Türkçe biliyorsan, Kürtçe savunma hakkın yok!

Türkçe biliyorsan, Kürtçe savunma hakkın yok!

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Türk vatandaşı olmasa bile savunmasını yapabilecek derecede ve yeterlilikte Türkçe bilen şüpheli veya sanıða tercüman görevlendirilemeyeceðine karar verdi.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Bakırköy 5. Aðır Ceza Mahkemesi tarafından uyuşturucu ticareti yaptıðı iddiası ile 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılan yabancı uyruklu J.M.A anadilde savunma yapma istemiyle yaptıðı itiraz başvurusunu karara baðladı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun oy çokluðuyla aldıðı kararın gerekçesinde, yabancı uyruklu ve Türkçe bilmediðini ileri sürmesi nedeniyle kendisine yargılama aşamasında tercüman görevlendirilen sanıða istemi üzerine atanan müdafinin, zorunlu müdafi konumunda bulunup bulunmadıðı irdelendi. Gerekçede, sanıðın kollukta alınan ifadesinde, "Türkçe bildiðini, tercümana gerek olmadan ifade vermek istediðini ve müdafi istemediðini" söylediði, aynı gün çıkarıldıðı mahkemede de hakim huzurunda, "7 yıldır Türkiye'de yaşadıðını ve Türkçe bildiðini, avukat ve tercüman istemediðini" belirterek, bu beyanının altını imzaladıðı kaydedildi. Ýddianamenin tebliði için cezaevine gönderilen yazı üzerine düzenlenen yazıda ise sanıðın "Kürtçe bilen tercüman istediðini beyan ettiði, bunun üzerine Baro'ya müdafi görevlendirilmesi için yazı yazıldıðı" belirtildi. Sanıða avukat görevlendirildiði, avukat ve tercüman huzurunda savunmasının alındıðı vurgulanan gerekçede, müdafinin gelmediði duruşmada, kararın sanıðın yüzüne karşı okunduðu, tercüman aracılıðıyla sanıða anlatıldıðı ve tutanaða yazıldıðı kaydedildi.

Gerekçede, 5271 sayılı CMK ile zorunlu müdafilik sisteminin genişletildiði, buna göre avukatı bulunmayan sanıðın çocuk, kendini savunamayacak derecede malul veya saðır, dilsiz olması, suçun cezasının alt sınırının 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektirmesi gibi hallerde sanıðın istemi bulunmasa hatta istemediðini beyan etse bile müdafi görevlendirme zorunluluðu bulunduðu vurgulandı. Her sanıðın duruşmada kullanılan dili anlamadıðı veya konuşamadıðı takdirde tercüman yardımından faydalanma hakkının bulunduðunun AÝHS'in 6. maddesinde yer aldıðı belirtilen gerekçede, CMK'da da sanıðın meramını anlatabilecek ölçüde Türkçe bilmemesi halinde tercüman atanacaðı yönünde düzenlemeler olduðu hatırlatıldı.

AÝHS ve CMK'daki bu düzenlemelerin, tercüman görevlendirilmesi konusunu savunma hakkı çerçevesinde ele aldıðına dikkat çekilen gerekçede, tercüman görevlendirilmesi için AÝHS'in, kişinin yargılamanın yapıldıðı ülkenin vatandaşı veya yabancı olmasını deðil duruşmada kullanılan dili anlamaması veya konuşamamasını esas aldıðı vurgulandı. CMK'nın da aynı yaklaşımla tercüman görevlendirmek için kişinin meramını anlatabilecek derecede Türkçe bilmemesini gerekli gördüðü ifade edilen gerekçede, şu tespitler yapıldı: "Bunun sonucu olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmakla birlikte meramını anlatacak ölçüde Türkçe bilmeyen şüpheli veya sanıklara tercüman görevlendirilmesi savunma hakkının kullanılması açısından zorunluyken, ülkemiz vatandaşı olmasa bile savunmasını yapabilecek derecede ve yeterlilikte Türkçe bilen şüpheli veya sanıklara tercüman görevlendirilmesi zorunluluðu bulunmamaktadır. Soruşturma ve kovuşturma sırasında çeşitli adli makamlar önünde yapılan işlemlerde, Türkçe bildiði hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde anlaşılan şüpheli veya sanıkların, sonradan Türkçe bilmediðini ileri sürerek tercüman görevlendirilmesini istemeleri halinde bu kişilerin AÝHS ve CMK baðlamında tercüman yardımından yararlanma hakları bulunmadıðı gibi bu tür davranışların, savunma hakkının kötüye kullanılması kapsamında deðerlendirilmesi gerektiði açıktır. Yargıtay özel dairelerinin uygulamaları da bu doðrultudadır. Gerek CMK gerekse diðer yasalarımızda Türkçe bilmediði gerekçesiyle tercüman görevlendirilen sanıða ayrıca müdafi görevlendirilmesi zorunluluðu bulunduðuna ilişkin bir düzenleme de yer almamaktadır."

Davada sanıðın savunmasını, isteði üzerine görevlendirilen avukat huzurunda yaptıðı, iki oturuma katılan avukatın bütün oturumlara katılma mecburiyeti bulunmadıðı belirtilen gerekçede, avukatın görevini yerine getirmediðinin söylenemeyeceði kaydedildi. Gerekçede, "Soruşturma aşamasında gözaltı raporunun alınması sırasında doktor, ifadesinin alınması sırasında kolluk ve en önemlisi sorgusu için sevk edildiði hakim huzurunda yapılan işlemlerde, Türkçeyi savunmasını yapabilecek ölçüde ve iyi derecede konuşabildiði ve anlayabildiði açıkça anlaşılan sanıða, yargılama aşamasında AÝHS'in ve CMK'nın ilgili maddeleri uyarınca tercüman görevlendirilmesi de zorunlu deðildir" ifadeleri kullanıldı.

ANF NEWS AGENCY