Ulusoy: Benzeri birliktelik Avrupa’da da kurulmalı

Ezilenlerin Sosyalist Partisi Avrupa Temsilcisi Ziya Ulusoy, Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin (HBDH) kuruluşunun yıllarının özlemi olduğunu belirtti.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi Avrupa Temsilcisi Ziya Ulusoy, Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin (HBDH) kuruluşunun yıllarının özlemi olduğunu belirterek, “Kürt ve Türkiye halklarına bir güven vermiştir. Benzeri bir cephe Avrupa’da da kurulmalıdır” diye konuştu. 

Kürt ve Türkiyeli devrimci hareketlerinin bir araya gelip geçtiğimiz günlerde kurduğu HBDH, büyük ilgi görüyor. Bu oluşumu yılların özlemi olarak tanımlayan Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Avrupa Temsilcisi Ziya Ulusoy, halklar içerisinde büyük bir inanç ve heyecan yaratacağını söyledi. Türkiye devrimci hareketlerinin böyle bir gelenek sahibi olmadıklarını belirten Ulusoy, “Halklarımızın bir cephe kurma ve bir ar aya gelme yönü zayıf. Öyle bir mirasımız yok maalesef. Oysa 1971 devrimci hareketi bu yönlü dayanışma adımları attı. Mahir Çayanlar, Denizleri kaçırmak için eylem yaptı. Kaypakkaya, Sinan Cemgil’i ihbar eden muhbiri vurdu. Böyle bir dayanışma gösterdi. Biz güçlerimizi bir kaç kat daha artırmak için bu geleneği sürdüremedik. Örneğin Faşizme Karşı Birleşik Cephe vardı. Oda içerik olarak geliştirilemedi. Yine 90’lı yıllarda güç birliği kuruldu, iyi şeyler yaptı ama kalıcı olamadı. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve HDP kalıcı bir oluşum oldu. Öyle ki bu birlikteliğin kazanımlarını 7 Haziran seçimlerinde gördük” dedi.
 
‘AKP’NİN SALDIRILARINA ANCAK BİRLİKTE CEVAP VEREBİLİRİZ’
 
Bu kazanımları hazmedemeyen AKP’nin saldırıya geçtiğini kaydeden Ulusoy şunları söyledi: “Bundan dolayı AKP 5 Haziran Amed mitingi, Suruç ve Ankara katliamlarıyla cevap verdi. Bu 6 ay içerisinde yaşanan saldırılar, çok yoğundu. Adeta şok ve dehşet bir ortam yaratarak, bizi bir şey yapmaz bir konuma getirip, halkları teslim almak istedi. Bunun için bir kuşatma, tank ve toplarla kentleri yıkmaya başladılar. Halkımız, Erdoğan ve onun soykırımcı ve kirli generallerine karşı büyük bir inançla cevap veriyor. Bu gençler bedenlerini bu faşizme karşı siper ederek, bize bir mesaj veriyor: ‘Birlikte hareket edin, bir cephe kurun.’ Bu emir ve vasiyettir. Biz de bu devrimci vasiyete bağlı kalacağız. HBDC böyle bir temel üzerinde kurulmuş. Belki kimimiz gücü çok kimimiz az olabilir ama bunları birleştirdiğimiz da daha büyük olur. Bunların kanlı saldırılarına karşı ancak böyle cevap olabiliriz. Zaten bu örgütler, Rojava’da YPG ile birlikte mücadele vermiş, bedel ödemişler. Enternasyonal taburunda savaşmış örgütlerdir. Dolayısıyla Rojava devrimin verdiği heyecan, sıcaklık var, bunun harcında. Bunun üzerinden yükseliyor. Bunun verdiği bir öz güven ve istek var.”
 
‘METROPOLLERDE YENİ MÜCADELE YÖNTEMLERİ OLACAK’
 
Kurulan bu birlikte mücadele cephesi kendisiyle birlikte yeni mücadele yöntemlerini de getireceğini vurgulayan Ulusoy, Bu birliktelik faşizme karşı bir mücadeleyi birlikte getirecektir. Kürt kentlerindeki barikat savunmasından tutalım da metropollerde yaşayan ilerici halklarımızın bulunduğu mahallelere barikat kurup, farklı mücadele yöntemlerine kadar. Bu cephe daha büyüyecek. Çünkü insanlarımızın kanına giren katillerden hesap soracak. Mahallelerde polisin terörüne karşı barikat kurulacak. Bütün bu direniş halklarımızda gerek düşünsel ve moral bakımından gerek ise mücadeleye katılım bakımında bir etki yaratacak” dedi.

Ulusoy, şimdiye kadar devrimci mücadeleden uzak duran hareketleri de eleştirerek, yeni dönemde temel mücadele alanı Kürtlerle kol kola yürümek olduğunun altını çizdi.
 
‘AVRUPA’DA DA KURMALIYIZ’
 
HBDH’nin Türkiye ve Kürdistan’da yaratacağı etkisinin dışında Avrupa’da da bir heyecan yaratacağını dile getirerek, şunlara dikkat çekti: “Bu cephenin Avrupa’ya da ciddi bir etki bırakır. Avrupa’da HDK ya da başka bir örgütleme ile birlikteliğini sürdürebilir. Kürtler ve ilerici Türkler burada güçlerini birleştirirse Avrupa’da birçok alanda sonuç alabilir. Yine Avrupa’daki antifaşist gruplar, demokratik kuruluş ve partilerle ittifaklar yapıp, birliktelikler sağlanabilir. Ancak bu yolla Avrupa kamuoyunu etkileyip, Türkiye faşizmi teşhir edebiliriz.”