Türk devletinin ajanları İsviçre tarafından korunuyor mu?

Türk devletine ajanlık yaptığı için tutuklandıktan kısa bir süre sonra serbest bırakılan Türk kökenli İsviçreli polisin davasında yaşanan gelişmeler, "İsviçre Türk devletinin ajanlarını koruyor mu" sorusunu akıllara getiriyor.

İsviçre’nin Basel kentinde geçtiğimiz Nisan ayında Türk devletine ajanlık yaptığı gerekçesiyle tutuklandıktan kısa bir süre sonra serbest bırakılan Türk kökenli İsviçreli polis Yasin Serin’in dosyasında ilginç gelişmeler yaşanıyor.

NELER YAŞANMIŞTI?

Basler Zeitung’un Serin’in Türk devletine yaptığı ajanlık faaliyetlerini duyurması ile birlikte Basel Kanton Polisi ve savcılığı harekete geçerek, ajan polis Serin hakkında görevi kötüye kullanmaktan ve Türk devletine ajanlık yapmaktan soruşturma başlatmıştı.

UETD İsviçre şubesi eski bir taraftarının Baseler Zeitung’a verdiği bilgilere göre Serin, Basel Polis Merkezi bilgisayarlarında kayıtlı olan Erdoğan ve AKP karşıtı kesimlerin bilgilerini gizlice ele geçirip, UETD İsviçre Şubesi üzerinden Türk devletine ulaştırıyordu. Yine gazeteye verilen bir fotoğrafta Serin’in Basel Polis Merkezine bağlı yerleri toplantı yapmak için UETD İsviçre taraftarlarına ayarladığı ortaya çıkmıştı.

Yaşanan bu gelişmelerin ardından Basel Kanton Başsavcılığı, Serin, hakkında görevi kötüye kullanmak ve Türk devletine ajanlık yapmak suçlamasıyla dava açarak yasal süreci başlatmıştı. Gelinen aşamada tutuksuz yargılanan Serin’in dosyasında yaşanan ilginç gelişmeler akıllarda önemli soru işaretleri bırakıyor.

BASEL KANTON POLİS ŞEFİ NİÇİN İSTİFA ETTİ?

Serin hakkındaki ajanlık faaliyetlerinin ortaya çıkarılmadan çok daha önce İsviçre İstihbarat Servisi’nin, Basel Kanton Polisi’ni ajan polis Serin hakkında uyardığı dosyanın geldiği aşamada dikkat çeken konular arasında.

Serin’in ajanlık faaliyetlerinin basına sızdırıldığı güne kadar istihbaratın uyarılarına rağmen Basel kanton polisinin Serin hakkında hiçbir işlem yapmaması, ‘Serin korundu mu?’ sorusunu akıllara getiriyor.

Türk kökenli İsviçreli polis Serin’in Türk devletine yaptığı ajanlık faaliyetinin ortaya çıkmasından bir ay gibi kısa bir sonra Basel Kanton Polis Şefi Gerhart Lips istifa ettiğini açıklamıştı.

İstifanın üzerinden iki ay geçmesine rağmen Polis Şefi Lips, istifa gerekçeleri arasında tam olarak nelerin olduğuna yönelik net bir açıklama yapmış değil. Lips’in istifasının gerekçeleri arasında kendi komutasındaki Polis Serin’in Türk devletine yaptığı ajanlık faaliyetlerinin ortaya çıkmasının da etkisi olduğu düşünülüyor.

SAVCILIK AÇIK DELİLLERE RAĞMEN NASIL BİR KARAR VERDİ?

Ajan Polis Serin hakkında yürütülen soruşturma kapsamında Serin’in Basel Polis Merkezindeki bilgisayarlardan Basel’de yaşayan AKP ve Erdoğan karşıtı 160 kişinin gizli bilgilerine ulaştığı tespit edildi. Bunun yanı sıra basına sızdırılan bir fotoğrafta Serin’in Basel Polis Merkezinde UETD taraftarlarına toplantı yaptırdığı ve aynı zamanda UETD İsviçre içinde aktif olduğu da ortaya çıkmıştı.

Tüm bu açık delillere rağmen geçtiğimiz günlerde Basel Kanton Savcılığı, “Serin’in Türk devletine ajanlık yaptığının tespit edilmedi” diyerek, Serin’in sadece “Görevi kötüye kullanmak” suçlamasıyla yargılanacağına karar verdi.

Serin bilgilerine ulaştığı 160 kişinin isimlerini açıklamayan savcılık, söz konusu kişilere mektup göndererek Serin hakkında dava açma hakkının olduğuna da karar verdi.

UZMANLAR NE DEDİ?

Serin’in ajanlık faaliyetlerinin duyulmasının ardından gelişen tepkiler üzerine harekete geçen Basel Kanton Parlamentosu, konun açığa çıkarılması için uzmanların araştırma yapmasını istemişti.

Verilen görevden hareketle Zürih Üniversitesinden Prof. Dr. Felix Uhlmann yaptığı araştırma sonucunda yayımladığı raporda, Basel kanton polisinin, Türk devletine ajanlık yaptığı iddia edilen Yasin Serin konusunda büyük bir ihmalkârlık yaptığı sonucuna vardı.

Raporda Basel kanton polisinin vatandaşların kişisel bilgilerini korumakta yetersiz kalındığına dikkat çeken Uhlmann, yine şüpheli Serin’in faaliyetlerinin açığa çıkarılmasında Basel kanton polisinin yeterince görevini yerine getirmediğini de işaret etti.

Uhlmann, İsviçre İstihbarat Servisinin ajan Polis Serin’in Erdoğan sempatizanı olduğu ve bu konuda dikkat edilmesi gerektiği uyarısına rağmen yeterli önlemlerin alınmadığına da raporunda geniş yer verdi.

AJAN POLİSİN UETD İLE İLİŞKİSİ SORUŞTURULDU MU?

Serin’in yargılanmadan önce kendi sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarda İsviçre UETD yetkilileri ile yakın bir ilişkisi olduğu ortaya çıkmıştı. Yine polis merkezinde yapılan UETD toplantısından çekilen bir fotoğrafta Serin’in UETD’nin İsviçre başkanı Murat Şahin ile yakın bir ilişkide olduğu görülmüştü.

Ayrıca ismini vermeden Basler Zeitung'a konuşan bir kişi ajan polisin elde ettiği bilgileri, UETD ve konsolosluklar üzerinden Türk devletine ilettiğini söylemişti.

Serin UETD ile olan ilişkisinin ortaya çıkarılmasına rağmen İsviçreli savcıların halen UETD yetkilileri ve polis merkezine bağlı olan bir yerde toplantı yapanlar hakkında herhangi bir soruşturma başlatmaması başka bir merak konusu.

‘BİR KİŞİDEN İBARET DEĞİL'

Konuya ilişkin isim vermeden ANF’ye konuşan İsviçreli bir siyasetçi ise Türk devletine ajanlık yapan kişinin sadece bir kişiden ibaret olmadığını ifade ederek, İsviçreli yetkililerin konunun üzerine dikkatli bir şekilde gitmesi gerektiğini dile getirdi. Türk devletine ajanlık yapan kişilerin belli kurumlarla ortak çalışma ihtimalinin yüksek olduğunu dile getiren siyasetçi, İsviçre’deki AKP'ye yakın kuruluşların ve İsviçre Türk Diyanet Vakfı’nın çalışmalarının yakından takip edilmesi gerektiğini vurguladı.