DTK Eş Genel Başkanı Ahmet Türk, Diyarbakır'da yaptıðı konuşmada, Başbakan Erdoðan'ın Kürtleri ve partilerini 'Kalleş' diyerek suçlamasına tepki gösterdi. Türk, Türklerin 10 bin kişilik Kürt gücü ile Selçuklular döneminde ancak Anadolu'ya giriş yapabildiðini, Yavuz Sultan Selim döneminde Safevilerin Anadolu'yu işgal etmesine Kürtlerin engel olduðunu söylerken, 1. Dünya savaşı sırasında da tüm dünyanın Osmanlı'ya düşman olduðu dönemde de, Kürtlerin “Türk kardeşlerine ihanet etmediðini” belirtti.
Diyarbakır'da yapılan DTK toplantısında konuşan Ahmet Türk, hükümetin ve devletin Kürtlere yönelik politikalarına tepki gösterdi.
Türkiye'de yıllardan beri çatışmalı bir sürecin yaşandıðını ve çatışmaların sürdüðü bir dönemde barış, özgürlük, demokrasi mücadelesinin de taviz vermeden kararlılıkla sürdürüldüðünü belirten Türk, "Bizim özlemimiz bir halk olmaktan kaynaklanan haklarımızın görülmesinin kabul edilmesi ve Türkiye'de barış ve demokrasinin oluşmasının gelişmesidir. Ancak yaşadıðımız süreçlere baktıðımızda bir barış niyetinin, bir Kürt sorununu çözüm niyetinin halkları kucaklaştırmaya yönelik bir siyasetin yürütülmediðini çok açık bir şekilde görüyoruz" dedi.
KALLEŞ KÝM? ÝŞTE TARÝH!
Başbakan Erdoðan'ın bir süre önce partisinin grup toplantısında kendilerini ve Kürtleri 'kalleş' olarak nitelendirmesine tepki gösteren Türk şunları söyledi:
"Tarihteki Kürt ve Türk ilişkilerine bakmak istiyorum. 1071 yılında Bizanslılara karşı Selçuklular Anadolu'ya geçerken Anadolu'ya Selçukluların yerleşmesine neden olan Malazgirt savaşından söz etmek istiyorum. Bugün halen resmi tarihe baktıðınızda işte diyor 'Alparslan iki rekat namaz kıldı. Rüzgar ters esti ve galibiyet elde edildi.' Oysaki orada 10 bin Kürdün, Selçukluların, Müslümanların yanında yer almasıyla savaşın kaderi deðişti. Ve Anadolu Selçuklulara açılmış oldu. Yine Yavuz Sultan Selim döneminde Safeviler ve Osmanlılar arasında savaş yaşanırken Ýdrisi Bitlisi Kürt beylerini toplayarak Osmanlıların yanında yer alarak Safevilerin Anadolu'yu işgalini adeta engelledi. Yine Baðdat seferi yapılırken, Kürt beyleri ile toplantı yapan o zamanki padişah Kürtlere bazı güvenceleri vererek Baðdat kuşatmasına Kürtler katıldı. 1. Dünya savaşında Osmanlı devleti tamamen yıkılmış. Bir tarafta Balkanlardan, Arabistan'dan baðımsızlık, özgürlük sesleri ortaya çıkmış ve burada her halk hakkı olan, kendini yönetme iradesini göstermiş. O dönemde Kürtler bir araya geliyor. Ve Seyid Abdulkadir bir açıklama yapıyor. 'Böyle bir günde herkesin Osmanlıya düşman olduðu bir dönemde bin yıldır birlikte yaşadıðımız kardeşlerimizi arkadan hançerlemek doðru deðildir' diyor. Bütün bunlar ortada iken kimse Kürt halkına, Kürt siyasetçisine 'Kalleş' diyemez."
Kürtlerin, dilini, kültürünü, özgür geleceðini, kendini yönetme iradesini ortaya koyduðu için bugün birileri tarafından 'Kalleş' olarak lanse edilmeye çalıştıðını belirten Ahmet Türk, "Peki Kürtler bütün bu dayanışmayı göstermiş olmasına raðmen, hukukunu bir halk olmaktan kaynaklanan hakkını gasp ettiðinde acaba düşünüyor musun? Kim kalleştir. Kalleşliði yapan kimdir? Sayın Başbakanın sözlerine kelimelerine çok dikkat etmesi gerekir. Bin yıldır Kürt halkının özgürlük mücadelesini görmemezlikten gelmek, bir halk olmaktan kaynaklanan haklarını inkar eden, bastıran, sindirmeye çalışan ve faili meçhul cinayetlerle, zindanlarla Kürt halkını sindirmeye çalışan bir anlayışla yaklaşan bu yaklaşıma, bu siyasete bir isim koyması lazım. Ve bu ilişkilerden kimin kime haksızlık yaptıðını, kimin kime kalleşlik yaptıðını biraz oturup düşünerek, okuyarak görmesi gerekir diye düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
ÝKÝ YÖNTEM VAR
Başbakan Erdoðan'ın, Kürtlerin bir halk olduðunu ve halk olmanın bilinciyle siyaset yaptıklarını görmesi gerektiðini belirten Türk, "Eðer gerçekten bu Kürt sorununu çözmek istiyorsanız? Veya Kürt sorununu bitirmek istiyorsanız. Bunun 2 yöntemi vardır. Bunlardan biri adil, eşit hak ve hukuka dayanan bir yaklaşımı göstermektir. Ýkincisi de bütün Kürtleri öldürmektir. Başka bir şey yoktur. Kürtler yarın yine özgürlük mücadelesini verecek ve Kürt sorunun olduðunu dile getirecek. Bunun için 'Kürt sorunu yoktur. Kürt kardeşlerimin sorunu vardır' gibi bir yaklaşım gerçekten ahlaki deðil, gerçekten bilimsel deðil, sorunun çözümüne asla ve asla katkı sunmayacaktır" şeklinde konuştu.
Ahmet Türk, Habur ve Maxmur'dan gelen grupların karşılanması sırasında da ellerinden gelen çabayı gösterdiklerini ve yüzbine yakın insanı Silopi-Habur arasında kontrol altına alarak bir provokasyonun yaratılmasını engellediklerini belirterek, gelen gerilla grubu ile görüştüðünü, Habur Sınır Kapısı'ndan girişte hiç bir resmi görevlinin kendilerine üzerlerindeki gerilla elbiselerini veya rozetlerini çıkarıp sivil halde Türkiye girişleri yönünde bir söz söylemediðini ifade etti.
ANF NEWS AGENCY