TUHAD-FED suç duyurusunda bulunacak

TUHAD-FED suç duyurusunda bulunacak

TUHAD-FED Ankara Temsilcilerinden Mehmet Baytekin, Hava Özcan ve Daimi Gören'in cezaevine görüş için gittikleri Afyonkarahisar'da "uyuşturucu" ve "lav silah" taşıdıkları gerekçesiyle gözaltına alınmalarını "devletin yıldırma politikası" olarak değerlendirerek, suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. 

TUHAD-FED Ankara Temsilciliği ve İHD Ankara Şubesi, Hava Özcan ve Daimi Gören'in Afyonkarahisar'da cezaevi ziyaretine gittikleri sırada gözaltına alınma ve maruz kaldıkları muameleye ilişkin İHD Ankara Şubesi'nde basın toplantısı yaptı. Basın toplantısına BDP İl Eşbaşkanı Ahmet Aday ile İHD'li yöneticiler de katılarak destek verdi.

İHD Ankara Şube Yöneticisi Cengiz Mendillioğlu, kolluk güçlerinin yabancısı olmadığımız uygulamalarına maruz kaldıklarını söyleyerek, "Sürekli biçimde tutsak ailelerine, temsilcilerine, insan hakları savunucularına uyguladıkları taciz, yıldırma, tehdit politikalarına bir halka daha eklediler. Ancak alışıla geldik yöntemlerinin sökmediğini gören emniyet güçlerini, 25 Kasım Pazartesi günü farklı bir yüzüyle karşımızda bulduk. Bizlerin sıklıkla muhatap olmaya zorlandığı TEM Şubesi yerine narkotik polislerinin göz altısıyla karşılaştık. TUHAD-FED Ankara Temsilcileri Hava Özcan ve Daimi Gören, Afyon’da kolluk güçlerinin zor kullanımıyla, yasadışı bir şekilde gözaltına alınmıştır. Gerekçe uyuşturucu ve silah kaçakçılığı yapmak! Anlaşılan o ki, özgürlük ve eşitlik istedikleri için cezaevlerini tıka basa dolduran devlet onların dışarıyla olan bağlarını da tümüyle kesmeyi amaçlıyor" dedi. 

"Son zamanlarda tutsakların Türkiye’nin bir ucundan diğer ucuna sürgün edilmeleri, ipe sapa gelmez gerekçelerle verdikleri görüş yasakları yetmiyor. Ailelere, tutsak yakınlarına da  ziyarete gelmeyin deniyor. Bunun için de tehdidin yetmediği yerde aşağılıkça karalama politikalarını uygulanmaktan da geri durulmuyor" diyen Mendillioğlu, şunları söyledi: "Gayet iyi biliyorlar ki TUHAD-FED 16 yıldır tutsakların ve ailelerin temsilciliğini yürüten kurumların başında gelmektedir. Tüm baskılara rağmen dik duruşundan taviz vermediği de hepimizce malumdur. İktidarın 'çamur at izi kalsın' politikasını yeni bir yönelim olarak görüyoruz. Uyuşturucu, silah kaçakçılığı gibi suçlamalarla adımızın yan yana anılmasını sağlamaya çalışmak nafile bir çabadır. Tutsak yakınları ve insan hakları savunucuları olarak buradan bir kez daha dile getiriyoruz. Baskılarınıza, gözaltı terörünüze, tutuklamalara boyun eğmeyeceğiz. İhbar var bahanesiyle yaptığınız bu aşağılıkça uygulamada her zamanki gibi boşa çıkmıştır. Ki o ihbarların kimlerin kaleminden çıktığını da çok iyi biliyoruz. Siz de biliyorsunuz ki saldırılarınızı ne kadar arttırırsanız arttırın, hasta tutsaklar bırakılsın demeye devam edeceğiz. Hapishanedeki çocuklarımızı yalnız bırakmayacak, hücrelerde çürümelerine göz yummayacağız."

OLMAYAN ARAÇTA UYUŞTURUCU OLDUĞU İHBARI!

Daha sonra konuşan Özcan ise cezaevi önünde görüş için beklerken bir anda 15-20 polisin etraflarını sardığını ifade ederek, "Polis bizim hakkımızda ihbar olduğunu söyledi. Bizi gözaltına alarak emniyet müdürlüğüne götürdüler. Aracımızda esrar olduğu ve Daimi arkadaşın arabası olmamasına rağmen onun aracını sordular. İhbarda Daimi arkadaşın aracının plakasının verildiğini öğrendik. Bizler araçta sözde lav silahı ve uyuşturucu taşıyormuşuz. 'PKK'ye gelir sağlamak amacıyla' bunu yapıyormuşuz! Gözaltı gerekçeleri buydu. Uyuşturucu da Daimi arkadaşın arabasında olduğu yönünde ihbar alınmış! Gittiğimiz araç ise milletvekili Nursel Aydoğan'ın aracıydı. Önünde parlamento amblemi de vardı. Buna rağmen böylesi bir uygulamada bulundular” dedi. 

Üzerlerindeki eşyaların tamamının fotoğrafının çekildiğini ifade eden Özcan, "Bizler ne olursa olsun cezaevlerindeki çocuklarımızı, yakınlarımızı yalnız bırakmayacağız ve sonuna kadar da mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu tür uygulamalarla geri adım atmayız" diye belirtti. 

'SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ'

TUHAD-FED Ankara Temsilcilerinden Mehmet Baytekin de birçok yerde benzer uygulamalara maruz kaldıklarını söyleyerek, "Buradan İçişleri Bakanlığı'na çağrıda bulunuyoruz; bu tür asılsız ithamlardan vazgeçilmelidir. Cezaevlerindeki sorunlarla ilgili çalışmalarımızı sürdüreceğiz ve asla bu tür uygulamalar karşısında diz çökmeyeceğiz. Bu uygulama karşısında da suç duyurusunda bulunacağız" dedi.