'Türkmen dağı' nedir, ne değildir, orada neler oluyor?

Günlerdir Türkiye Cumhurbaşkanı, Başbakanı tarafından yapılan ‘Türkmen dağı, Bayırbucak’ta katliam var, orada tek bir DAİŞ’li terörist yok’ açıklamalarının gerçek olmadığı ortaya çıktı.

Günlerdir Türkiye Cumhurbaşkanı, Başbakanı tarafından yapılan ‘Türkmen dağı, Bayırbucak’ta katliam var, orada tek bir DAİŞ’li terörist yok’ açıklamalarının gerçek olmadığı ortaya çıktı. Türkmen dağı ve Bayırbucak olarak bilinen bölge ve köylere Türkiye’nin daha önce Türkistan ve diğer Türkmen bölgelerinden binlerce cihatçı gönderdiği, bu cihatçıları DAİŞ yerine ikame etmek istediği yerel kaynaklar tarafından iddia edildi.

BAYIRBUCAK YAYGARASI VE GERÇEKLER!

Alandan görüştüğümüz ve isimlerinin açıklanmasını istemeyen Türkmenler, konuya ilişkin şu bilgileri veriyor, “Türkmen dağı denilen alanda yaşayan Türkmenler var. Köyleri de var. Türkmen dağının karşısında da Cebel Ekrat denilen Kürt dağı var. Buralarda yaşayan halklar, birbirlerini hiçbir tarihte incitmediler. Ancak Suriye’deki devrimci kalkış ardından uluslararası güçlerin müdahalesi ile iç savaşa dönüşmesinden sonra, oranın demografisi değiştirilmek istendi. Çünkü Türkiye tarafından buraya dışarıdan çok sayıda savaşçı getirilip yerleştirildi. İslami bir terimle buraya yerleştirilenlerin hepsi zındıktır. Çünkü buraya yerleştirilenlerin hepsi Türkiye tarafından yetiştirilmiş kişilerdir. 4. Murad, Sultan Murad Tugayları denilen gruplar oluşturuldu. Yine Yavuz Selim grupları, bunların hepsi çok sonradan alana dışarıdan getirilen savaşçılarla oluşturuldu. Türkiye hükümeti, burayı Yayladağı üzerinden İskenderun’a bağlama planı yapmıştır. Tıpkı 1930’lu yıllarda Hatay için izlenen politikanın aynısı izleniyor. Ayrıca, AKP tarafından buraya yerleştirilen gruplar Türkmen köylerine değil boşaltılan Kürt köylerine yerleştirildiler.”

TÜRKİYE BU GRUPLARI DAİŞ’IN YERİNE İKAME ETMEK İSTEDİ

Türkmen dağı ve Bayırbucak’a ilişkin bilgi veren bölgedeki bir kaynak, burada var olan grupların hepsinin daha sonra dışarıdan getirildiğinin altını çizdi;

“Buraya getirilip savaştırılan savaşçıların çoğu Türkistan’dan getirilenlerdir. Türkistan’dan yaklaşık 5 bin kişiyi Türkmen dağı ve Bayırbucak çevresine getirdiler. Yine burası için, Türkiye’deki ‘Suriyeli göçmenler kampları’ olarak bilinen kamplardan savaşçılar devşirdiler. Bu kamplardan örgütledikleri insanlara Türkmen diye kimlik verdiler. Daha sonra askeri eğitimlerden geçirdikten sonra buralar yolladılar. DAİŞ’in farklı bir kolunu örgütlemeye çalıştılar. Bu gruplar daha önce İdlıp çevresinde çıkarılan Horasan benzeri gruplardır. Bu gruplar Nusra ile İdlıp’ta aktif savaş içinde yer aldılar. Kürt dağındaki savaş ve saldırılar içinde yer aldılar. Bir ara Kürt bölgesi olan Bab-Halep-Azaz arasındaki Şehba mıntıkasına yerleştirmek istediler. Oraya yerleştirilmeleri için hazırlanmışlardı ve tank dahil her türlü silahla donatılmışlardı. Bu grupları DAİŞ’in yerine ikame edeceklerdi. Bir anlamda DAİŞ’in ismini değiştireceklerdi. Plan bölgeyi Kürtsüzleştirip, Türkleştirmekti. Böylelikle alanın demografik yapısını değiştireceklerdi. Suriye muhalefeti diye bu grupları uluslararası güçlere kabul ettirmeye çalışacaklardı. Bu günlerde yaptıkları da, bundan başka bir şey değil. Ayrıca bunları Tampon bölge oluşturmanın zemini haline getirmeye çalışıyorlar. Zaten Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa bunu çok açık bir şekilde söylüyor.’’

AZAZ’DA KÜRT KÖYLERİNİ TÜRKMEN DİYE YANSITTILAR

Bölgeyi çok iyi bilen kaynaklar, Türkiye’nin Halep-Azaz çevresinde gerçekleştirdiği saldırılara ilişkin de çarpıcı bilgiler veriyor. Uzmanlar, Türkiye’nin Azaz ve Halep çevresinde geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği hava saldırılarına ilişkin şu çapıcı bilgiler veriyor; “Geçtiğimiz günlerde Azaz çevresinde iki Türkmen köyünü DAİŞ’ten aldıklarını söylediler. Günlerce o köyleri uçaklarla vurdular.  Vurdukları Hercalê ve Delhê köyleri Türkmen değil, Kürt köyleridir. Bu köyler 25 ile 30 hane arasında değişiyor. Günlerce bu köyleri vurdular. Yerle bir ettiler. Sonra Azaz’da çetelerin elinde olan üç dört kişiyi çıkarıp işte sağ yakaladık diye yansıttılar. Bunların hiç birinin gerçekle alakası yok.’’