Tuncel: Tutsaklar çözüm için bedenlerini ölüme yatırdı

Tuncel: Tutsaklar çözüm için bedenlerini ölüme yatırdı

Bakırköy Cezaevi önünde açlık grevindeki tutsaklarla dayanışmak için basın açıklaması yapıldı. Sebahat Tuncel, “Tutuklular seslerini duyurmak için açlık grevine başlamadı. Kürt sorununda çözüm üretilmesi için bedenlerini ölüme yatırdı” diye konuştu.

Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde bir araya gelen bini aşkın kişi, tutsakların taleplerinin karşılanması, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'la diyalog kurularak Kürt sorununda çözüm üretilmesini istedi.

Cezaevi bahçesinde açlık grevine devam eden BDP Ýstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, tutukluların sesinin duyulmasıyla sorunun çözülmeyeceðini, taleplerinin karşılanması için adım atılması gerektiðini söyledi. Cezaevi önünde yapılan basın açıklamasında konuşan tutuklu yakınları, “Kürt halkının özgürlüðü için ödenen bedellere selam olsun” dedi.

Cezaevine giden yolda toplanan BDP üyeleri ve HDK bileşenleri, tel örgülere “Ölüm deðil, demokratik çözüm”, “Suskun medya hesap verecek”, “Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük”, “Kahrolsun AKP, işbirlikçi medya” yazılı dövizler astı. Halaylar çekerek tutuklulara selam gönderen kitle, sık sık “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Bıji bıratiya gelan” sloganları attı. HDK, açıklamada “Açlık grevindeki siyasi tutsakların talepleri kabul edilsin. Ölüm deðil çözüm” yazılı pankart açtı. Açıklamaya BDP, HDK bileşenleri ile Halkevleri, feminist kadınlar da katıldı. Sanatçı Ferhat Tunç da eyleme destek verdi.

'KAPILAR AÇILSIN, TECRÝT KALDIRILSIN'

HDK yürütmesi adına açıklama yapan Ýstanbul Milletvekili Levent Tüzel, Adalet Bakanı'nın tutuklularla görüşmesinin heyecan yarattıðını belirtti. Tüzel, “Ancak bakanın söylediði, bir takım düzenlemelerin Bakanlar Kurulu'na sunulduðu şeklinde. Oysa cezaevlerinde 10 binleri aşan siyasi tutukluların bir çıðlıðı söz konusu. Artık savaşlar olmaması için bedenlerini açlıða yatıran Kürt siyasi insanlarının eylemi söz konusu. Artık onların taleplerini ele almak, çözüm için siyasi iradenin adım atması gerekmektedir” diye konuştu. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını isteyen Tüzel, “Herkes, kapılar açılsın, diyalogun yolu açılsın, tecrit kaldırılsın istiyor. Aklın yolu budur” diye konuştu.

Hükümetin mutlaka adım atması gerektiðini ifade eden Tüzel, “Bu bayram gününde, halklarımıza bir bayram hediyesi olarak diyalog için bir adım atılmalıdır. Türkiye artık yeni acılar yaşamak istemiyor. Yeni sınır ötesi operasyonlar yaşamak istemiyor. Bizim özgürlükten anladıðımız; Kürt'ün özgürlüðüdür, Kürt'ün anadilde eðitimidir, Kürt'ün yok yere yargılanmamasıdır, cezaevlerinin boşaltılmasıdır” dedi.

'TUTUKLULARIN TALEBÝ SORUNUN ÇÖZÜMÜDÜR'

Cezaevi bahçesinde açlık grevine devam eden BDP Ýstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Ýstanbul Valiliði ve Emniyet Müdürlüðü'nün yaklaşımlarını kınayarak konuşmasına başladı. Baskıların kendilerini yıldıramayacaðını ifade eden Tuncel, tutukluların sadece tecridin kaldırılması için açlık grevi başlatmadıklarını vurgulayarak, “Onlar, tıkanan sürecin önünü açmak için bedenlerini ölüme yatırdılar. 'Kamuoyu sesinizi duydu, onun için açlık grevini bırakın' talepleri gerçekçi deðildir” diye konuştu.

Önceki gün cezaevi önündeki eyleme polisin müdahalesi nedeniyle BDP Ýl Eş Başkanı Asiye Kolçak'ın yaralandıðını hatırlatan Tuncel, “Silivri yürüyüşünde de faşistlerin saldırısına karşı önlem almayan emniyet suç işliyor” dedi.

Tutuklu yakınlarının her yerde açlık grevi eylemlerine başladıklarını ifade eden Tuncel, “Her yerde aileler çocuklarına sahip çıkıyor. Bu sesleri duymayacak mısınız. Adım atmazsanız, Türkiye daha da karışacak” dedi. Sembolik olarak açlık grevine başladıðını söyleyen Tuncel, yarın (cumartesi) günü saat 11.00'de basın açıklaması yaparak eylemlerini bitireceklerini belirtti.

Sebahat Tuncel'in açıklamasından sonra kitle, oturma eylemi başlattı. Yaklaşık 1 saat devam eden oturma eyleminde, kurum temsilcileri ve tutuklu yakınları söz alarak, tutukluların taleplerinin kabul edilmesini istedi.

Halkevleri eski başkanı Ýlknur Birol, siyasi iradenin çözüm için adım atmasını istedi. “Bu bayram vesilesiyle Ýmralı'nın kapısını aralayın. Gelin bu ülkeye bayram yaşatın” diyen Birol, “Cezaevlerinden tabutlar çıkarsa, duygu baðlarımız da zedelenecek, savaş tırmanacak” uyarısında bulundu.

BABA OÐUL AÇLIK GREVÝNDELER

Feministler adına yapılan konuşmada da, açlık grevindeki tutuklular ve onlara destek verenlerle aynı saflarda olduklarını belirtildi.

Daha sonra, tutuklu yakınları ve Kürt anneleri Kürtçe ve Türkçe konuşmalar yaptı.

Tekirdað F Tipi Cezaevi'nde açlık grevinde olan ve durumu ciddileşen Mazlum Dikmen'in babası Ahmet Dikmen, 93'ler'de Tansu Çiller'lerin, Doðan Güreş'lerin, Mehmet Aðar'ların zulmünden kaçarak Mardin'den metropollere yerleşen bir aile olduklarını söyledi. Ahmet Dikmen, oðluna ve tüm tutuklulara destek vermek için kendisi de açlık grevi yapıyor. “Simit satarak, boyacılık yaparak, kendi onurumuzla ayakta durduk” diyen Dikmen, “Buralarda da coplandık, yerlerde sürüklendik. Suçumuz ne, siyasi bir partide yar aldık. Siyaset yaptıðımız için çocuklarımız, annelerimiz, babalarımız gözlerimizin önünde coplandı” dedi. Bu mücadelede bir kardeşini kaybettiðini vurgulayan Dikmen, şöyle konuştu: “Bizim mücadelemiz çocuklarımızın ölmemesi içindir. Biz ne asker, ne gerillanın ölmesini istiyoruz. Türk kardeşlerimizle birlikte rahat bir yaşam sürmek istiyoruz. Çiller'lerin, Doðan Güreş'lerin, Mehmet Aðar'ların devri kapandı, onun yerine Başbakan geldi. Biz çocuklarımızın yanındayız.” Kızı Fatma Dikmen'in de Bakırköy Kadın Cezaevi'nde tutuklu bulunduðunu söyleyen Ahmet Dikmen, tutuklulara B1 vitamininin verilmediðini söyledi.

'BU ÜLKEDE ÝNSANLIK MÜCADELESÝ VERÝYORUZ'

Kandıra F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Welat ve Abdullah Siner'in abisi de yaptıðı konuşmada, kendilerinin hep bölücü olarak tanıtıldıðını belirterek, “Gerçekte biz Türk, Kürt, Laz, Çerkes, Ermeni, Yanudi; dil, din, ırk ayrımı yapmadan herkesle birlikte yaşamak istiyoruz. Bu ülkede bir insanlık sorunu vardır. Ýnsanlık sorununu çözmek için mücadele veriyoruz” şeklinde konuştu.

Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Erdal Avcı'nın kız kardeşi Kürt halkının onuruyla mücadele ettiðini söyleyerek, “Tankla, topla yapılan hiçbir baskı bizleri yıldıramayacak. Bir gün devran dönecek, onların da sesi kesilecek” dedi.

Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridi protesto etmek için bedenini ateşe veren Fırat Mizgin'in abisi, “Şehit namirin” sloganlarıyla karşılandı. Fırat Mizgin'in abisi, diðer kardeşi Abdullah Mizgin'in de açlık grevinde olduðunu söyleyerek, “Başbakan Suriye'de ateşkesi biz saðladık diyor. Sen önce cezaevlerindeki ateşi söndür” şeklinde konuştu.

Barış Anneleri de Kürtçe yaptıkları konuşmalarda, Başbakana ve hükümete tepki göstererek, sonuna kadar çocuklarının yanlarında olacaklarını belirtti.

Açıklamaların ardından kitle daðılmaya başladıðı sırada, E-5 karayolunda Bahçeliveler-Merter istikametinde 3 adet, 1 adet de Bahçelievler metrobüs duraðında olmak üzere 4 adet ses bombası patladı. Ses bombasını kimlerin ve ne amaçla patlatıldıðı anlaşılmazken, metrobüs duraðında bulunanlarda korku ve panik yarattı.