Türkiye'de sansürlü Basın Bayramı

Basın üzerinde sansürün kaldırılması olarak kutlanan Gazeteciler ve Basın Bayramı'nın yıl dönümünde Türkiye, dünyada en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülkelerin başında geliyor.

Türkiye’de 24 Temmuz tarihinde basın üzerinde sansürün kaldırılması, Gazeteciler ve Basın Bayramı olarak kutlanıyor. Gazeteciler ve Basın Bayramı yıl dönümünde Türkiye’de onlarca gazeteci cezaevinde, basına yönelik sansür ise had safhada. Avrupa Konseyi'nin kamuoyuna açıkladığı rapora göre Türkiye, Çin ile dünyada en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülke konumunda.

Türkiye, Avrupa ülkeleri içinde de çok gazetecinin hapiste olduğu ülke sıralamasında yine birinci sırada. Raporda ayrıca Avrupa Konseyi üyesi ülkelerde cezaevinde olan 130 gazeteciden 110'u da Türkiye'de bulunuyor. Özgür Gazeteciler İnisiyatifi’nin 2020 öncesine ait rakamlarına göre, şu an en az 130 gazeteci ve basın emekçisi tutuklu bulunuyor. Türkiye Gazeteciler Sendikası’na (TGS) göre ise tutuklu gazeteci sayısı 108.

Gazeteciler ve basın kurumları üzerinde baskının, şiddetin ve sansürün had safhada olduğu Türkiye'de, 24 Temmuz tarihinde basın üzerinde sansürün kaldırılması, Gazeteciler ve Basın Bayramı’na ilişkin yıldır Kürdistan illerinde gazetecilik yapan basın mensuplarına sorduk.

ÇOK DAHA AĞIR SANSÜR VE BASKI KOŞULLARINDA ÇALIŞIYORUZ

Yıllardır bölgede gazetecilik yapan Selda Manduz, Türkiye'de sansüre kaldırıldığı gün olan 24 Temmuz'a çok daha ağır sansür ve baskı koşullarında çalıştıklarını söyledi.

Gazetecilerin haberlerinin gerekçe gösterilerek 'terörize' edildiğini, 'gazeteci' olup olmadığına iktidar ve mensupları karar verdiğini dile getiren Manduz, şöyle konuştu: "Baskı altında habercilik yapmaya çalışırken güvenlik kaygısı taşıyoruz. Hakkında soruşturma açılmayan gazeteci yok denecek kadar az. Türkiye'de medya ikiye bölünmüş durumda, iktidarın gazetecileri ve diğerleri.

Diğerleri olarak işsizlik, parasızlık ve uzun çalışma saatlerine maruz bırakılıyoruz. Bizler gazeteciler olarak bir şekilde hayatımıza devam edebiliriz yalnız yurttaşların bizlere ve mesleğimize sahip çıkması gerekiyor. Bizim yapmadığımız her haber yurttaşlardan birçok şeyin gizlenmesine neden oluyor. Umarım daha rahat haber yaptığımız basın özgürlüğünün yasalarla korunduğu 24 Temmuz’lar yaşarız."

HER HABERE DAVA AÇILIYOR

Bitlis’te gazetecilik yapan Gazeteci Sinan Aygün, yaptığı her habere dava açıldığını belirterek, haftanın 4 gününü adliyede ifade vererek geçirdiğini söyledi. Yaptığı haberlerden dolayı sürekli gözaltına alındığını dile getiren Aygün, "Sürekli cezalar alıyorum ve cezaevine giriyorum. Dışarıda olduğum zamanlarda ise hep tehdit ediliyorum. Bölgede çalışan tüm gazetecilerin durumu bu maalesef" diye konuştu.

YARGI KISKACINDAYIZ

Türkiye'de gazetecilik yapmanın nedenli zor olduğunun basın meslek örgütlerinin hazırladığı raporlarla açıklandığını belirten Gazeteci İdris Yılmaz, yaptığı haberler nedeniyle adeta yargı kıskacına alındığını söyledi. Hakkında 22 ayrı dosya açıldığını ve cezaevine girdiğini vurgulayan Yılmaz, "Şu an yargı sopası üzerimde. Sürekli gözetim altındayım. Bu şartlar altında nasıl rahat çalışabilirim? Van ve bölgede gazetecilik ve gazeteci hiçbir zaman özgür olmadı ve olmayacak gibi.

Özellikle muhalif çizgide olan birçok arkadaşlarımızın yaptıkları haber ve yorumlar nedeniyle savcılığa ifade vermediği gün yok. Geri kalan gazeteciler ise çalıştıkları basın kuruluşlarına uygulanan ekonomik ambargo nedeniyle işlevsiz durumda diyebilirim. Basın üzerinde uygulanan en etkin baskı mekanizması iktidarın tekelleştirdiği yargı sopasıdır. Aynı zamanda ihlal edilen basın ve ifade özgürlüğüyle açılan soruşturmalardır" dedi.

SOKAKTA HABER TAKİP EDEMİYORUZ

Gazeteci Hamza Özkan ise, yaptığı haberlerden dolayı 4 gün boyunca gözaltında tutulduğunu söyledi. Serbest bırakılmasına rağmen telefon ve bilgisayarına el konulduğunu ve hala kendisine verilmediğini söyledi. Sokaklarda haber takibi yapamadıklarını ifade eden Özkan, "Sürekli bizden sarı basın kartı isteniyor. Bizdeki basın kartlarını ise kabul etmiyorlar. Bu yüzden haberleri takip edemiyoruz. Habere çıktığımız zaman hep gözetim altındayız. Bu baskı altında gazetecilik yapmaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu.