Yazar Hamza Yalçın'ın tutuklanmasına İsveç'ten sert tepkiler

İsveç'te insan hakları, gazeteci ve yazar örgütlerinin temsilcileri, Türkiye'nin talebi üzerine Yazar Hamza Yalçın'ı tutuklayan Ispanya'ya ve olanlara sessiz kalan İsveç Hükümeti'ne sert tepki gösterdi.

Odak dergisinin başyazarı Hamza Yalçın, 3 Ağustos'ta İspanya'nın Barselona Havaalanı'nda Türkiye  tarafından Interpol aracılığıyla arandığı gerekçesiyle gözaltına alınmış, bir gün sonra da mahkeme tarafından tutuklanmıştı.

Yalçın'ın tutuklanmasına ilk tepki İsveç'de yaşayan bir grup gazeteciden geldi. Gazeteciler Federasyonu'nun yayın organı Journalisten'e ortak bir açıklama yapan bir grup gazeteci, Erdoğan'ın gazeteci ve yazarları susturmak için Türkiye'deki gazetecilere baskı yapmakla ve tutuklamayla yetinmeyip basın özgürlüğü ihlallerini Avrupa Birliği'ne ihraç ettiğini belirtti.

TÜRKİYE'NİN HAK İHLALLERİ BİR KEZ DAHA GÜNDEMDE

İsveç'in en büyük haber ajansı TT'nin Yalçın'ın tutuklanmasını duyurmasının ardından Türkiye'de gerçekleşen ifade ve basın özgürlüğü ihlalleri İsveç medyasının gündeminin üst sıralarında yer aldı.

Konuya ilişkin açıklamalar yapan insan hakları ve basın örgütleri, Yalçın'ı tutuklayan Ispanya'ya sert eleştiriler yönelttiler ve İsveç Hükümeti'ne Türkiye'nin gerçekleştirdiği ifade özgürlüğü ihlallerini kınaması ve Yalçın'ın serbest bırakılması için girişimde bulunmasını talep ettiler.

PEN: GÜLÜNÇ SUÇLAMALARLA MUHALİFLER SUSTURULMAK İSTENİYOR

İsveç PEN Kulubü Başkanı Elisabet Asbrink, Türk Hükümeti'nin gülünç suçlamalarla muhalifleri susturmaya çalışmasını oldukça kaygı verici gördüklerini ve Türkiye'nin Avrupa Birliği ülkelerindeki muhalifleri tutuklattırmasının üzüntü verici olduğunu söyledi.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Başkanı Jonathan Lundqvist, Hamza Yalçın'a yöneltilen suçlamaların belirsiz olduğunu belirttikten sonra Türk Hükümeti'nin yüzlerce gazeteciyi benzeri terör eylemlerini örgütlemek veya desteklemekle suçladığını hatırlattı.

STG: “TÜRKİYE INTERPOLU MUHALİFLERİ SUSTURMAK İÇİN KULLANIYOR”

ANF'ye açıklamalarda bulunan Lundqvist, Türkiye'nin Interpol'u kullanarak Yalçın ve diğer rejim muhaliflerini susturmaya çalışmasını ve Erdoğan'ın sansürünü diasporaya yayma girişimi olarak gördüklerini söyledi. İsveç'in Avrupa Birliği nezdinde Yalçın'ın serbest bırakılması için girişimde bulunmasını istedi.

Interpol'un siyasi suçlamalar yöneltilenlere müdahale etme yetkisi olmadığını hatırlatan Lundqvist, bu konuyu Fransa'daki merkez örgütlerinin Interpol yetkilileriyle görüşeceklerini söyledi.

İsveç Dışişleri yetkililerinin medyaya Yalçın'ın durumu ile ilgilendikleri açıklamaları yapmakla yetinmeleri medyada tepkilere yol açtı. Birçok gazetede İsveç Hükümeti'ni vatandaşlarının haklarını savunmamakla eleştirilen yorumlar yapıldı.

“İSVEÇ ERDOĞAN'A KARŞI ALMANYA GİBİ SERT OLMALI”

İsveç'in en yüksek tirajlı gazetesi Aftonbladet gazetesinin köşe yazarı Martin Aagard, “İsveç Erdoğan'a karşı Almanya gibi sert olmalı” başlıklı makalesinde Yalçın'ın tutuklanmasına İsveç'in sesiz kalmasının nedeni sorguladı.

İHLALLER DÜNYA MEDYASININ GÜNDEMİNDE

Tepkilerin İsveç'in sınırlarını aşıp ABD'de Washington Post, Ispanya ve İngiltere'de bazı gazetelere yansımasından sonra Dışişleri Bakanı Margot Wallström yazılı bir açıklama yapmak zorunda kaldı.

“Son zamanlarda iki İsveç vatandaşının tutuklanmasına medyada dikkat çekildi” diyerek açıklama yapma zorunda kaldığını itiraf eden Wallström, yaptıkları tüm girişimlerin dışarıdan görülmediğini iddia etti.

Dışişleri Bakanlığının Yalçın ile görüşebilmek için girişimde bulunduğunu ve kendisine yönelik suçlamaların bilinmesi için bir avukat tayin ettiğini söyledi.

HAMZA YALÇIN KİMDİR?

Hamza Yalçın 1979 yılında üsteğmen iken THKP-C Üçüncü Yol örgütünün lideri olduğu suçlamasıyla tutuklandı. 6 ay sonra cezaevinden firar eden Yalçın, 1984 yılında İsveç'e gelerek siyasi iltica talebinde bulundu.

Daha sonra Türkiye'ye geri dönen Yalçın 1990 yılında tutuklandı ve 2 yıl cezaevinde yattı. 1994 yılında tekrar tutuklandı ve 1 yıl cezaevinde kaldıktan sonra beraat etti. Ancak beraat kararı Yargıtay tarafından bozuldu ve ömür boyu hapis cezasıyla cezalandırıldı.

Tekrar İsveç'e dönen Yalçın pedagog olarak çalışmaya başladı. Aynı zamanda Odak dergisinin başyazarlığını yaptı. Yazarlar Birliği ve Uluslararası Af Örgütü üyesi olan Yalçın, tutuklanmadan bir ay önce Malmö ve Göteborg'de açlık grevinde bulunan Semih Özakça ve Nuriye Gülmen'le dayanışma amacıyla yapılan gösterilerin örgütlenmesine öncülük etmişti.

Bu yılın nisan ayında Odak dergisinde yayımlanan bir yazısından dolayı Yalçın hakkında cumhurbaşkanına hakaret suçundan dava açılmıştı.