Yıldırım, Çitil’in tutuksuz yargılanmasını meclise taşıdı
Yıldırım, Çitil’in tutuksuz yargılanmasını meclise taşıdı
Yıldırım, Çitil’in tutuksuz yargılanmasını meclise taşıdı
BDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, 1993-1994 yılları arasında Mardin’in Derik ilçesinde 13 kişiyi öldürmekten yargılanan, hakkında 13 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemi ile dava açılan ve hala Ankara Jandarma Bölge Komutanı olarak görevine devam eden Musa Çilil’in tutuksuz yargılanma süreci ile ilgili hukuk skandalını meclise taşıdı.
Yıldırım, konuya ilişkin Meclis araştırmasınınaçılmasını BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken aracılığı ile iletti.
Çitil’in, 1993-1994 yılları arasında Mardin’in Derik ilçesinde 13 köylünün faili meçhul şekilde öldürülmesinden sorumlu tutulan dönemin ilçe jandarma komutanı ve şu anda Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Musa Çitil’in tutuksuz yargılandığı davanın 30 Nisan’da Çorum Ağır Ceza Mahkemesinde başlandığını belirten Yıldırım, “Müşteki avukatlarının, duruşmaya katılmayan Tuğgeneral Çitil'in tutuklu yargılanması yönündeki talebi, mahkeme heyeti tarafından reddedildi. Daha önce Mardin Ağır Ceza Mahkemesinden alınıp Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava daha sonra Adalet Bakanlığı’nın talebi ile Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin onayı ile Çorum’da görülmeye başlandı. Dosyayı inceleyen Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesi iddianamenin kabulüne karar verdi. Hakkında 13 kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istenen Musal Çitil hiçbir mahkemeye sağlık sorunlarını gerekçe göstererek gelmemiş, son mahkemesine avukatını bile göndermemiştir” dedi.
Davacıların avukatlarından İHD Mardin Şube Başkanı Erdal Kuzu’nun duruşma salonunda ilk sözü alarak, sanık ve şikayetçi avukatlardan talep olmamasına rağmen davanın yerinin değiştirildiğini de belirten Yıldırım şöyle devam etti: “Bu uygulamanın bir sürgün yargılaması olduğunu iddia etti. Ayrıca Mardin’den başka bir ceza mahkemesine sevk edilen tüm davalarda sanıkların beraat ettiğine dikkat çeken Kuzu, müştekilerin sanıktan önce dinlenmesinin savunmaya güçlendireceğini söyledi.
1993-96 yılları arasında terörle mücadele adı altında yüzlerce sorgusuz infaz yapılmış ve Kamil Atak davasında olduğu gibi o dönem ağır insan hakları ihlali işleyen kamu görevlilerinin mahkemeler ya da başka güçler tarafından korunduğu aşikârdır. Sanık avukatı Kuzu, davanın tekrar Diyarbakır’a alınması gerektiğini, eğer alınmaz ise cinayetlerin örgütlü bir yapı tarafından işlendiğini ve katillerin açıkça korunduğu kanısına varacağız dedi.
Dünyadaki bütün örneklerine bakıldığında Musa Çitil ve ağır insan hakları ihlallerini kapsayan benzeri davaların özellikle barış ve müzakere süreçlerindeki yüzleşme ve hesaplaşma bağlamında birer samimiyet sınavı oldukları herkes tarafından kabul edilmiştir.”
Yıldırım, 1990’lı yıllarda özellikle Kürdistan’da ‘terörle mücadele’ adı altında yürütülen köy boşaltmalar, taciz, tecavüzlerin, faili meçhul cinayetlerin ve ağır işkence vakaların aydınlatılmadan, suçlular yargılanmadan Türkiye halklarının devlete karşı zedelenmiş olan güveninin de asla onarılmayacağını vurguladı.
Barış ve Çözüm Komisyonu’nun kurulduğu bu günlerde yaşanan yoğun şiddetin ve ağır insan hakları ihlallerinin aydınlatılması için hafızaya başvurmanın kuşkusuz yetersiz olduğunu da belirten BDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, “Aynı zamanda söz konusu hafızanın içinde suçluları ortaya çıkarıp yargılama süreci başlatılmadan kalıcı bir barış ve çözüm olanağı ciddi anlamda risk altına girecektir.
Musa Çitil’in hakkındaki ağır suçlamalara rağmen bir defa bile mahkemeye gitmemesi ve hala Ankara Jandarma Bölge Komutanı olarak görevine devam etmesi, avukatların ve sanık yakınlarının tutuklu yargılansın talebinin mahkeme tarafından ret edilmesi ve en son Çorum’da görülen davaya avukatını bile göndermemesi kamuoyunda mahkemenin tarafsızlığına dair derin kuşkular yaratmıştır. Ayrıca hakkındaki bu denli ağır suçlamalara rağmen Musa Çitil’in hala görevinin başında bulunması Musa Çitil’e yasal olmayan bir koruma zırhı oluşturmaktadır kanısındayım. Bu konuda meclisin üzerine düşen görevi yapması ve bir an önce bu konunun aydınlatılması için bir araştırma süreci başlatması elzemdir” dedi.