Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), ILO Konferansında açıkladıðı Yıllık Sendikal Hak Ýhlalleri Raporunda Türkiyenin işçi hakları ihlali konusunda Avrupa birincisi olduðunu açıkladı.
ITUC raporunda Türkiyede özellikle metal, petro-kimya ve tekstil sektörlerinde işçilerin sendika üyeliðinin işten çıkarma gerekçesi olduðu belirtilirken Polyplex, Demo Plastik, AFE Plasturgie firmalarındaki işten çıkarmalar buna örnek olarak gösterildi.
Türkiyede polisin grevci işçilere zor kullandıðının da kaydedildiði raporda Grup Süni Deri işçilerinin kurduðu direniş çadırına yönelik kundaklama girişimine de yer verildi. Raporda 25 Şubatta Kartepede protestocu işçilere polisin saldırısı sonucunda 2 işçinin yaralandıðı da belirtildi.
Raporunda Türkiyede deri sektöründe çalışan işçilerin oldukça aðır koşullarda çalıştırıldıðını ifade eden ITUC, Düzcede geçtiðimiz sene bir işçinin grev örgütleme faaliyeti nedeniyle tutuklandıðını ve 5 ay cezaevinde kaldıðına da işaret etti.
Tekstik sektöründeki sorunlara da dikkat çekilen raporda bu sektörde çalışan işçilerin grev girişimlerinin dahi işten çıkarmayla sonuçlanabildiði ve sendika gösterilerine katılanların kovuşturmalara tabi tutulduðu da kaydedildi.
Raporda Eðitim Sen ve Saðlık Emekçileri Sendikası çalışanlarının terörizmle suçlanarak hapis cezasına çarptırılmasına da yer verildi.
ITUC raporunda yasaların ve Mecliste bekleyen yasa tasarısının (Toplu Ýş Ýlişkileri Yasa Tasarısı) ILO Sözleşmelerine uygun olmadıðı ifade ediliyor. Pek çok Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının sendikal haklarını kullanamadıðı dile getiriliyor. Ayrıca toplusözleşme hakkının önündeki barajlar ve grev hakkının sınırlandırılması gibi engeller her yıl olduðu gibi tüm detaylarıyla rapordaki yerini alıyor.
Raporda ayrıca iktidardaki üçüncü dönemine başlayan AKPnin AB ile müzakerelere devam etmesine raðmen özellikle insan hakları konusundaki reformları yavaşlattıðı belirtilirken tutuklu gazetecilerin durumuna da yer veriliyor.
ÝŞÇÝLERÝN HAYATI ALT ÜST OLMUŞ DURUMDA...
ITUC Genel Sekreteri Sharan Burrowa göre Yüz binlerce işçinin durumu endişe verici. Pek çok işçi en temel sendikal özgürlülerden ve toplu sözleşme hakkından mahrum biçimde güvencesiz koşullarda çalışıyor. Kendilerinin veya ailelerinin ihtiyaçlarını karşılamalarına yetmeyen düşük ücretlerle, kötü ve tehlikeli şartlarda, uzun saatler boyunca çalışmak zorunda olduklar için hayatları alt üst olmuş durumda. Bu durum dünyadaki durgunluðu da kısmen açıklayabilmektedir.
ITUCun raporu grevlerin pek çok ülkede kitlesel işten çıkartmalar ve tutuklamalarla şiddetli bir biçimde bastırıldıðını göstermekte. Örneðin Gürcistan, Kenya, Güney Afrika ve Botsvanada kamu sektöründe çalışmakta olan 2800 işçi grevler sonrasında işten çıkarıldı.
Sendikal özgürlükler yalnızca gelişmekte olan ülkelerde deðil, sanayileşmiş ülkelerde de, özellikle muhafazakâr hükümetin toplu sözleşme hakkını ve sendikal özgürlükleri zayıflatmaya çalıştıðı Kanadada tehdit altında. Rapora göre serbest ticaret bölgelerinde işçilerin sendikalaşması oldukça zor. Yasal sınırlama bulunmakta ve pek çoðunda sendikalar hala yasaklı durumda.
Göçmen işçiler özellikle Kuveyt, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi işgücün çoðunu oluşturdukları Körfez ülkelerinde güvencesiz bir grup oluşturmaya devam etmekteler. Ya çok az hakka sahipler ya da haklarından tamamen mahrum bırakılmaktalar.
Göçmenler arasında çoðunluðu kadınlardan oluşan 100 milyon ev işçisi haklarının yetersiz olduðu veya haklara hiçbir şekilde saygı gösterilmeyen ortamlarda çalışmaktadır. Bu nedenle ITUC, ev işçilerine sendika kurma hakkı tanıyan ve onların insanca çalışma koşullarından faydalanmalarını öngören 189 Sayılı ILO Sözleşmesinin uygulanması talebiyle bir kampanya yürütmektedir.
Rapora göre, Güney ve Kuzey Amerikanın pek çok ülkesinde sendikacılara karşı hiçbir cezaya çarptırılmayan suçlar işlenmekte ve sosyal adaletsizlik giderek artmaktadır. Avrupada çalışma ilişkileri sistemi üzerinde uygulanan baskı işçi hakları üzerinde önemli kayıplara yol açmaya devam etmektedir. Asya-Pasifik ülkelerinde işçiler çoðunlukla, geçici, dolaylı, kayıt dışı yani güvencesiz işlerde çalışmaktadır. Afrika ve Ortadoðu ülkelerinde işçiler hiçbir baskıcı rejimin sonsuza kadar sürmeyeceðini göstermiştir.