ÝHD Genel Merkezi, Ýmralı'da başlayan görüşmeleri desteklediðini duyurdu, "Devlet Kürt politikasında deðişikliðe gitmelidir" dedi. ÝHD, müzakerelerin saðlıklı yürütülebilmesi için Öcalan'ın koşullarının uygun hale getirilmesini istedi.
Ýnsan Hakları Derneði (ÝHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoðan, genel merkezde düzenlediði basın toplantısıyla Ýmralı'da yapılan görüşmeleri deðerlendirdi.
Kürt sorununda demokratik çözüm için diyalog ve müzakere sürecini desteklediklerini duyuran Türkdoðan, "Dünyadaki örneklerden de anlaşılacaðı gibi Kürt sorununun çözümü ancak sorunun muhatapları ile diyalog kurulup müzakere yapılarak çözülebilir" dedi.
"Siyasal iktidar 2009'da belirlediði Kürt politikasını sorunları çözmekte yetersiz kaldıðını görmüş olacak ki, yeni bazı girişimlerde bulunmuştur" diyen Türkdoðan, şöyle konuştu: "Temmuz 2009'da başlayan Kürt açılımının Temmuz 2011'de sona erdirilerek yeniden silahlı çatışmaların yoðunlaşması sürdürülemeyecek bir noktaya gelmiştir. Bu süreçte yaklaşık 750 kişi yaşamını yitirmiştir. Cezaevlerindeki mahpusların 12 Eylül 2012'de başlattıðı ve Abdullah Öcalan'ın çaðrısı ile 18 Kasım 2012'de sona erdirdikleri süresiz ve dönüşümsüz açlık grevleri sorunun çözümünde Abdullah Öcalan'ın rolünü bir kez daha ortaya koymuştur. Siyasal iktidarın onayı doðrultusunda devlet yetkililerinin Ýmralı Adası'nda Abdullah Öcalan'la görüşmeye başlamış olmaları önemlidir ve sürdürülmesi gereken bir girişimdir."
DEVLET KÜRT POLÝTÝKASINDA DEÐÝŞÝKLÝÐE GÝTMELÝ
Türkdoðan, Kürt sorununda demokratik ve barışçıl temelde kalıcı çözümün gelişebilmesi için devletin Kürt politikasında deðişikliðe gitmesi gerektiðine dikket çekerek, "ÝHD, devletin Kürt politikasındaki tasfiye unsurunu terk etmesini ve Kürtler başta olmak üzere ülkede yaşayan tüm grupların kimlik ve kültür haklarını Anayasal güvence altına alınmasını öngören bir politika deðişikliðine gitmesini tavsiye etmektedir. Bu politika deðişikliðinin ipuçlarının Abdullah Öcalan'la yapılan görüşmelerde olduðunu söylemek de mümkündür" dedi.
Müzakerelerin başlayabilmesi için kalıcı çatışmasızlık ortamına ihtiyaç olduðunu vurgulayan ÝHD Genel Başkanı Türkdoðan, "Bunun için devletin her türlü askeri ve siyasi operasyonlarını durdurması, PKK'nin de kalıcı bir eylemsizlik ortamına girmesi gerekmektedir" dedi. Türkdoðan, "Bununla birlikte açık veya gizli nasıl olursa olsun bir ateşkes ortamının saðlanması ve müzakerelerde uzlaşma saðlanması halinde PKK'nin silahlı güçlerini sınır dışına çekmesinin koşulları yaratılmalıdır" diye konuştu.
ATILMASI GEREKEN ADIMLAR
Kalıcı çatışmasızlık ortamının yaratılmasıyla birlikte ifade ve örgütlenme özgürlüðü önündeki engellerin kaldırılması, ciddi bir demokratikleşme sürecinin yaşanması gerektiðini belirten Türkdoðan, şöyle konuştu: "Hükümetin kamuoyuna deklare ettiði 4. yargı paketi diye bilinen demokratikleşme paketinde tutuklanmasının istisna haline getirilmesi, ifade özgürlüðü önünde engel olan TCK maddeleri ve TMK'nın kaldırılması ve özel yargılama biçimlerine son verilmesi gerekmektedir. Düşünceleri nedeni ile tutuklu bulunan başta milletvekili ve siyasetçiler olmak üzere, insan hakları savunucuları, sendikacılar, öðrenciler, gazeteciler, avukatlar, öðretim üyeleri gibi kişilerin tahliye edilmesini saðlayacak yasal deðişikliklerin yapılması gerekmektedir. Örgütlenme özgürlüðü baðlamında seçim ve siyasal partiler kanunun acilen deðiştirilmesi saðlanmalıdır. BPD milletvekillerinin dokunulmazlıðı konusunun gündemde tutularak siyasi gerilim ortamına son verilmesi saðlanmalıdır. Halen TBMM gündeminde bulunan anadilde savunma hakkı ve aðır hasta mahpusların tahliyesini öngören kanun tasarısının ÝHD tarafından yapılan eleştiriler göz önüne alınarak düzeltilmesi, yargılamanın her aşamasında yazılı ve sözlü anadilinde savunma hakkının kullandırılması, adli tıp kurumu raporu şartı aranmadan Saðlık Bakanlıðı Hastanelerinin vereceði raporlarla aðır hasta mahpusların tahliyesinin önü en kısa zamanda açılmalıdır."
ÖCALANIN KOŞULLARI DÜZELTÝLMELÝ
ÝHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoðan, devlet yetkililerinin Ýmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tek kişilik odada tecrit altında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'la müzakere için, uygun ortamın hazırlanmasını istedi.
"Üzerindeki tecridin kaldırılması ve müzakere yürütebilmesi için örgütü ile ilişki kurmasına olanak saðlayacak bir uygulama içerisine girilmelidir. 2009da başlayıp 2011de kesilen sürecin öðrettikleri Öcalanın örgütü ile saðlıklı iletişim kuramaması sonucu çeşitli sorunlar yaşandıðı hükümet yetkililerince kamuoyuna açıklanmıştır. O halde benzer sorunların yaşanmaması için de Öcalanın koşullarının düzeltilmesi gerektiði açıktır" dedi.
Devlet yetkililerinin KCK yetkilileri ile de görüşmesi ve müzakere yürütmesi gerektiðini vurgulayan Türkdoðan, şöyle konuştu: "Devlet yetkilileri Öcalan/KCK yetkilileri ile görüşürken, TBMM bünyesinde Anayasal ve yasal çözümler konusunda paralel ve eş zamanlı müzakere yürütülmeli, bu müzakerelerde AKP, BDP ile müzakere yürütmeli, bu müzakerelere ana muhalefet partisi CHP dahil edilmelidir. Özellikle Kürt sorununun Anayasal çözümü konusunda parlamento aktif bir tutum içerisinde hareket etmelidir. Kürtlerin statü talebi uygun bir idari yapılanma gözetilerek anayasal olarak çözüme kavuşturulmalıdır."
HAKÝKAT VE ADALET KOMÝSYONU KURULMALI
Türkdoðan'ın sürece ilişkin bir önerisi de Hakikat ve Adalet Komisyonu'nun kurulması oldu. Türkdoðan, "Komisyonun kurulması ile birlikte tüm toplu mezarların tespit edilerek uluslar arası kurallara göre sivil toplum örgütleri nezaretinde açılmasının saðlanması, zorla kaybedilenlerin akıbetlerinin araştırılarak bulunması, faili meçhul cinayetlerin faillerin bulunarak ortaya çıkartılması için etkili soruşturma ve kovuşturma yöntemlerine başvurulması saðlanmalı ve aðır insan hakları ihlallerinin zaman aşımı tehdidi altında kalmasının önüne geçilmelidir" dedi.
Türkdoðan, müzakere süreci devam ederken, Türkiye'nin Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni kuran Roma Statüsü, BM Kayıplar Sözleşmesi ve Cenevre Sözleşmesi'nin eki protokollerini kanunla onaylaması ve yürürlüðe koyması gerektiðine dikkat çekti, "Süreç devam ederken köy koruculuðunun tasfiye edilmesi ve köye geri dönüşlerin teşvik edilmesi, mayınlı sahaların tespit edilerek bu bölgelerin mayınlardan arındırılması yapılması gereken öncelikli görevler arasında yer almaktadır" dedi.
Müzakere döneminde barış dilinin her alanda hakim kılınması gerektiðini kaydeden Türkdoðan, "Yıllardır medyada ihmal edilen barış dilinin nihayet kullanılmaya başlanması önemlidir" diye konuştu.
"Ýnsan hakları kurumsallaşması evrensel ilkelere göre bir an önce tamamlanmalıdır" diyen ÝHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoðan, son olarak şu önerilerde bulundu:
"Nefret suçları düzenlenmeli, nefret söylemi yasaklanmalıdır.
Türkiye Ýnsan Hakları Kurulu bir an önce toplanmalı, kurul üyeleri hükümetin telkini olmadan özgür iradeleri ile başkanını seçmeli ve çalışmalarına başlamalıdır. Başbakanlık, kurul üyelerine belirli bir kişiyi empoze etmeye kalkmamalıdır.
BM Ýşkenceye Karşı Sözleşmenin eki Seçmeli Protokol (OPCET) uyarınca kurulması öngörülen Ulusal Önleme Mekanizması bir an önce kurulmalı, kendi işlevini bile yapıp yapamayacaðı belli olmayan Türkiye Ýnsan Hakları Kurumunun bu işlevi yapacaðına dair Hükümet yetkilileri açıklaması geri alınmalıdır. BM kurallarına göre ayrı bir ulusal önleme mekanizmasının kurulmasının gerekli olduðu ortadadır."