Tekirdağ Cunta Cumhuriyeti
Tekirdağ Cunta Cumhuriyeti
Tekirdağ Cunta Cumhuriyeti
Siyasi tutuklu ve hükümlülere uygulanan işkence, hak ihlalleri ve baskılarla 1980 cunta dönemi zindanlarını aratmayan Tekirdağ F Tipi cezaevinde işkencesiz gün geçmiyor. Ahmet Salgın adlı tutsak, cezaevinin ‘tek başına bir Cunta Cumhuriyeti’ olduğunu yazdı.
Geçtiğimiz günlerde Tekirdağ 2 No'lu F Tipi cezaevinden apar topar Metris 1 No'lu T Tipi cezaevine sürgün edilen PKK davası hükümlüsü Ahmet Salgın'ın gönderdiği mektupta, cezaevi birinci müdürü Osman Demirel'in yönetimindeki 2 No'luda özellikle PKK tutsaklarının hedefi olduğu sistematik işkencenin vardığı boyutu bir kez daha gözler önüne serdi.
Bir ay önce A Takımı tarafından feci şekilde darp edilerek, sünger odasına atıldığını yazan Salgın, Tekirdağ F Tipi cezaevinin tek başına bir Cunta Cumhuriyeti olduğunu söyledi.
S.S SUBAYLARI IŞBAŞINDA
Salgın mektubunda, cezaevinde baskı ve işkencesiz tek bir gün yaşanmadığını vurguladı. Salgın, 1 ay önce ailesiyle telefonda konuştuğu esnada araya giren infaz memurunun ad ve soyadı verme talimatına cevap vermediği gerekçesiyle, özel eğitimli 15 kişiden oluşan A takımı tarafından feci şekilde darp edildiğini belirtti. Her tarafı mosmor, yürüyemez bir halde sünger odasına atıldığını ve orada 5 gün boyunca tutulduğunu aktaran Salgın, defalarca A Takımı hakkında şikayet dilekçesi verdiğini ancak idare tarafından işleme konulmadığına dikkat çekti.
Tekirdağ 2 No'lu F Tipi cezaevindeki fiziki ve psikolojik işkence yöntemlerini maddeler halinde sıralayan Ahmet Salgın, yaşanan zulmü şu çarpıcı cümlelerle aktardı:
SOYUN
"Cezaevine adım atar atmaz işkence başlıyor. Mahkum kabul yerinde sıraya sokularak X Ray cihazından geçmeden, 'Soyun' talimatıyla karşılanıyorsun. Bu insanlık dışı uygulamaya karşı geldiğinde, hemen 6 gardiyan küfürler eşliğinde seni darp ederek, kameranın önünde iç çamaşırla kalacak şekilde soyuluyorsun. Aynı işlem her avukat görüşü sonrası da tekrarlanıyor. 'Örgütsel not aldın' adı altında bu kez A Takımı tarafından zorla soyuluyoruz.
ARAMA TERÖRÜ
Ayda 3 kez bazen Cumartesi günleri dahil hücrelerimize arama yapılıyor. Her arama ve sayım bir eziyete dönüştürülüyor. 15 kişilik A Takımı hücreye girip terör estiriyor. Bizi havalandırmaya çıkartıp, eşyalarımızı, kitaplarımızı, mektuplarımızı darmadağın ediyorlar, karşı çıktığında seni çevreleyip darp edip, sünger odasına atıyorlar.
MERHAMET DAYAĞI
Ziyarete, hastaneye, ortak alana çıkarken, cezaevi koridorunda tanıdık bir arkadaşını gördüğünde, merhaba demeyi bırak, el ile selam vermen dahil yasak. Eğer selam verirsen A Takımı işkencesi devreye sokuluyor. Bu zulme maruz kalman için, seni gözlerine kestirmeleri yeter.
AMAN HASTA OLMA
Bu cezaevinde hasta olmak birebir hedef olmana neden oluyor. Hastalığını sana karşı bir işkence yöntemi olarak kullanıyorlar. Kanser, mide, tansiyon, şeker, bel fıtığı gibi hasta tutsaklara uygulanan bu yöntemin adı: Bezdirmek. Hasta tutsaklar ancak defalarca dilekçe yazdıktan sonra hastaneye sevk edilebiliyorlar. Tek seçenek olarak sunulan Tekirdağ Devlet Hastanesi'ne götürüldüklerinde ise, ya 'ünitemiz yok' diyerek geri çeviriyorlar ya da doktor-jandarma işbirliğinde kelepçeli muayene dayatılıyor. Öyle ki, en kötü durumda olan hasta tutsaklar bile artık hastaneye gitmek istemiyor.
HÜCRE DEĞIŞIMIN ŞARTI KAVGA
4 yıldır hücre değişimi cezaevi idaresi tarafından keyfi bir biçimde engelleniyor. Hücre değiştirebilmek için sana açıkça kavga et koşulu dayatılıyor. En son PKK davası hükümlüsü Fatih Bingöl odasını değiştirmek için idareye defalarca dilekçe yazdı ancak her seferinde reddedildi. Gittiği müdür görüşme sırasında değişim talebini dile getirdiğinde ise, müdür ona ancak kavga koşulunda hücre değişikliği yaptıklarını söyleyerek bu uygulamayı bizzat teşvik etti."
‘KISACASI INSAN OLMAK YASAK!’
Tekirdağ F Tipi cezaevinin tek başına bir ‘cunta cumhuriyeti’ olduğunu vurgulayan Ahmet salgın, "Burada yaşanan işkenceleri ailene, basına aktarmak kesinlikle yasak. Eğer aktardığın fark edilirse ömür boyu sürecek disiplin cezalarına tabi tutuluyorsun. Adalet Bakanlığı'na yapılan hiç bir şikayet dilekçesi işleme alınmıyor. tam bir kısır döngü içinde boğuşuyoruz. Kısacası burada insan olma yasak" diye yazdı.