Şakran'da tutsaklar işkence sıralarını bekliyor!

Şakran'da tutsaklar işkence sıralarını bekliyor!

Şakran 2 Nolu T Tipi Cezaevi'nde kalan Erdoðan Uçar, cezaevinde devlet ciddiyeti olmadıðı için tüzük ve yönetmeliklerin yerine keyfi uygulamaların yer aldıðını belirterek, "Ortadan kaldırılması, işkence edilmesi gereken düşmanlar olarak görülüyoruz. Yaşam sınırlarımızı daraltabilecekleri en son noktaya kadar daraltmış bulunuyorlar. Ýşkence sırasının ne zaman bize geleceðini bilmiyorum" diye kaydetti.

Şakran 2 Nolu T Tipi Cezaevi'nde tutulan Erdoðan Uçar isimli tutsak, 28 Aralık'ta 50 kişilik bir gardiyan grubu tarafından feci şekilde dövülen 11 tutsaðın olayı ve cezaevinde yaşanan keyfi uygulamalarla ilgili ÝHD MYK üyesi Necla Şengül'e mektup gönderdi. Olay günü 50-60 kişilik bir gardiyan grubunun arkadaşlarının kaldıðı odaya gelerek aramayla hiç bir ilgisi olmayan davranışlarla bulunduðunu belirten Uçar, bu uygulamaya itiraz eden arkadaşlarının bulundukları odanın dışına çıkarılarak 50-60 kişilik bir gardiyan grubunun saldırı ve işkencesine maruz kaldıðını kaydetti. 11 tutsaða yapılan saldırının cezaevi müdürünün gözleri önünde gerçekleştiðini, tutsakların bütün ısrarlara raðmen cezaevi müdürünün olaya müdahale etmeyerek seyrettiðine dikkat çeken Uçar, "Bundan da çıkardıðımız sonuç saldırının planlı olduðu, üç-beş personel ve başgardiyanın işi olmadıðı yönündedir. Çünkü daha önce olaya karışan, işkence emrini verip, yöneten başgardiyanların provokatif yaklaşımları olmuş arkadaşlarımızın saðduyusuyla büyümeden aşılmıştır. Üzerimizden hesaplar yapıldıðını, bulunduðumuz cezaevinden başlatılmak istenen bir plan olduðunu düşünüyoruz" dedi.

Arkadaşlarına işkence yapan cezaevi personelinin cezaevinin koridorlarında sevinç içinde hareket ettiðini gördüklerini vurgulayan Uçar, şöyle devam etti: "Birkaç güne kadar koridorlarda birbirini döven birbirine saldıran, küfreden, gruplaşan personelin, birbirini boðazlamaya çalışanların, arkadaşlarımıza saldırma söz konusu olunca nasıl tek yumruk olduklarının bir tek izahı vardır; Kürt olmamız. Siyasi bir kimliðe sahip olmamız, devrimci bir duruş sahibi olup direnmemiz. Yani ortadan kaldırılması, işkence edilmesi gereken düşmanlar olarak görülüyoruz. Son dönemde göreve başlayan personeller bununla doldurulmuştur. Öyle ki babaları yaşındaki personel hatta onun yaşı kadar meslek tecrübesi olan başgardiyanlar bile söz konusu personelin önünde el pençe durmaktadır. Tüm bunların kimler tarafından yapıldıðını bilmiyoruz, bunun açıða çıkması gerekir diye düşünüyoruz. Odalarımıza bu güne kadar her zaman tespih sallayarak giren personeller eksik olmadıðı gibi, kullandıkları dil, davranışları vb. hiç biri devlet ciddiyetiyle baðdaşmamaktadır. Anlayacaðınız 2 Nolu T Tipi Cezaevi'nde devlet ciddiyetiyle işleyen hiçbir mekanizma kalmamıştır. Bu yüzden de işkence başlamıştır" diye vurguladı.

Şakran Cezaevi'nde devlet ciddiyeti olmadıðı için keyfi uygulamaların tüzük ve yönetmeliklerin yerini aldıðına dikkat çeken Uçar, "Bundan dolayı her gün adli tutuklular kendilerini adeta doðramaktadırlar. Yaşam sınırlarımızı daraltabilecekleri en son noktaya kadar daraltmış bulunuyorlar. Ýşkence sırasının ne zaman bize geleceðini bilmiyoruz; ama en çok da arkadaşlarımızı göremediðimiz için onların saðlık durumunu merak ediyoruz. Ýşkence esnasında en fazla darp edilen Veysel Yakar, Vahdettin Yalçıner, Yusuf Çetinkaya ve Faruk Baysu arkadaşlarımızın durumlarının kötü olduðunu hiçbir tıbbi müdahalenin yapılmadıðını biliyoruz. Ýdare onlar hakkında bize hiçbir bilgi vermemektedir. Özetle durum hakkında paylaşmak istedim. Kamuoyuna duyurulması ve hukuki desteðinizi her zamanki gibi esirgemeyeceðiniz inancıyla selamlar" diye aktardı.