Ýş Saðlıðı ve Güvenliði Yasası aşamalı olarak yürürlüðe girdi. Milletvekili Levent Tüzel, yasanın, iş cinayetlerini önleyecek bir içerikte olmadıðı görüşünde.
Türkiyede her yıl yüzlerce işçi güvenlikten yoksun ve denetimsiz çalıştırıldıðından ölüyor. Zonguldakta TTKye ait madende meydana gelen göçükte, resmi rakamlara göre 8 işçinin pazartesi günü yaşamını yitirmesi, ülkedeki iş cinayetlerinin sonuncusu oldu. Ýstanbul Ýşçi Saðlıðı ve Ýş Güvenliði Meclisinin Aralık Ayı Ýş Cinayetleri Raporunda, yılın son ayında en az 76; yılın tamamında en az 878 çalışanın, iş cinayeti kurbanı olduðu açıklanıyor.
TÜZEL: 6000 ÝŞLETMEYÝ 70 KÝŞÝ MÝ DENETLEYECEK?!
ANFye deðerlendirme yapan, Ýstanbul Baðımsız Milletvekili Levent Tüzel 6331 Sayılı Ýş Saðlıðı ve Güvenliði Yasasının, güvencesiz çalıştırılmanın hukuki dayanaklarını ortadan kaldırmayacaðını belirtti. 2012 yılında yasa yürürlüðe girdi. Özellikle Çalışma Bakanlıðı da övünerek, yasanın reklamını yaptı. Oysa yasada yer alan düzenlemelerle, iş cinayetlerini önlemek mümkün deðil diyen Tüzel, ekledi: Çünkü işçinin çalışma süresi ve koşulu, çalışma hayatına dair örgütlü katılımı düzenlemelerde gözetilmiyor.
Ýşçi hayatının kâr peşinde koşan patron için bir kıymetinin bulunmadıðına dikkat çeken Tüzel, AKP hükümetinin, denetleme konusunda da işverenler lehine hareket ettiðini açıkladı: Araştırmalarımızda gördük ki, Maden Ýşleri Genel Müdürlüðü kadrosunda toplamda 370 personel var. Diyelim ki, 70 tanesi maden mühendisi. 6000 işletmeyi, bu sayıda insan denetleyecek! Bu mümkün mü? Denetim konusunda bir de bakanlıkların müfettişlerinin hali ortada.
PARA CEZALARI CAYDIRICI MÝKTARDA DEÐÝL
Tüzel, denetimler saðlansa dahi işverene karşı yaptırımların ciddiyetten uzak olduðunu ifade etti. Zonguldaktaki iş cinayetinde taşeron firmanın denetiminin yapılmış olduðunu ve eksiklik saptandıðını kaydeden Tüzel, ancak düşük para cezası verildiðini belirtti: Bin veya 2 bin lira gibi cezalar kesiliyor. Bunlar caydırıcı deðil. Zaten işveren her şeyi en ucuza mal etmenin hesabını yapıyor.
Maden ve inşaat gibi iş alanlarında sıkça iş cinayetlerinin meydana geldiðini anımsatan, Milletvekili Levent Tüzel, Ýş Saðlıðı ve Güvenliði Yasasının sadece iş güvenliði tedbirlerinin öðretilmesini esas aldıðına vurgu yaptı ve bunun da taşeron yerlere emanet edildiðini söyledi.
Yasayla ilgili öncelikli eleştirilerinin, iş saðlıðı ve güvenliði meselelerinde asıl yükün çalışana bırakılması olduðuna deðinen Tüzel, Ýşveren eðitimi yapacak, işçiye öðretecek ve üzerine düşeni yapmış olacak! Sonra işçi bu tedbirlere uyma ve benzeri durumlarda tek başına bırakılıyor; sorumluluk kendisinin oluyor dedi.
ÝŞTEN KAÇINMA HAKKI
Ayrıca işçi saðlıðı güvenliði kurullarının oluşturulmasında işçinin söz hakkının bulunmadıðını ifade eden Tüzel, eleştirilerini şöyle sürdürdü: Ýşçilerin burada iradesi yok. Belirleyici deðiller. Tehlikeli işlerde eðer tedbir alınmamışsa, işten kaçınma hakkı diye, bir düzenleme var. Bu da çalışma hayatına bakıldıðında gerçekçi deðil. Ýşçi zor iş bulduðu yerde, en küçük itirazında, örgütlenmesinde kapının önüne konulacaðını biliyor. Dolayısıyla işten kaçınma hakkı işleyecek bir madde deðil. Hiçbir işçi, kendilerine dayatılan koşullardan ötürü, ben bu işi yapamam diyemiyor. Yani yasa bu bakımdan göz boyama niteliðinde. Yeni bir takım olumlu düzenlemeler gibi görünse de, aslında işverenlere yeni bir yükümlülük getirmiş deðil.
Hükümetin, iş cinayetlerinde gerçeðe ulaşmak ve sorumluları bulmak yerine işçide kusur aradıðını söyleyen Tüzel, sermayenin egemenliðinin yargı işleyişinde de hüküm sürdüðünü belirterek, buna, Esenyurtta 11 işçinin yaşamını yitirdiði olayın duruşmasını örnek gösterdi.
...SON ÜÇ YILDA YÜZDE 80 ARTIŞ
Tüzel, son üç yılda iş kazalarındaki ölüm oranlarının yüzde 80 arttıðı bilgisini verdi. Tüzel, buna raðmen Çalışma Bakanı Faruk Çelikin, bütçe görüşmelerinde kimi çarpıtılmış istatistikler vererek önceki yıllara oranla ölümler azaldı dediðini anlattı.
Bir takım ceza ve kurallarla iş cinayetlerinin önlenemeyeceðine işaret eden Tüzel, yasanın ayrıntılarından önce temel yaklaşımı sorgulamanın gerektiði fikrinde.
Ýşçi ve emekçilerin çalışma hayatına örgütlü katılımlarını ve emekliliðe kadar bu sürecin işleyiş ve belirlenmesinde çalışanın kararının engellenmemesini önemseyen Tüzel, Sendikalar Yasası var ama fiili engellemelerle düşünüldüðünde; bu da gerçeði yansıtmıyor dedi.