin verilmemektedir. Benzer uygulama, Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde ve Elazığ Cezaevi Kampüsü’nde açlık grevinde olan tutsaklara da uygulanmaktadır. Açlık grevcileri tekli hücrelere konularak tecrit altına alınmaktadırlar.

Kayseri Bünyan Cezaevi’nde bulunan açlık grevindeki tutsaklara ise disiplin cezaları verilerek aile görüşü yapmalarına izin verilmemekte, sosyal etkinliklere katılmaları engellenmekte, üstü tel ile kaplanan havalandırma alanındaki karın temizlenmemesi nedeniyle açık havaya erişimleri ise sağlanmamaktadır.

Açlık grevlerine destek amacıyla yapılan barışçıl eylemlere yönelik kolluk gücü şiddeti ise dozunu arttırarak devam etmektedir. Leyla Güven’in evinin önünde destek eylemi düzenleyen yurttaşlara TOMA ile saldırılmakta, bu eylemleri takip eden gazeteciler ise gözaltına alınmakta ya da polis tarafından hakaretlere maruz kalmaktadır.

Açlık grevcilerinin sağlık durumları artık kritik eşiğin üzerinde bir noktaya ulaşmıştır. Bedenlerinde kalıcı hasarlar oluşmaya başlayan grevcilerin, talepleri ilk günkü kadar haklıdır. Tecrit rejimi, bir insanlık suçudur ve derhal sonlandırılmalıdır. Diktatörlüklerin en temel ortak cahillikleri, dayattıkları hukuksuzlukların, bir gün kendilerine de uygulanabileceği ihtimalini göz ardı etmeleridir. Israrla kendisine hukuk devleti olarak niteleyen AKP-MHP yönetimi, keyfi uygulamalarına, yasalarca tanınan hakların gasp edilmesine derhal son vermelidir. Aksi takdirde, sorumluluğunu alamayacakları, altından kalkamayacakları felaketlere, ölümlere neden olacaklardır.

Yol hala yakınken, açlık grevcilerinin taleplerine kulak verin ve insanlık suçu tecrit rejimini sonlandırın. Sayın Abdullah Öcalan ve İmralı Adası’nda tutulan tutsakların düzenli aile ve avukat görüşü yapmasının önündeki keyfi engelleri kaldırın.”