Yeni Anayasa Arayışları konferansı Amed'de başladı
Amed Barosu tarafından düzenlenen ‘Yeni Anayasa Arayışları’ konulu konferans başladı.
Amed Barosu tarafından düzenlenen ‘Yeni Anayasa Arayışları’ konulu konferans başladı.
Konferansın açılışında konuşan Amed Baro Başkanı Tahir Elçi, “Yeni anayasada, devletin ‘cumhuriyet’ olan şekli ile demokratik hukuk devleti, laik ve insan haklarına dayanan niteliği dışında değiştirilemeyecek hükümlere yer verilmemelidir” dedi.
Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonunda gerçekleştirilen konferansa Türkiye’nin birçok üniversitesinden katılan öğretim üyeleri ve hukukçuların yanı sıra, Amed Baro Başkanı Tahir Elçi, İHD Şube Başkanı Raci Bilici, avukatlar ve öğrenciler katıldı. İki gün sürecek konferansın açılış konuşmasını yapan Elçi, yeni anayasada, devletin “cumhuriyet” olan şekli ile “demokratik hukuk devleti, laik ve insan haklarına dayanan” niteliği dışında değiştirilemeyecek hükümlere yer verilmemesi ve vatandaşlık tanımının da etnik atıf ve kavramlar içermemesi gerektiğini vurguladı.
Konferansı, 5 Nisan Avukatlar Günü etkinlikleri çerçevesinde gerçekleştirdiklerini belirten Elçi, tüm Avukatlar Gününü kutlayarak konuşmasına başladı.
Siyasi partilerin milletvekili aday listelerini oluşturarak seçim kampanyalarına başlayacakları, seçim program ve vaatlerini kamuoyuna deklere edecekleri günlerin arifesinde “yeni anayasa sorununu” tartışamaya açarak, konuya mütevazı bir katkı sunmak istediklerini ifade eden Elçi, “Bilindiği gibi; Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte, Türkiye toplumunun etnik, inanç, dil ve kültürel çeşitliliği yadsınmış; ekonomik, sosyal, kültürel, eğitim ve hatta dini yaşama kadar toplumsal yaşamın tüm alanları tek bir etnik köken, tek bir dil, tek bir kültür ve inanca göre şekillendirilmeye çalışılmıştır. Başta Kürt meselesi olmak üzere, bugüne kadar yaşanan toplumsal sorun ve ihtilaflar, bu anlayış ve politikalardan kaynaklanmıştır” dedi.
ANAYASANIN BAŞLANGIÇ BÖLÜMLERİ GÜNÜMÜZ DEMOKRASİSİNE AYKIRI
“Halen yürürlükte olan anayasanın başlangıç bölümünden son hükümlerine kadar Türkiye toplumunun sosyal gerçeklerine ve gününüz demokrasi anlayışına aykırı düzenlemeler içermektedir” diyen Elçi, “Bu nedenle yeni anayasanın başlangıç bölümü, yaşanan tarihi haksızlık ve adaletsizliklere vurgu yapmanın yanı sıra, her türlü etnik, dini, ideolojik ve kültürel referanstan da arındırılmalıdır” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin, farklı dil, din, inanç ve kültürlere sahip bir toplumsal yapıya sahip olduğunun altını çizen Elçi, “Bu nedenle; Türkiye Cumhuriyetinin resmi dili Türkçe olmakla birlikte, diğer diller de anayasal güvenceye kavuşturulmalı, toplumun ihtiyaçları gözetilerek bu dillerle de kamu hizmetlerinin sunulmasını mümkün kılacak bir anayasal düzenleme yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
“Yeni anayasada, devletin “cumhuriyet” olan şekli ile “demokratik hukuk devleti, laik ve insan haklarına dayanan” niteliği dışında değiştirilemeyecek hükümlere yer verilmemelidir” diyen Elçi sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle, yürürlükteki Anayasada yer alan, “Atatürk ilkeleri ve inkılapları” ve “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü” gibi, bugüne kadar toplumun farklı kesimlerinin hak ve özgürlük taleplerini bastırmada ve sınırlamada referans norm olarak kullanılan kavramlara değiştirilemez hükümler arasında yer verilmemelidir. Mevcut anayasada yer alan ve egemenliği -isim anılarak- tek bir etnik unsura ait kılan düzenleme, yeni anayasanın herkesin anayasası olması gerektiğine ilişkin yaklaşımla bağdaşmadığı gibi, eşitlik ilkesi ve kardeşlik hukukuyla da bağdaşmamaktadır. Egemenliğin yegane kaynağı halkın iradesi ve hukukun üstünlüğü olmalıdır.”
VATANDAŞLIK TANIMI
Yeni anayasada yer alacak vatandaşlık tanımına değinen Elçi, “Yeni anayasadaki vatandaşlık düzenlemesi de, etnik atıf ve kavramlar içermemelidir. Nüfusun daha büyük bir bölümünü de oluştursa, vatandaşlık, herhangi bir etnik kümenin ismiyle tanımlanmamalı, vatandaşlık tanımı, devletin toplumun belirli bir kesimine ait olduğu anlayışına yol açacak bir nitelikte olmamalıdır. Vatandaşlık tanımı, Türkiye Cumhuriyetinin bütün vatandaşlarını kapsamalıdır. Tek bir etnik-kültürel kesime atıfla yapılacak bir düzenleme, dışlayıcı ve eşitliğe aykırı olduğu gibi, toplumsal barışa da hizmet etmeyecektir” şeklinde konuştu.
ANADİLDE EĞİTİM HAKKI
Başta Kürtler olmak üzere, anadilleri farklı olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının anadilinde eğitim hakkının anayasal güvence altına alınması gerektiğini ifade eden Elçi, “Yeni anayasada, “ana dilinde eğitimin temel bir hak olduğu, devletin vatandaşlarının ihtiyaç ve taleplerini gözeterek anadilinde eğitim için gerekli düzenlemeleri yapacağı biçiminde açık bir hüküm yer almalıdır” dedi.
‘Başkanlık sistemi’ tartışmalarına değinen Elçi, “Peki, Başkanlık sisteminde devletin ve idarenin yapısı nasıl şekillenecektir. Keza Türkiye’nin tarihi, toplumsal ve yönetim geçmişi bağlamında böyle bir sistemin uygulaması mümkün mü, dahası Türkiye koşullarında başkanlık sistemi sürdürülebilir bir demokrasi ile paralel gidebilir mi?” ifadelerini kullandı.
Elçi’nin konuşmasının ardından Prof. Dr. Turgut Tarhanlı moderatörlüğünde, Prof. Sevtap Yokuş ve Doç. Levent Korkut, ‘Geçmişten Bugüne Türkiye’de Yeni Anayasa Arayışları’ üzerine birer konuşma yaptılar.
Amed Barosu tarafından düzenlenen konferans, iki gün sürecek.