Temelli: Ses çıkarın, hayatı durdurun!

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, gasp edilen Amed Büyükşehir Belediyesi önünde yaptığı açıklamada, her yerde sese çıkarmaya ve hayatı durdurmaya çağırdı.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, DBP Eş Başkanı Mehmet Arslan, Büyükşehir Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı, ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran abluka altına alınan Amed'de saldırı altında basın açıklaması yaptı. 

'FAŞİST BLOKLA UZLAŞMAYACAĞIZ!'

Temelli şu açıklamaları yaptı:
"Faşist blokta olanlarla asla uzlaşmadık, uzlaşmayacağız.
Bugün burada tecridi görüyorsunuz. Bugün burada bir baskı, zulüm rejimini görüyorsunuz. Bugün burada kayyımı görüyorsunuz. AKP-MHP faşist blokunun fotoğrafını görüyorsunuz. Faşizmle uzlaşma olmaz. Faşist blokta olanlarla asla uzlaşmadık, uzlaşmayacağız. Olduğumuz her yerde direnmeye devam edeceğiz. Çünkü bizim direnişimiz, meşru hakkımızdır. Meşru hakkımızı her yerde kullanmaya, direnmeye devam edeceğiz. 

'YENİDEN SÜPÜRÜP EDECEĞİZ!'

Belediyelerimize kayyım atanarak 19 Ağustos tarihinde bir sivil darbe gerçekleşmiştir. Bu sivil darbeye karşı halkın iradesi ayaktadır, sokaktadır, Diyarbakır’dadır, Türkiye’dedir. Diyarbakır bizimdir, Türkiye bizim ortak vatanımızdır. İrademize de ortak vatanımıza da kentimize de belediyemize de sahip çıkacağız. Bu kent cesaretlidir, bu kentin halkı cesaretlidir. Bu korkakları da bu kayyımı da bu rejimi de geçmişte olduğu gibi yine hep birlikte mutlaka ama mutlaka süpürüp atacağız. 

'HER GÜN MEYDANLARDA OLACAĞIZ'

Gidin bakın belediyenin halini görün, kayyımın halini görün, ablukalara bakın. Direncimizi, irademizi kırmak için akla hayale gelmeyen yöntemlerle, fezlekelerle, uyduruk gerekçelerle belediye başkanlarımız görevlerinden alındı. Bu gaspçı anlayışı kabul etmiyoruz. Kürt halkının iradesine yönelik, Kürt halkının özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesine yönelik bu saldırıyı kabul etmiyoruz. Bu saldırı sadece Kürt halkına yönelik değildir, bu saldırı İstanbul’a, İzmir’e, emekçilere, kadınlara yöneliktir. Bu saldırıyı kabul etmiyoruz. Bu darbeci zihniyet tam 4 yıldır bu ülkeye zulümden, şiddetten başka bir şey vermedi. Ama inatla her gün meydanlarda olacağız her gün konuşacağız her gün hakikatin sesini onlara karşı haykırmaya devam edeceğiz. Hakikatin sesi susmayacak, HDP susmayacak. 
4 yıldır zulüm var, 4 yıldır tecrit var, OHAL var ama 4 yıldır da haklı ve meşru bir direniş var. Bugün de direniyoruz, direnmeye devam edeceğiz. Diyorlar ki belediye başkanlarımızın suçu varmış. Hiçbir belediye başkanımızın suçu yok. Bugün cezaevinde olan arkadaşlarımızın da hiçbir suçu yok. Onların bir sevdaları var. Tıpkı Figen gibi Selahattin, Selma, Sebahat, Gültan gibi. İçeride de olsalar dışarıda da olsalar hep birlikte barış ve demokrasi mücadelesinde yan yanayız. Türkiye halklarıyla beraber direniyoruz. 31 Mart’ta bu otoriter rejime karşı, kayyım anlayışına karşı irademizi ortaya koyduk. 23 Haziran’da bir kez daha koyduk. Kalktılar İstanbul’a kayyum atadılar, 23 Haziran’da cevaplarını aldılar. HDP nerede varsa bu cevap vardır. 
Bugün de Diyarbakır sokaklarında, Mardin sokaklarında vardır, Van’da vardır. Tüm Türkiye’de var olacaktır. Tüm Türkiye halklarıyla beraber, Kürt halkı, emekçiler kadınlar direnecektir. Bizim bir suçumuz yok sevdamız var dedik. Türkiye’yi özgürleştirme, Orta Doğu’yu özgürleştirme, Orta Doğu’da halkların özlemini duyduğu barışı gerçekleştirme sevdamız vardır. Tarih barışı çağırıyor. Kulak verin, biz kulak verdik, üzerimize düşen sorumlulukla hareket edeceğiz. Çözümsüzlükten beslenenler çözümün sesini, barışın sesini duymamaya devam ediyor. 

'HÂLÂ SAVAŞ PEŞİNDELER'

Bakın, Sayın Öcalan İmralı’dan bir kez daha seslendi, çözüm için barış için seslendi. Bu sese yanıt vermek yerine Türkiye halklarına şiddeti reva görenler baskıyı, zoru reva görenler hala Pençe ve Kıran harekatları peşinde. Hala Suriye’ye saldırı hesapları peşinde. Barış koridoruymuş. Barış koridoru istemiyoruz, barış istiyoruz. Türkiye halkları için de Irak halkları için de Suriye halkları için de barış, özgürlük, demokrasi istiyoruz. Ortak vatanımızda demokratik cumhuriyeti var etmek istiyoruz. Bunun için yerel iktidarlara demokrasi için iş başına geldik. Bunu hazmedemeyenler belediyelerimizi işgal ediyor. Kabul etmiyoruz susmayacağız, susturamayacaklar. 

'EŞİT TEMSİLİYETİ HAZMEDEMİYORLAR'

Diyorlar ki eşbaşkanlık sistemi var. Evet var. Eşbaşkanlık sistemi toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadeledir. Evet HDP’de eşbaşkanlık sistemi var. Çünkü eşit temsiliyeti, çünkü kadın özgürlüğünü savunuyoruz. Bunu hazmedemeyenler diyorlar ki eşbaşkanlık sistemi kötüdür. Hayır, kadınlar vardır, onların özgürlük mücadelesi vardır, onların da eşit temsiliyet hakları vardır. Bunun da gereğini yerine getirmeye devam edeceğiz. 

'HALIYI BİLE ÇALIYORLAR'

Diyorlar ki ekonomik olarak kaynakları talan ediyormuşuz. İşte kayyımın suçları ortada. Diyarbakır’da, Van’da, Mardin’de neler yaptıkları bütün çıplaklığı ile ortada. Hırsızlıkları ortada. İstanbul’da, Adana’da, Mersin’de ne yaptıkları ortada. Hırsızlıkları ortada. Nasıl yandaş müteahhitlere bu halkın kaynaklarını peşkeş çektikleri ortada. Halıyı çalacak kadar tıynetsizlikleri ortada. O yüzden hırsıza karşı gaspa karşı mücadele edeceğiz. Halkın, toplumun hakkını savunmaya devam edeceğiz. 

'HEPİMİZ BİRER GANDHİ'YİZ'

Bütün Türkiye halklarını bu ceberut anlayışa karşı her yerde bu mücadeleye katılmaları için sesleniyoruz. Hakkınızı savunun. Bu faşist saldırıya karşı her yerde yan yana gelin omuz omuza verin. Biz güçlüyüz. Bu korkaklara karşı gücünüzü gösterin hakkınızı savunun. Unutmayın hepiniz birer Gandhisiniz, nasıl ki Gandhi tek başına üzerinde güneş batmayan imparatorluğun güneşini söndürdü, bizler de hep beraber bu faşist iktidar blokunu durdurabiliriz. Tencerenizle, tavanızla, ışıklarınızla ses çıkartın, gücünüzü gösterin durdurun hayatı, bunlara selam vermeyin. Gücünüz sizsiniz. Bu gücü sokağa siyasete taşıyın. Demokratik siyaset içinde, hukuktan gelen hakkınızı bu hukuk tanımazlara karşı her yerde gösterin 

ÇAĞRI: BELEDİYELERİNİZE SAHİP ÇIKIN

Bizimkisi bir hukuk mücadelesidir, bir adalet mücadelesidir. O yüzden bu mücadele meşru bir mücadeledir. Her gün belediyelerinize gidin. Amed'de o kayyım gidene kadar belediyenize sahip çıkın. Van’da gidin, Mardin’de gidin, İstanbul’da gidin. Her yer bizim belediyelerimiz, Türkiye halklarının belediyeleridir. Gidin iradenize sahip çıkın. Geleceğinize sahip çıkın. Unutmayın biz halkız. Dün olduğu gibi bugün de meydanlardayız. Biz haklıyız biz kazanacağız. Mutlaka kazanacağız. Zulmü, kayyımı dün olduğu gibi bugün de kentimizden, sokağımızdan, mahallemizden mutlaka ama mutlaka süpürüp atacağız. Bu şiddet yanlılarını, bu bütün savaş meraklılarını süpürüp atacağız. Faşizmi yeneceğiz. Bu şiddete karşı ayakta durun ve asla vazgeçmeyin."