Türkiye için barış gerekli ve acildir
Türkiye için barış gerekli ve acildir
Türkiye için barış gerekli ve acildir
HPG Komuta Konseyi üyesi Bawer Dersim, Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşanan patlamanın gerek bölge gerekse de Ortadoğu açısından barışın son derece gerekli ve acil olduğunu söyledi. Dersim Öcalan’ın başlattığı sürecin Türkiye kamuoyu tarafından bu sekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşanan patlamanın ardından Nuçe TV’ye konuşan Bawer Dersim, barış süreci ve gerillanın geri çekilmesi konusunda açıklamalarda bulundu. Dersim Hatay’daki olayda yaşamını kaybedenlere başsağlığı dilerken bu olayın Türkiye ve bölge açısından barışın ne kadar gerekli ve acil olduğunu gösterdiğini söyledi.
Peş peşe patlamalar yaşandı Reyhanlı’da, onlarca insan hayatını kaybetti, içlerinde ağır yaralıların da olduğu yüzün üzerinde de yaralı var. Demokratik çözüm süreciyle ilişki kurduğumuzda neler söyleyeceksiniz?
Öncelikle Hatay’daki patlamada yaşamını yitirenlerin aileleri ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yine patlamada yaralananlara da acil şifalar diliyorum. Hatay’daki patlama da göstermiştir ki gerek bölgemiz, gerekse Türkiye açısından barış son derece gerekli ve acildir. Yine Önderliğimizin başlattığı demokratik çözüm hamlesinin ne kadar yerinde ve zamanında gerçekleştiği, ne kadar doğru olduğu bütün bu olaylarla bir kez daha kanıtlanmıştır.
Bölgedeki çatışma ve gerilimin kanlı bir şekilde Türkiye’ye sıçraması kuşkusuz gelecek açısından tehlike arz etmektedir. Türkiye’de olası böylesine bir yangının önünü almak ve bölge halklarının yüz yıllardır özlemini duyduğu barışçıl bir ortamın meydana gelebilmesi için demokratik çözüm hamlesi son derece gerekli ve yerindedir. Bu anlamda Önderliğimizin başlatmış olduğu bu süreç tarihi bir anlama sahiptir. Gerek Türkiye kamuoyunun gerek bölge halklarının Önderliğimizin başlatmış olduğu süreci böyle anlamlandırmaları ve yüksek değer biçmeleri son derece önemlidir.
Kamuoyu şunu merak ediyor. Herkesin gözü kulağı Medya Savunma Alanları’nda. Açıkladınız, gerillalar 8 Mayıs’ta geri çekilmeye başladı. Beş altı gün oldu. Bu süreç içerisinde yolunda gitmeyen herhangi bir durum, size intikal eden bir durum var mı? Yürüyüş devam ediyor mu?
Bizim tüm güçlerimizle irtibatımız var. Amanos’tan Karadeniz’e, Dersim’den Serhat’a kadar tüm güçlerimizle bağlantı içindeyiz. Mevcut durumda demokratik çözüm yürüyüşü önünde ciddi bir engel görünmemektedir. Zaten Önderliğimizin çağrısı ve KCK’nin kamuoyuna yapmış olduğu açıklamadan sonra bu süreç fiili olarak başladı. Bu yönlü HPG olarak biz de gerekli planlamayı yaptık, güçlerimizi ona göre örgütledik. Tüm güçlerimiz büyük bir disiplin içinde kendilerini planlamış ve örgütlemiş durumdalar. 8 Mayıs’tan itibaren de demokratik çözüm yürüyüşünü tüm alanlarda, eyaletlerde başlatmış durumdalar. Ama kamuoyu da takdir eder ki Medya Savunma Alanları’na ulaşmak belli bir zaman almaktadır.
Bir tarih verebiliyor musunuz?
Çok yakında ilk gruplarımız ulaşacaktır. Diğer gruplarımızın da hepsi yoldadır. Çok kısa bir süre içinde güçlerimizin büyük bir bölümü Medya Savunma Alanları’na ulaşacaktır. Hepsi hareket halindedir, Medya Savunma Alanları’na yürüyüş halindedir. İlk gruplar zaten çok çok yakın bir süre içinde ulaşacaklar. Bunu tüm kamuoyuyla paylaşacağız. Basın gelip izleyebilir, ilk gruplarımızı görüntüleyebilir. Biz, süreci şeffaf bir şekilde yürütüyoruz. İsteyen, izlemek isteyen tüm kesimler izleyebilirler. Bu konuda bir sakınca yoktur.
Bu süreç ne zaman tamamlanır? Bu merak ediliyor. Bir ay, iki-üç ay veya daha fazla öngördüğünüz bir süre var mı? Süreç 3 aşamalı olarak açıklandı, halen birinci aşamada yer alıyoruz. Bu sürecin bir an önce tamamlanması için bir tarih, gün, zaman verebiliyor musunuz?
Birinci aşamanın başarıyla gerçekleşmesi için HPG olarak elimizden gelen her şeyi yapmaktayız. Mümkün olduğunca hızlı bir biçimde bu süreci tamamlamak istiyoruz. Demin de belirttiğim gibi zaten bu süreci başlatmış durumdayız. Ve tüm güçlerimiz hareket halindedir. Biraz doğa koşulları ve karşı tarafın, Türk devletinin, ordu güçlerinin hareketine bağlı olarak zaman değişebilir. Fakat güçlerin geri çekilmesi konusunda biz oldukça kararlıyız, Önderliğimizin ve hareketimizin ortaya koyduğu bir irade var, bu iradeye sonuna kadar bağlıyız. Bunun hızlı ve başarılı bir biçimde tamamlanabilmesi için de üzerimize düşeni yapıyoruz.
Sayın Şahin, bir süre önce HPG olarak kamuoyuna bir açıklamada bulundunuz geri çekilmeyle ilişkili. Barajlara, karakol yapımlarına dikkat çektiniz. Bu, Ankara tarafından tehdit olarak algılandı. Ankara’yı tehdit mi ettiniz?
Bizim kimseyi ne tehdit etmeye ihtiyacımız vardır, ne de niyetimiz. Demokratik çözüm sürecinin başarıyla ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesi için bu kadar yoğun bir çaba içerisindeyken bu tür suçlamalara maruz kalmamız tabii kabul edilir bir durum değil. Biz sadece sürecin önünde engel olabilecek noktalara dikkat çekiyoruz. Tüm kamuoyu da takdir eder ki demokratik çözüm sürecinin başladığı bir ortamda yeni karakolların yapılması, askeri amaçlı barajlara hız verilmesi çeşitli kuşkulara yol açacaktır. Yine birçok kesimi tahrik edici ve kışkırtıcı işlev görecektir. Dolayısıyla bütün bunlar sürece zarar verecektir. Biz, sürecin zarar görmesini istemiyoruz. Temel kaygımız budur. Biz var olan somut durum hakkında bir analiz ve çeşitli uyarılar yaptık.
Bu uyarılarınız halen geçerli mi karakollarla, barajlarla ilgili açıklamanız? Şöyle mi algılanıyor Kürt tarafında, sanki bir fırsatçılık yapılıyormuş gibi mi algılanıyor.
Elbette. Durup dururken böylesi bir süreçte askeri amaçlı barajlara hız verilmesi, yine her yerde yoğun karakol yapımına hız verilmesi herhangi bir ihtiyaçtan kaynaklanmamaktadır. Demokratik çözüm sürecinde karakolların ne işlevi olacak? Anlaşılır bir durum değildir. Silahlar sussun, siyaset konuşsun diyen hükümetin kendisiydi, demokratik siyaset alanı açılacaksa, bu anlamda demokratik siyasete yol verilecekse karakol yapmanın çok fazla anlamı yoktur. Karakolların gölgesinde demokratik siyaset yapılmaz. Biz, karakolların sayısının arttırılmasından yana değiliz. Tam tersine var olanların da işlevlerini artık tamamladığını, onların hepsinin savaşa göre orada konumlandırıldığını biliyoruz. Aksine bu karakolların azaltılması lazım. Birçok yerin boşaltılması lazım.
Bir başka nokta, gerillalara, Medya Savunma Alanları’na gelecekler, ellerinde silahlar var, Ankara görüşü söylüyorum, ya da bir takım kesimlerin, yanıtınızı almak açısından. Beş bin insan Medya Savunma Alanları’nda bir araya gelecek. Bu bir tehdittir. Ne dersiniz?
Bunların tehdit olarak algılanmaması lazım. Biz, Medya Savunma Alanları’nda tamamen geri çekilmenin bir gereği olarak geliyoruz. Silahımızı herhangi bir ülkeye doğrultmuyoruz. Dolayısıyla bir tehdit olarak algılanmasının bir anlamı yoktur. Silahlarımızı ne Türkiye’ye doğrultacağız, ne İran’a, ne Suriye’ye ne de farklı bir ülkeye. Bize saldırmayan hiçbir güce silah doğrultmaya niyetimiz yok. Elimizde silahlarımızla tamamen kendimizi savunma amaçlı Medya Savunma Alanları’ndaki pozisyonumuzu korumaya devam edeceğiz.
Yani Kürt sorununu silahlar yaratmadı.
Elbette tam tersine silahları yaratan Kürt sorunun çözümsüzlüğüdür. PKK otuz yıldır silahlı mücadele yürütüyor fakat Kürt sorununun tarihi iki yüz yıldır. PKK’nin silahlı mücadelesinden önce de Kürt sorunu vardı. Biz, silahı Kürt sorununun çözümü, halkımızı ve kendimizi korumak amacıyla elimize aldık. Demokratik siyasete alan açılmadığı, üzerimizde azgın bir saldırı, terör ve şiddet olduğu için, buna karşı savunma amacıyla silahlar ele alındı.
Kürt sorunun demokratik çözümü. Heyetler var gerillanın geri çekilmesini izlemek isteyen ve hatta izleyen. İHD’den, Sivil Toplum Örgütleri var, bazı uluslararası gözlemci heyetler de süreci izlemek istiyor. HPG olarak bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Bu sürecin şeffaf yürütülmesinden yana olduğumuzu çeşitli kereler açıkladık. Hareketimiz her zaman sürecin şeffaf yürümesi gerektiğini zaten kamuoyuyla paylaştı. Biz, bağımsız güçlerin, sivil toplum örgütlerinin süreci izlemesinden rahatsız değiliz. Tam tersine sürecin sağlıklı bir şekilde yürüyebilmesi, herhangi bir provokasyona veya süreci akamete uğratabilecek farklı girişimlerin önünü almak açısından bu tür inisiyatiflerin, süreci izleme gruplarının oluşturulmasını olumlu buluyoruz.