BERLİN- Almanya Başbakanı Merkel’in partisi CDU ile SDP arasında varılan büyük koalisyon hükümetinin anlaşma metninde Türkiye’nin AB üyeliği süreci de yer aldı. Ankara’nın üyeliğine karşı çıkan CDU’nun kardeş partisi CSU’nun itirazlarıyla ara yolu arandığı sözleşmede Türkiye’ye “Reformları hayata geçir” şartı konuldu.

Başbakan Angela Merkel’in partisi Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) arasında haftalardır süren koalisyon pazarlıkları önceki gün sonuçlanmıştı. 18 saatte yakın süren son tur görüşmelerin ardından koalisyon anlaşmasını CDU/CSU adına Başbakan Angela Merkel ile Horst Seehofer, SPD adına ise Sigmar Gabriel tanıtmıştı.

SPD’nin koalisyon sözleşmesini onaylaması ardından Merkel, üçüncü dönem için başbakan olacak. Yeni kabinede hangi isimlerin olacağı konusu netlik kazanmazken, Alman Vatandaşlık Yasası’nda yapılacak değişiklikle Türkiye vatandaşlarını 18-23 yaş arasında Türk veya Alman vatandaşlığından birini tercih etmeye zorlayan model kaldırıldı. Yeni hükümet Almanya’da doğan Türkiyeliler için çifte vatandaşlık yolunu açtı.

185 sayfalık koalisyon metninde Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecinin de olması dikkat çekti. 4 yıllık süre boyunca icra edilecek konulara yer verilen metinde Türkiye ile sürdürülün müzakere süreci için “ucu açık” ifadesi kullanıldı. Sürecin sonunda doğrudan bir üyeliğin garanti edilmeyeceği vurgusu yapılan sözleşme metninin 154. sayfasında Türkiye’ye ilişkin ifade edilen görüşler şöyle:

“Türkiye Avrupa için stratejik ve ekonomik olarak çok önemli. Almanya AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin derinleştirilmesini arzuluyor, dış politika ve güvenlik politikalarındaki sorularla ilgili yakın stratejik işbirliği yapacak. 2005 yılında başlayan müzakere sürecinin ucu açık ve müzakere sürecinin otomatik olarak üyelikle sonuçlanmamalı.

Şayet AB’nin Türkiye’yi hazmetme kapasitesi olmazsa veya Türkiye hazır değilse, üyelikle bağlantılı haklar ve sorumluluklar askıya alınıp Türkiye-AB-Almanya arasında imtiyazlı ortaklık geliştirilecek.”

Üyeliğe dönük yeni atımların atılmasının ön şartı olarak Türkiye’ye “Demokrasi, hukuk, din ve düşünce özgürlüğü konusundaki reformları hayat geçir” çağrısı yapılan metinde ayrıca şu vurgu dikkat çekti: “Türkiye'nin üyelik süreci ‘ucu açık' ve müzakereler otomatik olarak üyelikle sonuçlanmasının söz konusu değil.”

CSU: TÜRKİYE ÜYELİK SÜRECİ KESİLSİN

SPD ile yapılan büyük koalisyon hükümetinin sözleşmesinde metinde Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği için kırmızı kart gösterilmesi için CDU’nun kardeş partesi CSU, yoğun çaba sarf etti. Türkiye’nin teorik olarak AB üyeliğinden uzak olduğunu söyleyen CSU Genel Başkan Yardımcısı Christian Schmidt “Farklı olan şartları zorla dayatmaktan vazgeçmeliyiz” diye konuştu.

2010’DAN BU YANA BİR MÜZAKERE FASILI AÇILDI

Şubat ayında Paris yönetimi, Brüksel-Ankara hattında ön önemli müzakere başlıklarında birisi olan “bölgesel politika” faslının önündeki blokajı kaldırmıştı. Aynı günlerde Ankara'yı ziyaret eden Alman başbakanı Merkel ise bu yıl içinde bir başlığın daha açılması gerektiğini söyleyerek "Müzakerelerin ucu açıktır" uyarısı ile birlikte Türk hükümetine "AB sürecini hızlandıracağız" mesajını vermişti.

Kasım 2013’ün başında ise “Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu” faslı için AB ve Türkiye arasında resmen görüşmeler başladı. AB üyeliğiyle bölgelere AB bütçesinden aktarılacak fonları kapsayan bu fasıl, Türkiye'deki bölgeler arasındaki gelişmişlik ve gelir farkının azaltılması öngörüyor. Bu fasıl ile Türkiye'nin müzakerelerde açtığı toplam fasıl sayısı 14'e ulaştı. 2010'dan bu yana ise hiçbir fasıl müzakereye açamadı.

8 yıllık üyelik maratonunda 35 müzakere başlığından sadece “bilim ve araştırma” faslını tamamlayan Ankara'nın önünde daha birçok fasılda engeller var. AB gözlemcilerinin "Mevzuat uyumu ve müzakerelerin teknik altyapısı son derece yavaş ilerliyor" eleştirisini yönelttiği müzakere masasında, siyasi nedenlerle engellenmiş 18 Fasıl var. Bunlardan 4 fasıl için hala Fransa'nın vetosu sürüyor, Kıbrıs ise 8 faslı bloke etmiş durumda.