‘Türkiye katliam yapıyor dünya sessiz’

Avrupa Parlamentosu’nda (AP) gerçekleştirilen 12’nci Uluslararası Kürt Konferansı'nde Türk devletinin katliam politikaları kınandı ve dünyanın sessizliği eleştirildi.

Avrupa Parlamentosu’nda (AP) devam eden 12’nci Uluslararası Kürt Konferansı, "Değişim için ajanda, beklentiler ve alternatifler" konulu bir oturum ile sona erdi. Bu oturumda yapılan konuşmalarda, Türk devletinin katliamcı politikaları kınanarak, dünyanın sessizliği eleştirildi.

Konferansın “Değişim için ajanda, beklentiler ve alternatifler" isimli oturumunun moderatörlüğünü Dersim Dağdeviren ve Dr. Thomas Schiminger yaparken, AB Yeşiller Milletvekili Bodib Valero, Lord Hylton, Gazeteci Ragıp Duran, Gazeteci Reiner Hermann, KNK Eşbaşkanı Rebwar Reşid, SAMER yöneticisi Yüksel Genç, katılarak birer sunum yaptı. Katılımcılar, Türk devletinin Kuzey Kürdistan’da yaptığı katliamları kınayarak, dünyanın sessizliği sert bir dille eleştirildi.

DURAN: TÜRKİYE'DE ŞU ANDA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ YOK

Gazeteci Ragıp Duran Türkiye’de baskıcı bir rejim olduğunu belirterek, "Türkiye'de şu anda ifade özgürlüğü yok. Bir kimse bir şeyler söylediğinde hakkında hukuki süreç başlatılıyor. Şu anda cezaevinde çok sayıda gazeteci var, 400'den fazla akademisyen, öğrenci hukukçu hakkında 'Cumhurbaşkanı'na hakaretten' yargılanıyor. Cumhurbaşkanımız çok hassas, onu eleştirdiğimizde hemen hakaret olarak algılıyor.

Kürt sorunu ise basının tabusu ve aynı zamanda Aşil'in topuğu. Türk basını ilk doğduğunda şekil bozukluğu olan bir bebek gibi dünyaya geldi. Şu anda Türk medyasının yüzde 80'i direkt veya dolaylı olarak Erdoğan tarafından yönetiliyor. Hükümet, sansür, baskı biçimi ile bütün medyasın bastırılması için çalışıyor” dedi.

Kürt sorunun yüz yıllık tarihine değinen Duran, Şex Seid, 1938 Dersim’de yapılanlardan örnekler vererek, şunları söyledi:”1984'ten bu yana ise ana akım medyada Kürtler sürekli harekete uğruyor.1 Kasım 2015'ten bu yana bir saldırı furyası başladı. En az 162 insan öldürüldü, bunların büyük bir çoğunluğu çocuk. Türk olmayan bir kişi, her gün Türk medyasını okusa bile Türkiye hakkında hiçbir şey öğrenemez."

LORD HYLTON: KÜRTLER BİRLİK OLMALI

Londra Stratejik ve Taktik Vakfı’ndan Lord Hylton, Kürt meselesi ile yakından yıllardır ilgilendiğini kaydederek, “Halepçe katliamından sonra İngiliz Parlamentosunda Saddam'a silah satılmasına karşı bir kampanya başlattık. Kürtler o dönemde kamplarda çok zor şartlarda yaşadılar. Kürtlere baskılar bugünde devam ediyor” diyerek, Kürtlerin yaşadığı dramdan söz etti. Kobanê’den de bahseden Hylton, şunları söyledi:” 4 Şubat’ta Cenevre’de görüşme olacak. Kobanê’de Kürtler DAİŞ’e karşı savaştılar. Stalingrad gibiydi. Bütün dünya kendilerine hayran bıraktı. Kürtlerin seçilmişlikleri birlik içerisinde davranmalı. Bölük parçalık Kürtlere bir şey kazandırmaz.”

TOİVANEN: KÜRT DİYASPORASI ÖNEMLİ ŞEYLER BAŞARDI

Diasporada yaşayan Kürtler için çalışmaları olan Prof. Mari Toivanen da Kürtlerin diasporadaki mücadelesini anlattı. Moivanen, şunları söyledi: 1980 yılından bu yana Kürtlerin gösterisi olmadığı bir gün yok. Kürt kurumları istediği zaman binlerce kişiyi sokaklara döküyor. Buda Kürt diasporasının gücünü gösteriyor. Devlet dışı bu Kürt diasporası gündem belirliyor. Kürt sorunu böylece bir Avrupa sorunu haline de gelmiştir. Çünkü Kürt diasporası çalışması sayesinde bu oluyor. 7 Haziran seçimlerin de HDP’yi destekleyen Kürt diasporası sürekli Kürt sorununda barış sürecinin tekrar başlatılması için çağrılar yaparak, bunun için eylemler gerçekleştirdi.”

Alman gazeteci Gazeteci Reiner Hermann ise Kuzey Kürdistan’da gençlerin başlattığı yeni mücadeleyi anlattı. Hermann, Kürt sorununda yeni bir aşamaya gelindiğini belirterek, “

Kürt krizinde eskisinde farklı bir durum var. Çünkü yeni krizde radikal ve keskin bir gençlik var ve şehirlerde çatışıyorlar. Türk ordusu eskiden PKK ile çatışıyorlardı bunu dağda yapıyordu. Pek az sivil insan ölüyordu. Şuanda ise katliam yapılıyor. PKK yine dağda savaşıyor. Ama yeni bir aktör var, gençler hendek kazıyorlar, barikat kuruyorlar ve kendi mahallelerini savunuyorlar. Bunların bir örgütü yok. Bu son baharda kendi öz savunmalarını oluşturdular. Bu gençler, 1990 yıllarda köyleri boşaltılan ve katledilen Kürt köylülerin çocuklarıdır. Bunlar radikalleşti. Yeni aktör bu” diye konuştu.

Türkiye’nin bu yeni dönemde bir savaş stratejisi olduğunu vurgulayan Hermman, konuşmasını şöyle sürdürdü:” Türkiye’nin savaş stratejisi var. Savaş eskiden dağda yürütülüyordu. Dağlar bombalanıyordu. Şuanda Erdoğan ile birlikte strateji değişti. İnsanlar öldürülüyor, şehirler bombalanıyor, sokağa çıkma yasakları var. On bin asker ile şehirlere bombalanıyor. Yüzlerce Kürt siyasetçisi tutuklandı. Daha önce köyler boşaltılmıştı şuanda ise kentler bombalanıyor. Bu savaşlarda, 1 milyon 500 insan etkilendi. 200 bin mülteci oluştu. Dünya Türkiye ye karşı sessiz kaldı. Özellikle Cizre ablukasından bu yana. Rojava’da DAİŞ tarafından harabeye dönülen mezarlıkları ve sokakları gördüm. Şuanda Türk ordusu bunu yapıyor. JİTEM ve benzeri yasa dışı örgütler de var bu ordunun içerisinde. Hatta iddialara göre DAİŞ militanları var. SEYDULLAH militanları buna örnektir. Türkiye de yürütülen barış süreci hiç bir zaman bu kadar yakın olmamıştık barışa. Hepimiz çok umutluyduk ama bu hayal kırıklığı yarattı. Şuanda bir kalıcı çözüm bulamıyorum. Avrupa birliği bir çözüm bulmalı. Ama maalesef AB mülteci konusunda dolayı yapmıyor.”

KNK Eşbaşkanı Rebwar Reşid de “Biz özgürlük için savaşan bir halkız. Geçtiğimiz yüz yılda da bunu verdik” diyerek, başladığı konuşmasına, Türkiye’nin 4 bin Kürt köyünü yaktığnı ve binlerce insanı katlettiğini hatırlatarak, bu gücü de ABD, NATO ve AB’den aldığını söyledi.

Reşid, PKK’nin Kürtlerin özgürlüğü için savaştığını da belirterek, “Bizim için siyasi harekettir. Kürt halkının özgürlüğü savaşan bir harekettir. Abdullah Öcalan Kürdistan da önemli bir şahsiyettir. Yüz yıl önce Kürtdistan sınırlara bölündüğünü hatırlatan Reşid, 100 yıl sonra verdikleri mücadele ile bu sınırları yıkacaklarını söyledi.

GENÇ: AVRUPA NEDEN BİZİM SESİZİME KULAK VERMİYOR?

SAMER yöneticisi Yüksel Genç ise Kürdistan'da yaşanan şiddetin, kıyımın, kırımın içerisinde insanların anlamakta zorlandığı bir şey olduğunu söyledi. İnsanların en yakınının ölümüne tanıklık edildiğini bunlar tekil olarak yaşanmadığını, toplumsal olarak yaşandığını kaydeden Genç, "Neden Avrupa'dan ses yok, biz insan değil miyiz" sözünü Avrupalıların Kürtlerden çok duyacağını da sözlerine ekledi.

AP Yeşiller Milletvekili Bodib Valero de Kürt sorununa yönelik çok yoğun tartışmalı bir günden geçtiğini ve şu andaki durumun çok da kabul edilemez olduğunu vurguladı.