'Tutsakların talepleri kabul edilsin; kamuoyu duyarlı olsun'

İHD, TİHV, ÖHP ve Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi açlık grevlerine ilişkin bir araya geldi ve taleplerin derhal kabul edilmesini istedi. Kamuoyuna da duyarlılık çağrısı yapıldı.

İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi ve Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP), cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine ilişkin HD Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya ÖHP Üyesi Özgür Erol, İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi Temsilcisi Havva Özcan ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekreteri Metin Bakkalcı katıldı.

TALEPLER

İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, açlık grevlerinin 15 Şubat'tan bu yana devam ettiğini söyleyerek,  6 farklı cezaevinde 17’si kadın olmak üzere toplam 76 tutuklunun süresiz dönüşümsüz açlık grevine olduğunu belirtti.

Cezaevlerinde birçok hak ihlali olduğuna dikkat çeken Türkdoğan, "Talepler siyasal iktidarın mevcut Anayasal düzen içerisinde uyması gereken taleplerdir" diye konuştu.

Türkdoğan, devam eden açlık grevleri ile ilgili öncelikle hak ve sağlık örgütlerinin belirtilen taleplerinin Adalet Bakanlığı ve kamuoyu tarafından dikkate alınmasını isterken, taleplerini şöyle sıraladı:

* Açlık grevlerinde bulunan mahpusların düzenli olarak kontrollerinin yapılması ve TTB tarafından görevlendirilecek hekimlerin cezaevlerinde muayyene yapmalarının sağlanması,

* Açlık grevinde bulunanların talepleri ile ilgili olarak Adalet Bakanlığının diyaloga geçmesi ve bu taleplerin konuşulması amacı ile başta milletvekilleri olmak üzere hak, hukuk ve sağlık örgütleri temsilcileri ile görüşmeler yapılması, bağımsız heyetlerin cezaevlerinde inceleme ve ziyaret yapmalarına izin verilmesi,

* Mevzuata aykırı olarak sürdürülen Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin biran önce sona erdirilmesi, avukatları ve ailesi ile görüşlerin başlatılması.
Türdoğan, kamuoyunu da duyarlı olmaya çağırdı.

'RİSKLİ GÜNLER' UYARISI

TİHV Genel Sekreteri Metin Bakkalcı ise, cezaevlerinde tutsakların açlık grevine girmesinde sorumluluğun tüm topluma ait olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

“Türkiye özel olarak defalarca bu pratiği yaşadı. Toplum olarak hepimiz bundan utanç duymalıyız. Türkiye tarihinde 11 yıllık periyotta dört misli cezaevi artışına tanık olmamıştı. Nasıl muamelelere maruz kalıyor tutuklular herkes biliyor. Bir insanın taleplerini kendi bedenine zarar vermekten başka çare kalmadıysa başvurduğu yöntemdir. Başka seçenekleri kalmadığı için bunu gündeme getiriyorlar. Biz sağlıkçı olarak insanın bedenine zarar veren her şeye karşıyız. Ama buna saygı göstermek zorundayız. Esas talepleri insan hakları ihlalidir. Türkiye dünyada benzeri görülmemiş örnekler yaşamıştır. 35- 40 gün çok risklidir bundan sonra kat sayısı artar. 48 gün bir alarmdır. Sorunun çözümü gayet basittir. Talebimiz son derece açık bizim üstümüze ne düşüyorsa hazırız. Bunun vebali toplum olarak hepimizin üzerinde ama esas olarak siyasi sorumlulardır."

'TALEPLER BİR AN ÖNCE KABUL EDİLMELİ'

Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi'nden Havva Özcan da şöyle konuştu: “Bize ses olmak ve dışarıdaki bu sessizliği bozmak için başladılar. Sıvı alımında zorlanma, tansiyonda dengesizlik, kas ağrıları başladı. Talepler son derece insani ve hukuki isterseler bir sat içinde çözerler. Şakran'da B 12 verilmiyor. Ciddi anlamda durumları kötü. Aktarımlara göre koku hassasiyeti oluşmuş, tansiyon yüksekliği, giren tutsakların çoğu zayıf arkadaşlar. Bunların 3'ü hükümlü 5'i tutuklu. Bu sorunun bir an çözülmesi ve oradan tabutlar çıkmadan bir işin çözülmesini istiyoruz. Artık cezaevlerinde bir tek tabut çıkmasın."
ÖHP Üyesi Avukat Özgür Erol ise şöyle dedi: "Onlar açısından dışarıya dönük talepler son derece demokratik talepler. Türkiye'de çok ciddi bir cezaevi sorunu var. Bizler insan haklarında faaliyet gösteren hukukçularız. Ama ihlallere zaman yetiştiremiyoruz. Türkiye'de artık mahpusluğun süresi dahi sorundur. Derhal mevcut taleplerin yerine getirilmesini ve grevin bitirilmesini talep ediyoruz."