Ukrayna neyin kavgasını veriyor?

Ukrayna neyin kavgasını veriyor?

Potemkin Zırhlısı filmi sadece konu açısından değil Sergei Eisenstein gerçekte filmde kurgu (montaj) ile ilgili kuramları denediği için ortaya sinema açısından da devrimci bir filmin çıktığı söylenir. Potemkin geminin isminin yanında Karadeniz kıyısına inen Odessa’daki uzunca bir merdivenin ismidir.

Odessa’ın Potemkin Merdivenlerin indiğinizde Karadeniz’in sakin kuzey kıyısına inmiş olursunuz. Merdivenlerden inenler Potemkin zırhlısı filminden hatırladığımız Çarın askerlerinin saldırısından kaçan kalabalığın ve rastgele inen bir bebek arabasını hatırlarlar.  Kıyı da bulunan denizkızının yanında bir fotoğraf çekerseniz daha sonra çıkıştı da Potimkin devrimcileri ile halkın aynı merdivenleri devrim için tırmanmasını hatırlayabilirsiniz.   

Ukrayna hep Potemkin merdivenleri gibi bir birini ezerek itişip kakışan insan kitleleri, gösteriler ve renkli devrim sözleriyle hatırlamaya veya anmaya başlandı. Ama Botemkin zırhlısı kurgusu gerçek bir devrimin başlangıcı olsa da Ukrayna’nın yakın tarihindeki ayaklanmalar hiçte öyle değil. Ukraynalılar artık başkasının kavgasını veriyor.  

Kış soğuğunda yüzbinlerce kişinin katıldığı kitlesel gösteriler, hükümet binalarını ablukaya alanlar, başkanlık sarayına saldıranlar, valiliği işgal eden ve Lenin heykelini parçalayan sağcı radikaller ve arkası gelmeyen iç kavgalar gerçekten halkın egemen olacağı gerçek ve adil bir demokratik devrim için olmaması ironiktir.

Zaten Ukrayna’da ne mevcut Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç ne de Yuli Timoşenko için adil ve demokratik hedef ve amaçlar söz konusudur.  Bir dizi yolsuzluk rüşvete bulaşmış düzensiz ve henüz tam yasallaşmamış kendi oligark gruplarıyla ülkeyi yönetmeye çalışan politikacılardır. Yine halen meydanları yönettikleri sanılan muhalefet tamamıyla aşırı hatta fanatik milliyetçi gruplar ve onların takım liderleridir. Ve bunların adil demokratik ve özgür bir Ukrayna hedefleri yoktur.

Ebetteki Ukrayna Halkının gerçek bir demokrasiye, kalkınmış adil ve özgür bir ülkeye ihtiyaçları var ve bunun özlemini taşıyor. Ama bu günkü elitlerin kavgası bunun için değil. Bu ülkenin elitleri başkasının kavgasını veriyor.

Tanrının bir tarım mucizesi gibi olan ve içine atılan her tohuma kısa bir zamanda hayat veren siyah topraklara ve güzel bir iklime sahip Ukrayna hem bir tarım cenneti hem de Avrupa’nın en büyük ülkelerinden biridir.

Ama en önemlisi 46 milyonluk nüfusu ile bu günkü dünya için büyük bir pazardır. Yine uzun sınırlarıyla Doğu Avrupa’nın birçok ülkesine bağlanarak geçiş kapısı açmakta, ulaşılmak istenen birçok yere ulaşmayı sağlayan bir transit ülkedir.  Burası üzerinden Rusya, Belarusya, Polonya, Macaristan, Slovakya, Romanya ve Moldovya’ya ulaşmak mümkündür.

RUSYA İÇİN UKRAYNA POLİTİK ÖRGÜTLENMESİNİN ANAVATANIDIR

Yani dünyanın özellikle de Avrupa ve Rusya için (Polonya Koridoruyla birlikte) ulaşım sisteminin en önemli halkalarından biridir.

Ukrayn,a SSCB döneminde tüm alanlarda özellikle ekonomik, sanayi, ticari ve ulaşım da iyi bir durumdaydı. Ama Sovyetlerin çözülüşüyle birlikte yine eski jeopolitik çatışmaların ortasında kaldı.

Rusya için Ukrayna klasik bir sömürü mekanizması veya Pazar arayışlarının yöneldiği bir ülke değil.  Rusya için Ukrayna onun etnik yapısının ve kültürünün anavatanı olan Kiev demektir. Yani Ukrayna Rusya’nın politik örgütlenmesinin anavatanıdır. Bu yüzden Kiev Rusya’nın dış işlerini bir parçası değil onun iç işleridir çünkü Ukrayna Slav Ortodoks kültürünün bir parçasıdır.

Rus jeopolitikçileri  Ukrayna’nın kuruluşunu kendi jeopolitik hedefleri için bir felaket, ulusal birlikleri ve toprak bütünlükleri için bir dinamit,olarak değerlendirirler. Buna Paralel olarak Ukrayna’da başta bir donanması (Karadeniz) olmak üzere çok sayıda askeri üssü ve sınırlarında konumlanmış stratejik silahları var.

ORTA VE DOĞU AVRUPA ALMAN SÖMÜRGELERİNE DÜNÜŞÜYOR 

Gel görkü her yer için olduğu gibi Ukrayna’yı önemli bulan tek ülke Rusya değil Avrupa’da bu ülkeyi Asya pazarlarına açılmanın bir yolu olarak görüyor. Ama bununla birlikte Ukrayna’nın kendisi bile zaten yeterince büyük bir Pazar.

Hele Hele Almanya tüm orta Avrupa’yı Pazar haline getirdikten sonra şimdi Ukrayna üzerinden Pazar arayışlarını sürdürmek istiyor. Almanya’nın Pazar arayışları Nazizimin askeri yayılma hazına denktir. Doğu Avrupa’dan Asya’ya kadar birçok ülke Alman ekonomisinin ağırlığı altında eziliyor. 

Oysa Ukrayna Gürcistan gibi Avrupa Birliğine girmek istiyor. Ama Avrupalılar Ukrayna’nın üyeliğine söz geldiğinde demokrasi, hukukun üstünlüğü ve medya özgürlüğü gibi oldukça sübjektif ölçülere sahip gerekçeler sunarak ret ediyor. 

Tabi ki gerçek bu değil bu ülkenin ekonomik yapısının geriliği ve dağınıklığıdır. Ülkedeki ekonomi teknik ve teknolojik olarak Avrupa’dan çok gerisindedir.  Sovyetlerin içine düştüğü hataya düşerek onların ekonomik yükünü omuzlamak istemiyor.

 O yüzden kavga Ukrayna’nın Avrupa gümrük birliğine girip girmemesi kavgasıdır ve bunun için politik çatışma yaratılmıştır.  

Bu kavga bu ülkenin Jeopolitik konumunu belirlemesine ve otonom bir duruş içinde kendi kaderini belirleme imkânını ortadan kaldırıyor.

Son yıllarda sürekli olarak Almanya ile Rusya arasındaki jeopolitik çatışmaların kurbanı olup istikrarlı bir politik ve ekonomik gelişme sağlanmasına izin verilmiyor.

Elbette ki var olan gösterilerin ve politik çatışmaların aşırı şiddete veya iç savaşa dönüşmesine izin verilmeyecektir. Avrupa ne da Rusya kendi sınırlarında böyle bir iç savaşa izin vermeyeceklerdir. Ama bu jeopolitik çatışma Ukrayna’nın daha uzun yıllar istikrarlı bir ekonomik ve politik yapıyı geliştirmesine engel olacaktır.