Tuncel: Kürt hareketi ne yaptığının farkında
Tuncel: Kürt hareketi ne yaptığının farkında
Tuncel: Kürt hareketi ne yaptığının farkında
HDK Kadıköy Meclisi'nin düzenlediği panelde konuşan BDP Milletvekili Tuncel, henüz barış sürecine gelinmediğini belirtti, "Ortada, barış için direten bir taraf var" dedi. AKP hükümetine güvenmediklerini belirten Tuncel, "Biz halkımıza, Kürt özgürlük hareketine ve Sayın Öcalan'a güveniyoruz. Kürt hareketi ne yaptığının farkında" diye konuştu.
Halkların Demokratik Kongresi Kadıköy Meclisi tarafından düzenlenen panelde, müzakere ve barış süreci tartışıldı.
Panele konuşmacı olarak BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, HDK Yürütme Kurulu üyesi Gençay Gürsoy, Bilgi Üniversitesi'nde öğretim üyesi Murat Peker, Ermeni Kadın Platformu'ndan Kayuş Çalıkman Garilof ve Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Servet Demir katıldı.
Panelde ilk olarak söz alan Prof. Dr. Gürsoy, hükümetin Kürt sorununa yaklaşımına dikkat çekerek, kaygılarını dile getirdi. "Barışın olanaklarının ortaya çıktığı şu günlerde verilen sözler yerine getirilecek mi, endişesi var mı? Ama bu endişeler, bizim kendi aramızdaki endişeler" dedi.
Sürece ilişkin kimi sol çevrelerden gelen eleştirilere dikkat çeken Prof. Dr. Gürsoy, "Bu süreçte eleştiriler karşısında da çok dikkatli çok kavrayıcı olmak zorundayız" diye konuştu.
Akil İnsanlar Komisyonu'nun eksikliklerine, yanlışlıklarına rağmen bütünüyle reddedilmemesi gerektiğini söyleyen Prof. Gençay Gürsoy, şöyle konuştu: "Gittikleri yerde barış konuşacaklar. Kürt sorunuyla ilgili toplumsal meşruiyet kazandırması bakımından bu çabaların anlamı vardır. Ancak kendi başına bırakmamak gerekiyor. Başbakan'ın aklındakiyle bize gösterdiği proje arasında geniş bir açı farkı var. Bu nedenle heyetlerin yalnız bırakılmaması, yapılan toplantılara aktif bir şekilde katılması gerekiyor."
'SÜRECİ ELEŞTİRİLERLE DESTEKLİYORUM'
Akademisyen Murat Peker, "Bu süreci eleştirilerle destekliyorum. Ciddi eleştirilere muhtaç olan, eleştirildikçe derinleşecek, gelişecek bir sürece girildiğini düşünüyorum" diye konuşmasına başladı.
Öcalan ile devlet arasında genel çerçevesi çizilen anlaşmanın ayrıntıların süreç içerisindeki mücadele ile belirleneceğini söyleyen Peker, Oslo sürecinin kesintiye uğramasının nedeninin "toplumsal yüzleşme çabasının" gerçekleştirilmemesi olduğunu söyledi. Peker, "Kalıcı adil bir barışa ulaşılacaksa, önemli bir mesafe toplumsal yüzleşme sürecine ayrılması gerekir. Desteğin sürdürülebilir olması için bu toplum yakın tarihi ile bu konu üzerinde yüzleşmeli" dedi
Peker, yüzleşmeyi şöyle tanımladı: "Yüzleşmenin iki temel amacı vardır. Birincisi hakikatin ortaya çıkmasıdır. İkinci amacı da, iki tarafın arasında ilişkisel bir alanın kurulmasıdır. Yüzleşme, uzlaşma dediğimiz pratikteki en önemli şey, kendilik halimizle yüzleşmedir. Türklerin Türklük haliyle, devletin kendisiyle yüzleşmesi. Kürtler açısından yaşadığı mağduriyetlerle yüzleşmesidir."
YÜZLEŞMENİN ON TEMEL İLKESİ
Peker, yüzleşmenin 10 temel ilkesi olduğunu söyledi:
"-Güven ve güvenlik, aktif silahlı çatışma ortamını sona ermesi.
-Eş değerlilik ve saygı. İki tarafın birbirini eşdeğer olarak görebilmesi, asgari olarak birbirine saygı duyması gerekir.
-Bilgi ve hafıza, hakikatin ortaya çıkartılması. Failler ve mağdurların belirlenmesi. Bu aşama için uzun süreli çalışacak hakikat komisyonlarının kurulması gerekir. 12 Eylül dönemine kadar olanları ve 12 Eylül döneminde ve savaş döneminde olanları araştırmak için iki hakikat komisyonu kurulmalı.
-Duygu. Ötekini anlamak ve duygudaşlık kurmak için bilginin ötesine geçmek. Yüzleşmenin duygusal boyutunun devrede olabilmesi için sanatçılara görev düşüyor.
-Anlam. Bütün bu duygulardan ve bilgilerden anlam çıkartmak gerekiyor.
-Özür ve bağışlanma talebi. En yetkili resmi merciinin ağzından işlenen suçlar için mağdurlardan ve yakınlarından açıkça ve samimi bir özür dilenmeli.
-Tazminat. Mağdurların maddi ve manevi kayıpları giderilmeli.
-Tamirat. Hasarların giderilmesi yüzleşme faaliyetinin bir parçası olması.
-Yasal ve anayasal düzenlemeler. Toplumun ayrımcılık konusunda aktif biçimde eğitilmesi.
-Yeniden ilişkilenme ve toplumsal adalet."
'ERMENİ SORUNU ÇÖZÜLMEDEN KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEZ'
Ermeni Kadın Platformu'ndan Kayuş Çalıkman Garilof, Türkiye'deki Ermenilerin durumunu anlattı, "Bu topraklarda Ermeni olmak kadar Ermenilerin yanında olmak da zordur" diye konuştu. Öcalan'ın 21 Mart mesajına dikkat çeken Garilof, şunları söyledi: "Önemli olan umut, sürecin önemi ve devamı. Bir kadın ve Ermeni olarak, her iki kimliğimin de bu sürecin dışında bırakılmasının süreci de tıkayacağını düşünüyorum. Barış, Türkiye'nin demokratikleşmesine yönelik çabasında bir araç olmalı. Ermeni sorunu, 1905 olayları, hatta 1909 Adana olayları hatırlanmalı. Ermeni sorunu çözülmeden Kürt sorunu çözülemez. Kürt sorunu çözülmediği sürece Türkiye demokratik bir ülke olamaz."
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Servet Demir, bazı Alevilerden Öcalan'ın mesajına gelen tepkileri hatırlattı, Kürt halkının haklarının verilmesine Alevilerin hiçbir zaman sırtına dönmediğini belirtti. Demir, "Biz hiçbir zaman demokratik Kürt hareketinin karşısında olmadık, sürekli dayanışma içinde olduk. Hakların verildiği bu sürecin tarafıyız. Kürt halkının taleplerinin kazanmasından yana tarafız" ifadelerini kullandı.
Sürece dair kaygıları olduğunu söyleyen Demir, şöyle konuştu: "Ancak bu sürece ilişkin kaygılarımızı da var. Alevi toplumunun referansları İslami referanslar olmaz. Burada Kürt hareketinin önderi sayılan Sayın Öcalan'la bu konuda ayrışıyoruz. Biz tarihte barışı değil, katliamları yaşadık. İslami referanslarla Alevi toplumuyla buluşma mümkün olmaz."
Demir, Türkiye'nin demokratikleştirmesi sürecinde Aleviler olarak yer alacaklarını belirtti, "Ancak bize akıl veren tarzda değil, eşit bir tarzda ilişki kurulmasını istiyoruz. Kürt hareketinin de devrimci örgütlerin de arka bahçesi olmadan mücadelede yer alacağız" şeklinde konuştu.
'HENÜZ BARIŞ ORTAMINA GELİNMEDİ'
BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Kürt özgürlük hareketinin uzun süredir hakikatleri araştırma ve yüzleşme komisyonu kurulması önerisinde bulunduğunu söyledi, "Ancak Türkiye henüz buna hazır değil" dedi. Henüz barış ortamına gelinmediğini belirten Tuncel, "Ortada, barış için direten bir taraf var" dedi.
PKK'nin daha önce yaptığı ateşkeslerin devlet tarafından imha operasyonlarıyla karşılandığını hatırlatan Tuncel, Oslo görüşmelerinin sona ermesinin ardından askeri ve siyasi operasyonların arttığına dikkat çekti. Tuncel, "Ancak tüm askeri ve siyasi operasyonlara rağmen Kürt özgürlük hareketi, AKP'yi masaya oturttu" dedi.
AKP hükümetine güvenmediklerinin altını çizen Tuncel, şöyle konuştu: "Biz halkımıza, Kürt özgürlük hareketine ve Sayın Öcalan'a güveniyoruz. Kürt hareketi ne yaptığının farkında. Emek, ekoloji, dil sorunlarımız çözülmedi. Daha yolun başlangıcındayız. Demokratik mücadele ile devleti buna zorlayacağız. Kürtler demokratik özerklik talebinden, demokratik Türkiye talebinden vazgeçmiş değildir. Tüm halklara, mücadeleyi bırakma değil, yeni mücadeleyi sürdürme çağrısı yapıyor." diye konuştu.
Tuncel, Aleviler ile tartışmalara ilişkin olarak, "O metin, Kürt halkına değil, Türk halkına ve dünyaya yazılmış bir metindi. İslam kardeşliği geleceğe dönük bir değerlendirme değildi. 'Sizin İslam kardeşliği dediğiniz şeyde yok etme yoktur' demiştir. Mesajı buydu" diye belirtti.
Tuncel, sürecin nasıl gelişeceğinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirtti, "Bu mücadeleyi birlikte yürüteceğiz. Barışı hep birlikte kuracağız. Bu barış AKP'ye bırakılmayacak kadar çok önemli bir süreçtir" diye konuştu.
Konuşmaların ardından panel soru-cevap bölümüyle devam etti.