Urfa raporu: Ölümlerden Adalet Bakanlıðı sorumlu

Urfa raporu: Ölümlerden Adalet Bakanlıðı sorumlu

Urfa E Tipi Hapishanesi'nde isyanın katliama dönüşmesi ardından bir rapor hazırlayan insan hakları örgütleri, cezaevi koşullarının tahammül edilemez boyutlara ulaştıðına dikkat çekerek, ölümlerden Adalet Bakanlıðı başta olmak üzere siyasi iradenin sorumlu olduðunu belitti.

Urfa E Tipi Hapishanesi'nde isyanın katliama dönüşmesi ile 13 tutuklunun yaşamını yitirmesine ilişkin insan hakları örgütleri hazırladıkları raporu, Adalet Bakanlıðı önünde açıkladı.

Kitle Kızılay'daki YKM önünde bir araya gelen insan hakları örgütleri buradan Adalet Bakanlıðı önüne yürüdü.

Bakanlık önünde açıklanan Urfa E Tipi Cezaevi’nde 16-18 Haziran günlerinde meydana gelen yangınlarla ilgili ön inceleme raporunda, yaklaşık 50 yıldır faaliyette olan Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi’nin yetersiz koðuşları, sıhhî koşullardan uzak yapısı ile adeta yıllardır tutuklu ve hükümlüler için ceza üstüne cezanın uygulandıðı bir mekan haline geldiði kaydedildi.

375 kişilik kapasitesi olduðu belirtilen cezaevinde 1057 tutuklu ve hükümlü kalmakta olduðu, bu nedenle tutuklu ve hükümlüler uyuma, yemek vb. ihtiyaçlarını insan onuruna yaraşır bir şekilde karşılamaktan mahrum bırakıldıðı belirtilen raporda, yıllardır STK’ların uyarılarının dikkate alınmadıðı söylendi.

16 Haziran’da Urfa Cezaev’nde çıkan yangında 13 kişi yaşamını yitirdiði, 5 kişinin ise yaralandıðı belirtilen raporda, cezaevi koşullarının tahammül edilemez boyutlara ulaştıðına dikkat çekildi.

ÝHD Doðu ve Güneydoðu Bölge Temsilcisi Şevket Akdemir, ÝHD Diyarbakır Şube Başkanı M. Raci Bilici, ÝHD Diyarbakır Şube Yöneticisi Av. Resul Tamur, ÝHD Adıyaman Şube Başkanı Av. Osman Süzen ÝHD Şanlıurfa Şube Başkanı Cemal Babaoðlu, MAZLUMDER Urfa Şube Başkanı Ömer Sinikan, ÇHD Urfa Şube Başkanı Av. Eyüp Sabri Tinaş, KESK Urfa Şubeler Platformu Halit Şahin, DÝSK, Genel Ýş Urfa Şube Başkanı Sadık Demir, Türk Tabipler Birliði Merkez Konseyi Adına Dr. Süleyman Koyunsever’den oluşan insan hakları heyetinin 20 Haziran 2012 tarihinde Urfa ya giderek incelemelerde bulunması sonucu hazırlanan rapor şöyle açıklandı:

“-Mahpus yakınları ve görgü tanıklarının ifadeleri ve heyetimizin inceleme ve gözlemleri yangına cezaevi idaresinin tutumundan dolayı itfaiye ekibinin geç müdahale ettiði, itfaiye araçları cezaevi kapısından içeriye alındıðı halde müdahale için bekletildiði,

-Birkaç yıldır sivil toplum örgütlerinin ve ilgili kuruluşların Urfa Cezaeviyle ilgili uyarılarına ve çözüm önerilerine raðmen gerekli önlemlerin ve iyileştirmelerin yapılmadıðı, bu nedenle başta Adalet Bakanlıðı olmak üzere siyasi iradenin yaşanan ölümlerden ve yaralanmalardan sorumlu olduðu

- Uzun tutukluluk sürelerinin, yargılama sürelerinin uzunluðunun, ceza ve infaz sistemindeki çarpıklıkların bir kere daha bu elim vaka ile ortaya çıktıðı,

-Yangından sonra cezaevi etrafında yakınlarını merak eden ailelere yönelik saðlıklı bilgi akışının saðlanmadıðı, güvenlik güçlerinin merak içindeki ailelere karşı kaba kuvvet, orantısız güç kullandıðı,

- Mahpusların bir kısmının yangından sonra dayanılmaz boyutlara ulaşan fiziki imkansızlıklar nedeniyle, bir kısmının ise sürgün amacıyla başka cezaevlerine nakledildiði, nakledilen kişilerin aileleriyle ve avukatlarıyla görüşme imkanlarının maddi olanaksızlıklar nedeniyle neredeyse imkansız hale geldiði, tespit edilmiştir.

ÇÖZÜM ÖNERÝLERÝ

-Yeni cezaevleri yapmak yerine, Ceza ve Ýnfaz Yasası ile CMK’da insan haklarına dayalı düzenlemeler yapılmalıdır.

Mevcut cezaevlerinde fiziki şartlar biran önce iyileştirilmeli ve insani standartlar saðlanmalıdır.

-Aðırlaştırılmış infaz rejiminden vazgeçilmeli, tutukluluk istisnai hale getirilmeli, denetimli serbestliðin kapsamı genişletilmeli, infaz süresinde adli ve siyasi ayrımına son verilmeli ve infaz süreleri kısaltılmalıdır.

-Ýşkenceye karşı sözleşmenin seçmeli protokolü uyarınca kurulması öngörülen ulusal önleme mekanizması tarafsız ve baðımsız bir mekanizma olarak kurulmalıdır.

-Cezaevleri STK’ların ve DTÖ’lerin denetimine açık hale getirilmelidir.

-Cezaevlerindeki olaylar nedeniyle etkili bir soruşturma yapılabilmesi için sorumlular açıða alınmalı ve etkin bir soruşturmanın önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır.”

ÝHD Genel Merkezi tarafından Adalet Bakanlıðı Cezaevleri Genel Müdürlüðü’ne yazılı başvuru yapılarak, oluşturulan heyetin Şanlıurfa E Tipi Cezaevinde incelemede bulunması istendiði ancak, bu talebin kabul edilmediði gibi yanıt da verilmediði belirtilen raporda yapılan görüşmelere şöyle yer verildi:

“Cumhuriyet Baş Savcısıyla Görüşme:

Cezaevi sorunlarını ve 13 tutuklunun yanarak ölmesi üzerine heyet önce Urfa Cumhuriyet başsavcılıðıyla görüştü. Başsavcı söylenenin not alındıðını görünce acil işim var sonra görüşürüz deyip görüşmeyi sonlandırdı.

Hastanedeki yaralıyla görüşme:

Hastaneye kaldırılan Cevdet Yılmaz ile görüşüldü. Ýç kanaması olduðundan konuşmakta güçlük çekiyordu. Hastanın ayaklarından ranzaya zincirlenmiş olduðu görüldü. Ara koridorda ise 5 asker bekliyordu.

Cezaevi müdürü ile görüşme:

Cezaevi müdürlüðünden heyet adına randevu talebinin sonucu olarak 20.06.2012 tarihinde cezaevine gidildi. Ancak cezaevi müdürü kendisinin göreve yeni atandıðını dolayısıyla olaya vakıf olmadıðını bu nedenle görüşmek istemediðini heyetimize bildirdi ve heyet cezaevinden ayrıldı.”

KESK Genel Başkanı Lami Özgen, ÝHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoðan gibi kurum temsilcilerinin de katıldıðı eylemde yapılan konuşmalarda, Urfa Cezaevi katliamından Adalet Bakanlıðı sorumlu tutuldu.