Unutulmayan geçmişin güncel acıları: Kayıplar

Unutulmayan geçmişin güncel acıları: Kayıplar

Midyat'ta benzerlik taşıyan sayısız gözaltında kayıp hikayesinin yanında birbiri ile kesişen ve iç içe geçen kayıp hikayelerinin sayısı hiç de azımsanmayacak düzeyde. Bu iç içe geçmiş hikayelerden biri de Hüsnü Çankaya ile Şehmus Erol'a ait.

1995 yılında Batman’da aynı gece gözaltına alınan ve daha sonra birlikte Midyat Jandarma Karakoluna getirilen Hüsnü Çankaya ile Şehmus Erol Midyat Savcılığınca serbest bırakıldıktan sonra JİTEM tarafından kaçırıldı. Çankaya ve Erol’dan bir daha haber alınamadı. Aynı dönemde köylerinin yakınında bulunan iki kişiye ait cesetler ise yok edildi. 

Midyat'a bağlı Selhe (Barıştepe) köyünden, Hastalanan kırk günlük bebeklerini eşi Adle Çankaya(55)ile birlikte Batman'a götüren Hüsnü Çankaya, kaldıkları kayınbiraderinin evinden 1995 yılı 3 Eylül gecesi eşi ile birlikte gözaltın alındı. Bir gün sonra eşi Adle Çankaya, bırakıldı ancak o dönem 45 yaşında olan Hüsnü Çankaya'dan bir daha haber alınamadı.

Koruculuğu kabul etmediği için çocukları ile birlikte Midyat’a bağlı Bate (Bardakçı) köyünden çıkarılan Şehmus Eroğlu, Batman merkeze göçe etti. 3 Eylül 1995 gecesi evi polislerce basılan 60 yaşındaki Eroğlu da gözaltında birlikte tutulduğu Hüsnü Çankaya gibi bir daha bulunamadı.

KIRK GÜNLÜK ÇOCUĞU YANINDAYKEN GÖZALTINA ALINDI

Midyat'ın Selhe (Barıştepe) köyündeki evlerinden 1 Eylül 1995 günü oğulları Mehmet Sait henüz kırk günlük iken hastalandığı için eşi Hüsnü Çankaya ile birlikte Batman'a hastaneye götürdüklerini aktaran Adle Çankaya, Batman merkezde oturan abisinin evinde kaldıklarını ifade ederek o günü şu sözlerle anlattı. “3 Eylül gece yarısı polis eve baskın yaptı. Eşim ile birlikte beni de gözaltına aldılar. Kırk günlük hasta çocuğumla birlikte gözaltına alınmıştım ben de. Batman Emniyet Müdürlüğüne götürüldükten sonra oradan Hasankeyf Jandarma Karakoluna gönderildik.” 

Eşimin gözlerinin bağlandığını dile getiren Çankaya, şöyle devam etti: ''Sabaha kadar Hasankeyf'te kaldık oradan da sabaha doğru Midyat Jandarma Karakoluna getirildik. İkindi vaktine doğru ifadelerimiz alındı. Ben bırakıldım. Eşim kaldı; daha sonra da dokuz gün boyunca haber alamadık''

''KÖYÜN YAKININDA BULUNAN CESETLER YOK EDİLDİ''

Eşi gözaltında bulunduğu sırada Midyat'a bağlı Hesbınas (Mercimek)köyüne yakın bir mevkide iki cenaze bulunduğu haberi aldıklarını dile getiren Adle Çankaya, ''Cenazelerin eşim ve Batman'da eşim ile aynı gece gözaltına alınan ve birlikte tutulan Şehmus Erol'a ait olabileceği düşüncesiyle, kaynım Halil Çankaya, cenazelerin bulunduğu iddia edilen yere gitti. Kaynım Halil, cenazelerin bulunduğu iddia edilen yerde cenaze olmadığını ama kan izleri ve mermi kovanları gördüğünü söyledi. Cenazelerin kaynım oraya varmadan alınıp götürüldüğünü sonradan öğrendik'' şeklinde konuştu. 

SAVCILIK BIRAKTI, JİTEM KAÇIRDI

''9 günün sonunda bizim köyde koruculuk yapan Hacı Şükrü Yahşi, bize gelerek eşimi Jandarma Karakolunun bahçesinde yanında bir kişi ile gördüğünü, birlikte savcılığa çıkarılacaklarını haber verdi'' diyen Adle Çankaya, şöyle devam etti; “Biz o günü eşimin gelmesini bekleyerek geçirdik. Diğer gün korucu Hacı Şükrü, gelerek eşimin gelip gelmediğini sordu. Biz de gelmediğini söyledik. Bize eşim ve birlikte götürüldüğü kişinin serbest bırakıldıklarını anlattı.”

Bunun üzerine kaynı Halil Çankaya'nın Midyat Savcılığına giderek eşinin akıbetini sorduğunu kaydeden Adle Çankaya, ''Savcı da kaynıma ''kardeşini serbest bıraktık' diyor. O günden sonra tüm başvurularımız sonuçsuz kaldı. Eşimden bir daha haber alamadık. Daha sonra bize haber veren korucu eşim ve Şehmus Erol'un savcılık çıkışında JİTEM tarafından kaçırıldıklarını bize aktardı'' dedi.

''9 ÇOCUKLA ORTADA KALDIM''

Sonrasında yaşadıklarını ''9 çocuğumla eşimden hiçbir haber alamadan orta yerde kalmıştım. Çocuklarımı tek başıma ırgatlık yaparak baktım, büyüttüm'' şeklinde ifade eden Adle Çankaya sözlerini şöyle sürdürdü; ''Eşimin kemiklerini, cenazesini istiyorum. Benim için büyük bir dert, katlanılamaz bir acı yaratıyor bu durum. Dönemin Midyat Jandarma Komutanı ve sorumluların yargılanmasını ve bu olayın aydınlatılmasını istiyorum.”

“İKİ CENAZEDEN BİR TANESİ EŞİME AİT”

1991 yılı Eylül ayında Midyat'a bağlı Baté (Bardakçı) köyünden korucu olmadıkları için Türk ordusu ve korucular tarafından çıkarıldıklarını belirten Hasine Eroğlu, ''Çocuklarını alarak Batman merkeze taşındıklarını kaydetti. Eroğlu, sonrasında yaşananları ''Batman'da 1995 yılı 3 Eylül gece yarısı evimiz basılarak o dönem 60 yaşında olan eşim gözaltına alındı.Eşim Hüsnü Çankaya ile birlikte gözaltında tutuluyordu. Birlikte önce Hasankeyf ardından Midyat Jandarma Karakoluna götürüldüler. Daha sonra Savcılık tarafından serbest bırakıldılar.Ancak Savcılık çıkışında JİTEM çeteleri onları kaçırdı'' şeklinde anlattı.

''EŞİM YAŞLI KENDİ HALİNDE BİR İNSANDI''

Hesbınas köyüne yakın noktada bulunan iki cenazeden birinin eşine olduğunu anlatan Hasine Eroğlu sözlerine şöyle devam etti: “Eşim gözaltına alındığında 60 yaşında kendi halinde bir insandı. Devlet yaşlı bir insanı alıp katledecek kadar zalim ve insanlık dışı bir devlet. Bu olayı gerçekleştiren sorumluların yargılanmasını istiyorum.”

 

YARIN:14 Nisan 1995 günü ifadeleri olduğu gerekçesiyle Midyat Jandarma Komutanlığı tarafından ifadeye çağrılan Kerşafé (Budaklı) köylüleri Abdulkadir Demir, kardeşi Şakir Demir, Mehmet Emin Atuğ ve Hizni Bilmen'den bir daha haber alınamadı. Yakınlarının akibetini soran ailelere Midyat Jandarma Komutanlığı yine bilindik bir cevap verdi: '' Biz bıraktık, eve gelmemişlerse PKK'ye katılmışlardır''.