BDP Mardin il kongresini gerçekleştirdi. Kongrede konuşan DTK Eşbaşkanı ve Mardin Milletvekili Ahmet Türk, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmeye ilişkin şunları söyledi: ”Sayın Öcalan şunu söylüyor; 'Ben halklarımızın birbirini boğazlamasını istemiyorum. Ama birileri Kürt halkını inkar ederse ben ne yapabilirim. Kürtler özgürleşmeden Türkiye özgürleşemez. Türk halkı özgürleşmeden Kürt halkı özgürleşemez. Kürt halkına adalet ve eşitlik temelinde bir yaklaşım olmazsa ben ne yapabilirim. Burada bütün talepler Kürt ve Türk halkının adil, eşit birlikteliğini esas alan bir yaklaşımın ortaya çıkmasıdır'. Beklenti budur. Ve bizler de Sayın Öcalan'ın bu çabalarını sonuna kadar destekliyoruz."

BDP Mardin 3. Olağan Kongresi, Şimal Düğün Salonu'nda gerçekleştirildi. BDP bayrakları ile süslenen salona, Paris'te katledilen PKK kurucularından Sakine Cansız, Gençlik Hareketi Üyesi Leyla Söylemez ve KNK Paris Temsilcisi Fidan Doğan'ın fotoğraflarının olduğu "Şehit namirin" yazılı pankart ile "Tecrite son cezaevleri boşaltılsın", Roboski katliamını kınıyor. Fetvayı veren münafıkı, emri veren faşist zihniyeti lanetliyoruz", Türkçe ve Kürtçe "Anadilimiz haktır, hakkımızı kullanacağız" ve "Kadınlar Kürt sorunun çözümünde müzakere ve özgürlük istiyor"yazılı pankartları asıldı. 

Salona, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve bir süre önce cezaevinde hastalanarak yaşamını yitiren Şeyhmuş Yalçın'ın fotoğrafları asıldı. Kongreye DTK Eşbaşkanları Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, bölge belediye başkanları, MAY-DER, TUHADER, KÜRDÎ-DER, sivil toplum örgütü temsilcileri, delegeler ve çok sayıda kişi katıldı. Kongre demokrasi şehitleri için yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. 

Kongrenin açılış konuşmasını yapan BDP İl Eş Başkanı Sihem Elveren Alp, İmralı ile görüşmelerin yapıldığı süreçte operasyonların devam ettiğini belirterek, operasyonların bir an önce durdurulması gerektiğini söyledi. Alp'in ardından konuşan DTK Eşbaşkanı ve Mardin Milletvekilli Ahmet Türk, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüştüğünü hatırlatarak, "Sayın Öcalan'ı ziyaret ettim. Özellikle Sayın Öcalan kadın arkadaşlara ile bütün halkımıza selamlarını ve sevgilerini yolladı. Ben inanıyorum ki kendisi de bu coşkunuzu görüyor ve yüreğinde hissediyor" dedi. "Yılların özlemini yılların mücadelesini başarıya ulaştırmak için bugün bir çabanın, fedakarlığın içinde halkımız mücadeleyi yürütüyor" diyen Türk, Öcalan'la yaptığı görüşmenin içeriğine ilişkin şunları söyledi: "En büyük amacımız adalet eşitlik ve ortak bir geleceği oluşturmaktır. Adaletin eşitliğin tüm halkların eşitliğinin kabul etmediği anlayışı asla kabul etmeyeceğiz. Bunu herkesin görmesi lazımdır. Ama biz her zaman halkların kardeşliğini savunuruz. Demokratik ülkede bütünleşmeyi esas alırız. Kürt meselesini sadece Kürtlerin sorunu olarak görmüyoruz. Bu sorun Türkiye sorunudur. Bu sorun Ortadoğu'nun sorunudur. 'Kürtler özgürleşmeden Türkiye özgürleşemez. Türk halkı özgürleşmeden Kürt halkı özgürleşemez'. Bu Sayın Öcalan'ın ifadesidir. Tespitidir. Bugün Ortadoğu'da değişimlerin yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. Kürt halkı özgürleşmeden Ortadoğu nasıl özgürleşecek. Artık Kürt meselesi ve Kürtler Ortadoğu'nun en dinamiğidir. Değişim ve dönüşümün öncüsüdür adeta şimdi Kürtler susturulsa teslim alınırsa demokrasi değişimi kim değiştirecektir. Bunu gerçekleştirecek gerçekten bir güç yoktur. Bugün Ortadoğu'da Kürtler tek yaşamıyor. Kürtler bunun en önemli gücü ve dinamiğidir. Kürtler bu coğrafyada istikrarlığın ve istikrasızlığın nedenidir. Kürtler eşit adil bir yasaya kavuşmadığı taktirde demokrasi gelişemez, demokrasi değişim ve dönüşümle sağlanamaz. Tabloya bakarsak haklar bir demokrasi mücadelesi olarak ortaya çıktı. Ancak halklar uluslararası güçler ve faklı dinamikler bu halkları susturmaya yönelik amacından saptırmaya yönelik bir oyunların tezgahların halkasında olduğunu gördük. Bugünkü tabloya baktığımızda Tahrir Meydan'ına halk çıkıyor. Devrim tamamlanmadı. Devrim elimizden alındı diyor."

Suriye'de yaşanan çatışmalar ve Ortadoğu'daki son gelişmeleri değerlendiren Türk, "Suriye'de Esed bir diktatördür. Halkın demokrasi talebi vardı. Kürtlerin demokrasi talebi vardı. Ama bu Arap baharının Suriye ile sınırlandırılması için adeta devrime karşı bütün güçlerin harekete geçtiğini görüyoruz. Devrimi halkın elinden alamaya çalışıyorlar. Kürdistan'da Rojava'da burada en büyük bedeli ödeyen Kürtler adeta bir yalnızlık çemberi içerisinde tutulmaya çalışılıyor. Ve bu mücadeleyi bir devrim mücadelesi olarak gören Kürtlerin yıllardan beri dilini kimliğini kültürünü kullanmayan bir halkın talepleri nedir? Bu halkla nasıl dayanışmaya geçebiliriz gibi algı ve bir düşüncelerinin olmadığını görüyoruz" dedi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile yaptıkları görüşmelerin bir kısmını açıklayan Türk "Sayın Öcalan şunu söylüyor; 'Ben halklarımızın birbirini boğazlamasını istemiyorum. Ama birileri Kürt halkını inkar ederse ben ne yapabilirim. Kürt halkına adalet ve eşitlik temelinde bir yaklaşım olmazsa ben ne yapabilirim. Burada bütün talepler Kürt ve Türk halkının adil, eşit birlikteliğini esas alan bir yaklaşımın ortaya çıkmasıdır' diyor. Beklenti budur. Ve bizler de Sayın Öcalan'ın bu çabalarını sonuna kadar destekliyoruz. Arkasında olduğumuzu ifade ediyoruz. Bu sürece nasıl katılacağımızı kendi içimizde tartışırız. Kararını kendimiz veririz. Bu düşüncemizde çok açık bir şekilde dile getirdik. Evet, barıştan yanayız. Bu acıların dinmesi bu kanın durması için her türlü çabanın içinde oluruz. Ama burada amaç gerçekten halkların barışı ortak geleceğini esas alan bir yaklaşımı mıdır? Değil midir. Bunu da sorgulama hakkımız var. Bunun üzerinde de tartışma hakkımız var. Sonuna kadar tartışacağız. Şimdi böyle bir süreçte İmralı'ya gittik. Biz şunu söyledik. Bir siyasi parti ve DTK olarak bir halkın adına yola çıkmış bir harekettir. Eğer katkı isteniyorsa biz bu işin içinde kurumsal olarak bulunmak istiyoruz. Görüşmeler nasıl gelişecek. Bu görüşmelerde öngörüleriniz nedir? Biz buna nasıl katkı sunarız? Bunun kararını biz veririz, gidip geleni ben seçerim mantığı iyi bir mantık değildir" şeklinde konuştu. 

Konuşmaların ardından okunan mali ve faaliyet raporları sonrası yapılan seçimde BDP Mardin İl Başkanlığı'na Reşat Kaymaz seçildi.