ÝHD: Sultandaðı'ndaki saldırı nefret suçudur

ÝHD: Sultandaðı'ndaki saldırı nefret suçudur

Ýnsan Hakları Derneði (ÝHD), Afyon'un Sultandaðı Ýlçesi'nde Kürtlere yönelik saldırının ardından bölgede yaptıðı inceleme ve görüşmelerinin sonuçlarını açıkladı. Raporda, saldırının, nefret suçunun tipik bir örneði olduðuna dikkat çekilirken, saldırganların da "halkı kin ve düşmanlıða sevk etmek" suçundan yargılanması istendi.

ÝHD Genel Merkezi'nin oluşturduðu heyette, Genel Sekreter Ýsmail Boyraz, Genel Başkan Yardımcısı Hasan Erdoðan ve Şube Başkanı Halil Ýbrahim Vargün yer aldı.

Heyet, Sultandaðı'nda ilk olarak maðdurlardan Bitlisli Kıran Ailesi ile görüştü. Olayı anlatan Kıran ailesinin fertleri, yaşadıkları sorunlara ilişkin heyete 20 yıldır yaşadıkları ilçede evlerinin ihtiyaçlarını karşılamak için pazara, hastanelere dahi rahatça gidip gelemediklerini ifade etti. Sürekli polis korumasında yaşadıklarını ifade eden aile fertleri çocuklarını okula gönderemediklerini de ifade etti.

Çavuş Mahallesi'nde 7 maðdurla görüşen ÝHD Heyeti, daha sonra Kaymakam Vekili Mevlüt Şekerci ve Emniyet Müdürü ile kaymakamlıkta bir görüşme gerçekleştirdi.

BELEDÝYE BAŞKANI: GÝDERLERSE SORUN ÇÖZÜLÜR

Heyet, uzun uðraşlarının sonunda Belediye Başkanı Osman Acar'la da görüştü. Acar, Kürt aileler ilçeden giderse sorunun çözüleceðini söyledi. ÝHD'nin raporuna göre, Acar, heyete şunları söyledi. "Kıran ailesi bize ilçeden gitmek istediklerini söylediler. Biz de esnaflara 'Aile gidecekmiş' dedik ve laylar yatıştı. Ben Sultandaðı'nın ileri gelenlerini topladım, ailenin evini almak isteyen olup olmadıðını sordum. Müteahhitlere sordum, kimse evleri almak istemedi. Ancak taşınmaları için 50 bin lira toplayabileceðimizi söyledim. Aile kabul etmedi. Üç aile gitmiş. Diðerleri de gidecekmiş. Diðerleri de giderse bu sorun çözülür."

RAPORDAKÝ TESPÝTLER

Heyet, basit bir adli kavganın Kürtlere yönelik saldırıya dönüşmesinin tesadüf olmadıðını tespit etti, "Beş bin civarında nüfusu olan bir ilçede, bir anda büyük bir kalabalıðın toplanmasının mümkün olmadıðını düşünmekteyiz" dedi.

Saldırı sırasında ilçe dışından çok sayıda kişinin geldiðine dikkat çekilen raporda, "Kıran ailesiyle yapılan kavga sonucu diðer mahallelere saldırıda bulunanların, o mahallelerde Kürtlerin evlerini nasıl tespit ettiklerinin araştırılması gerekmektedir. Ya da bazı kişi ve grupların çavuş mahallesinden kimi Kürt yurttaşların anlattıðı gibi olay öncesi bayrak daðıtılması ve evlere asılmasının istenilmesi ile Kürtlerin evlerini önceden belirlediklerini göstermektedir" diye belirtti.

Belediye Başkanı Osman Acar'ın Çavuş Mahallesi'ne yönelik saldırıdan ya habersiz olduðunu ya da görmezden geldiðini belirten ÝHD, raporunda bu konuda şu deðerlendirmelere yer verdi: "Biz ailelerle görüşüp arabaların, evlerin camlarının kırık olduðunu görüp tespit ettik, fotoðrafladık. Belediye Başkanı ise saldırı falan olmamıştır, iddiasında bulundu! Biz de gördüklerimize mi size mi inanalım dedik. Belediye Başkanı'nın olaylardan habersizmiş gibi davranmasının cenazenin defni akabinde Kıran ailesinin evine sloganlarla yürüyen grubu 'haklı' görmesinin problemli olduðunu düşünüyoruz. Osman Bey bize 'Kıran ailesinin bir kısmı buradan gitti, diðerleri de giderse sorun çözülür, sorunlu aile bu ailedir' deðerlendirmesini yaptı. Bizim ise aileden hiçbir kişinin bir yere gitmediðini, kimsenin de gitmeyi düşünmediðini ve bu yönlü telkinde bulunmaması gerektiðini söylememiz kendisini şaşırtmıştır. Osman Bey ne Kıran ailesini ne de Çavuş Mahallesi'nde saldırıya uðrayanları ziyaret etmediðini söyledi. Saldırıya uðrayanların ekmeklerini bile bir haftadır polislerin getirmesinden habersiz olması, çocukların okula gidip gitmediðini dahi bilmemesi düşündürücüdür. Halkın oylarıyla seçilen bir kişinin kamu görevlilerinden bile daha duyarsız olması kabul edilemez bir durumdur."

"Heyetimiz, Kürtlerin ev ve işyerlerine saldıranların bilinçli olarak bir etnik gruba karşı saldırı düzenlendiðini düşünmektedirler" denilen raporda, saldırının nefret suçunun tipik bir örneði olduðu belirtildi.

Raporda, "Maðdurlar sadece ortak bir etnik kimliðe sahip olmalarından (Kürt olmalarından) dolayı her ne kadar pozitif hukukumuzda düzenlenmese de dünyanın birçok ülkesinde kabul edilen nefret suçunun ve nefret söyleminin maðduru olmuşlardır" denildi.

ÖNERÝLER

ÝHD'nin raporunda şu öneriler de yer aldı:

"Saldırıları organize edenler derhal ortaya çıkarılarak halkı kin ve düşmanlıða sevk etmekten yargılanmalıdır.

Zarar gören halkın tüm zararları karşılanmalıdır.

Esnafın Kürtlere yönelik ayrımcı politikasının önüne geçilmeli, yaptıklarının nefret suçu olduðu esnafa açıklanmalı ve gerekirse dava açılmalıdır.

Ýlçe dışından ilçeye gelip saldırıya katılanların kim olduðu ve kimler tarafından çaðırıldıðı tespit edilmelidir.

Çocukların okullarına güven içinde gitmesi saðlanmalıdır. Ayrımcılık yapan kişiler ve memurlar tespit edilmeli, haklarından işlem yapılmalıdır.

Ýlçedeki sendika, siyasi parti ve kitle örgütleri ayrımcılık ifade eden açıklama ve eylemler yerine barış ve kardeşliðe hizmet edecek davranışlarda bulunmalıdır.

Hükümet ve devlet yetkilileri öncelikle sorumluluðun kendilerinde olduðu bilinciyle hareket etmeli, halk arasında ayrımları körükleyici söz ve davranışlardan kaçınmalıdırlar.

Nefret suçlarına yönelik yasal düzenleme bir an önce yapılmalıdır."