İsveç Sosyal Demokrat İşçi Partisi Milletvekili Carina Hägg, Türk ve İsveç hükümetlerinin izledikleri Suriye politikasının ters tepeceğini, El Kaide bağlantılı gruplara destek veren Türkiye ile bu gruplara karşı teslimiyetçi bir tutum alan İsveç’in zarar göreceklerini söyledi.

Hägg bundan bir ay önce İsveç Parlamentosu’na yazılı bir soru önergesi vererek İsveç’ten Suriye’ye savaşmak amacıyla El Kaide bağlantılı grupların saflarına katılanlara dikkat çekmiş ve Dışişleri Bakanı Carl Bildt’e Suriye’ye gidişlerin önlenmesi için hükümetin hangi önlemleri almayı düşündüğü sorusunu yöneltmişti.

Geçtğimiz günlerde Türkiye, Kürdistan ve Mısır’a incelemeler yapmak amacıyla giden Hägg, İsveç dönüşünde Suriye’de süren savaş ve El Kaide bağlantılı grupların Türkiye ve İsveç’teki faaliyetleriyle ilgili sorularımızı yanıtladı.

TÜRKİYE’NİN EL KAİDE’YE DESTEĞİ SORUNUN ÇÖZÜMÜNÜ GÜÇLEŞTİRİYOR

Hägg, Suriye’deki sorunun savaşın tırmandırılmasıyla değil, görüşmeler yoluyla çözülebileceğinin, bundan dolayı da Suriye’de savaşan muhalefete desteğin durdurulmasının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından bir kaç kez belirtilmesine rağmen aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı ülkelerin muhalefete ve El Kaide gibi örgütlere destek vermeyi sürdürmelerinin sorunun çözümünü güçleştirdiğini söyledi.

Erdoğan’ın El Kaide bağlantılı gruplara destek verdiğini inkar ettiğini, ancak ziyaretleri sırasında görüşmeler yaptığı sivil toplum örgütleri temsilcilerinin AKP iktidarının El Nusra gibi gruplara destek verdiğini belirttiklerini ve bu durumun sadece Kürtler ve muhalefet partilerinin değil, AKP taraftarlarının da tepkilerine yol açtığını ve Türk Hükümetinin izlediği politikadan duyduklarını hoşnutsuzluğu dile getirdiklerini ifade etti.

AKP iktidarının sınırlardan cihadcıların ve silahların Suriye’ye girmelerine izin verdiğini belirten Hägg, Türk Hükümetinin izni olmaksızın İsveç ve Avrupa’dan El Kaide saflarına katılmak için Türkiye’ye gelenlerin Suriye’ye geçmelerinin mümkün olamayacağını söyledi.

İSVEÇ’TEN 400 KİŞİ EL KAİDE SAFLARINDA SAVAŞIYOR

El Kaide saflarında savaşırken yaralananların bir kısmının Türkiye’de, İsveç gibi ülkelerden gidenlerin de Türkiye üzerinden gelerek İsveç’te tedavi olduklarını belirten Hägg, İsveç’ten 400 civarında gencin El Kaide saflarında savaşmak amacıyla Suriye’ye geçtiğini söylüyor.

İsveç Güvenlik Polisi’nin (Säpo) önceki gün 75 kişinin Suriye’ye savaimak için gittiğini açıkladığını hatırlattığımızda “Bu rakamlar gerçekçi değil. Benim İsveç, Türkiye’de yaptığım araştırmalar ve Suriye’deki insanlardan aldığım bilgiler 400 civarında kişinin El Kaide bağlantılı örgütler safında savaştığı yönünde” diyor.

Hägg, Dışişleri Bakanının cevaplaması istemiyle verdiği soru önergesine Carl Bildt’in yerine Adalet Bakanı Beatrice Ask’ın yanıt vermesine de tepkili. Konunun esas olarak Dışişleri Bakanını ilgilendirdiğini ve İsveç’in dünya ile ilişkilerini etkilediğini belirten Hägg, Adalet Bakanı’nın verdiği cevaptan hoşnut olmadığını şu cümlelerle dile getiriyor.

HÜKÜMETİN EL KAİDE SAFLARINA KATILMAYI ENGELLEMEK İÇİN BİR PLANI YOK

“Hükümetin Suriye’ye El Kaide saflarında savaşmak için gidenleri önleyecek bir ulusal planı yok. İsveç vatandaşlarının Suriye’deki İslamcı gruplara para ve lojistik destek sağladığı, silah temein ettiğine dair raporlar alıyoruz. Sorunu fazla abartmamak gerekir ama varolan gerçeklere de gözlerimizi yumamayız. Son yıllarda uluslararası alanda İsveç bu tür faaliyetlerle gündeme geliyor. Buna karşılık İsveç hükümetinin alabileceği yasal önlemler sınırlı. Bu nedenle de yasaları yeniden gözden geçirmek ve düzenlemek gerekiyor.”

Katılımların engellenmesi için ne önerdiği sorumuzu ise “Herşeyden önce politikacıların bu gerçekleri görmeleri ve kabul etmeleri gerekir. Hükümetin İsveç’te faaliyet gösteren İslami örgütler, işverenler ve sosyal hizmetler kurumuyla işbirliği yapması ve eşgüdüm içinde gençlerin El Kaide gibi terör örgütlerinin saflarına katılmalarını engellemesi gerekir” diyerek cevaplıyor.

Hägg, İsveç Hükümetinin Hollanda ve İngiltere’nin hazırladığı ulusal hareket planından da yaralanarak katılımları engellemek için bir plan hazırlamasının zorunluluğuna da değiniyor.

Bazı güçlerin aşırı İslamcı gruplara destek vemelerinin ya da bilinçli olarak bu gruplara silah gönderilmesine göz yummalarının şiddet, savaş ve çatışmaları tahmin edilmesi ve engellenmesi mümkün olmayacak boyutlara getireceği uyarısında bulunduktan sonra, “Türkiye ve İsveç’in şiddet kullanan aşırı İslamcılara karşı teslimiyetçi tutumları gelecekte bu iki ülkenin zarar görmesine yol açacak” diyor.