Ýşçi sınıfı ve Kürt'ler mi yoksa... Veysi Sarısözen

Ýşçi sınıfı ve Kürt'ler mi yoksa... Veysi Sarısözen

Ýşçi sınıfı ve Kürt'ler mi Yoksa “ordu” mu muzaffer olsun?

Tandoðan’da kendilerine “memur” diyen, emekçi olduklarının bilincinden uzak Osmanlı’dan kalma Kapıkulları AKP’nin oyununa gelmiş tuhaf bir miting yaptılar. “1 Mayıs”ı Baðdat Seferi’nin yıldönümü gibi bir şey sanmışlar; başlarında Mehter Takımı, talana çıkmış Yeniçeri güruhu haline getirildiklerinin farkında bile deðiller. Mehter Takımı nedir? Kara Kuvvetleri Bandosunun Osmanlıcasıdır. Askeri bandodur. Bu bandonun “uluslararası işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele gününde” işi ne? Bu talan, yaðma, yıkım ordusunun bandosuyla hangi “kardeş” işçi sınıfının evlatlarınıboðazlayacaksınız? Yoksa Kürt emekçilerini mi? Nereye? Amed’i “zaptetmeye” mi?Ýçine düşürüldüðünüz şu zavallı hale bir bakın.

O Mehter Takımının kösleri vurulduðunda ortada henüz modern işçi sınıfı yoktu; o zamanın memurları henüz işçileşmemişti; kapıkullarıydı. AKP çaðdaş emekçiyi işte böyle kapıkulu haline getiriyor; başına Mehter Takımınıgeçiriyor, “serhad” marşlarıyla onları kendi kardeşlerine karşı düşmanlık yolunda yürütüyor.

“Darbelerle” yüzleşiyorlarmış. Ha Kara Kuvvetleri Bandosuyla ve Harbiye Marşı eşliðinde 1 Mayısta yürümüşsün, ha Mehteranın çaldıðı “Ordu”marşıyla yürümüşsün. Şu kepazeliðe bakar mısınız? Enternasyonal bir günde Hak-Ýş’in Mehter Takımı ne diyor:

“Ey şanlı ordu,eyşanlı asker

Haydi gazanfer, umman-ı safter

Bir elde kalkan, bir elde hançer

Serhadde doðru ey şanlı asker.

Deryada olsa herşey muzaffer“

Ýşte Hak-Ýş’in “1 Mayıs marşı” budur. Militaristtir. Yaðma, ilhak, yakıp yıkma savaşlarına giden Yeniçeri güruhunun önündeki bandonun çaldıðı bu marş, Ýslamı ordulaştırmanın, devletleştirmenin, Türkleştirmenin ve kapitalistleştirmenin sembolüdür. “Tekbir”i sınıf bilincine karşı istismar etmektir.

Ve bu 1 Mayıs’ta “anti-kapitalist genç Müslümanlar”ın Taksim’de farklı inançtan 1 Mayısçılarla buluşması işçi sınıfını kuşatan bu“sahte Müslüman, Türkçü, sermayeci, erkekçi, militarist” hegemonya düşünüldüðünde simgesel de olsa büyük önem taşıyor.

Tandoðan’da ve Taksim’de bu iki 1 Mayıs, Türkiye’deki kutuplaşmayı ortaya koyuyor. Tandoðan bugünün, Taksim geleceðin Türkiye’sini temsil ediyor.

Ama bu yıl 1 Mayıs’ın asıl ve en büyük “yürüyüşü” bir başka yerde gerçekleşiyor. Evet, Amed’te de 1 Mayıs kutlandı. Kitlesel oldu. Yok olduðu söylenen sosyalizmin emekçi Kürt halkının devrimci kitle mücadelesi içinde yeniden doðmakta olduðu açıktır. Bu hareketi “milli hareket” diye küçümseyenler çoktandır ortalarda yok. Ama burada vurgulamak istediðimiz bu deðil. Kürt coðrafyasında asıl 1 Mayıs kutlaması aşaðıdaki haberde anlatılıyor:

“LiceÝlçesi'ne baðlı Bamitnê Köyü kırsalında sabah erken saatlerde özel birliklerin katılımı ile başlatılan operasyon genişleyerek sürüyor. Şathê Köyü kırsalında yoðunluk kazanan operasyonda, daðlık alanlar havadan ve karadan bombalanıyor. Söz konusu alanlarda orman yangını çıktı. Köylüler ve BDP'lilerin operasyon bölgesine yürüyüşü ise Tepe (Gir) Köyü'nde askerler tarafından engellendi. Canlı kalkanlar başka bir güzergahtan yürüyüşünü sürdürüyor.”

1 Mayıs “bayram” deðil. “Birlik, dayanışma ve mücadele günü.”

Lice daðlarında uçakların, helikopterlerin ve topların bombardımanı altında, onbeş kilometre genişliðindeki bir alanda süren savaşa karşı yürümek, göðsünü silahlara siper etmek, 1 Mayısın devrimci ruhunu Kürt daðlarında yaşatmak… Türk bölgesel emperyalizminin savaş siyasetine karşı koymak…Ýşte gerçek 1 Mayıs mücadelesi budur; somut anti-kapitalizm, somut anti-emperyalizm, somut anti-militarizm budur.

Lice daðlarında ölümü durdurmak için yürüyenler, Taksim 1 Mayıs alanından yükselen “birlik ve dayanışma”iradesinden güç alıyorlar. Yalnız olmadıklarını görüyorlar. Fırat’ın Batısında başka koşullarda süren mücadele, Metropolün Kürt coðrafyasında yürüttüðü kanlısavaşı durduracak olan Enternasyonal güçlerin ortaya çıkmaða başladıðını gösteriyor.

Yalnız “enternasyonal birlik ve dayanışma” güçlerini ortaya koymakla kalmıyor. Bu güçler aynı zamanda tüm Ortadoðu’da mayalanan devrimci sürecin öncüsü Kürt özgürlük hareketiyle aynı devrimci sürecin organik bileşenleri haline geliyor. Güçler dayanışma içinde birleşiyor ve mücadeleyi tek bir devrimci sürece dönüştürmeye başlıyor.

Ama henüz başlangıç halinde.

1 Mayıs’ın ruhu Lice daðlarında yaşıyor. Metropollerde yeniden doðuşu ise, Lice daðlarındaki katliamı metropollerde “genel grevlerle” durdurduðumuz zaman gerçekleşecek…

* Kaynak: Özgür Gündem

ANF NEWS AGENCY