Amed ve İstanbul’un ardından geçen hafta Van’da başlayan Vicdan ve Adalet Nöbetinin son gününde yapılan basın toplantısında HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Nadir Yıldırım konuştu. Yıldırım, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 3 yıl önce Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için söylediği ‘Ya Özallaşacak, ya Çillerleşecek’ sözlerini hatırlatarak, “Maalesef Erdoğan, Çiller’i bile aşan bir düzeye gelmiştir’ dedi.

Vicdan ve Adalet Nöbetinin gerçekleştiği Musa Anter ve Barış Parkı'nda düzenlenen basın toplantısına HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Nadir Yıldırım, Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, Van milletvekilleri Lezgin Botan, Adem Geveri, Bedia Özgökçe Ertan, Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslan, Iğdır Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman, Hakkari Milletvekili Nihat Akdoğan, Urfa Milletvekili Dilek Öcalan katıldı.

Yıldırım, Van sürecinin yarattığı olumlu sinerjiye dikkat çekti. Tüm baskı ve abluka politikalarına rağmen Van halkının Vicdan ve Adalet Nöbetini sahiplenerek ablukayı kırdığını ifade eden Yıldırım, Vicdan ve Adalet Nöbetinin son gününde İmralı’da uygulanan tecride yönelik açıklamalarda bulundu.

‘ERDOĞAN ÇİLLER’İ BİLE AŞAN BİR POZİSYONA GİRMİŞTİR’

“Sayın Öcalan üzerinde tecrit ve izolasyon uygulandığında silahlar konuşmuştur ama Sayın Öcalan konuştuğunda bilgiler, fikirler, düşünceler konuşmuştur" diyen Yıldırım, şunları ifade etti:

“Ancak son olarak 5 Nisan 2015’ten bu yana silahlar daha kapsamlı olarak konuşturulmaya başlandı. 2013-2015 süreci tarihteki yerini aldı. Sayın Öcalan ve partimizin heyeti ile yürütülen görüşmeler sadece Türkiye’de değil, tüm Ortadoğu’da barış imkanı yaratmıştır. Sayın Öcalan partimizin heyetine çok açık söylemiştir; eğer ki biz doğru temelde bir iç barışı sağlayabilirsek, demokratik bir ittifak oluşturabilirsek biz Ortadoğu’nun sorunlarını demokratik eksende çözüme kavuşturabiliriz. Askeri siyaset ve vesayet dönemine son verebiliriz.

Sayın Öcalan, ‘Mevcut iktidarın önünde iki yol var. Ya Özallaşacak ya da Çilleri bile aşan bir pozisyona gelecek‘ vurgusunda bulunmuştu. Fakat maalesef gelinen aşamada görüyoruz ki Tayyip Erdoğan Özallaşmadı, Çillerleşti ve Çilleri’i aşan bir duruma düştü. Bölge düzeyinde savaşlara neden olabilecek pratiklere girişti. Demokratik çözüme hegemonik bir dayatma gerçekleştirildi. Hegemonya oluşturma çabası bizi sonu belirsiz bir savaşın içine koymuştur.

‘ÜLKENİN KURTULUŞU İMRALI TECRİDİNİN KIRILMASIYLA MÜMKÜN’

Sayın Öcalan 2013 yılında ülkede darbe mekaniğinin sürekliliğinden söz ederek paralel devletten söz etti. Tayyip Erdoğan 2014’ün sonunda paralel devlet tanımını kullanmaya başladı. Çok açık ve net belirtmek istiyoruz; ülkenin tüm sorunlarının kesinlikle çözümü Kürt sorununun demokratik çözümünden geçer. Bunu hedeflemeyen hiçbir siyaset ülkeye demokrasi getirmeyecektir. Partimizde sorunumuzun demokrasi sorunu olduğunu ve bunun da sorunun Kürt sorunun çözümü olduğunu ve çözümünde Sayın Öcalan’da olduğunu belirterek,1999’dan beri geliştirilen İmralı rejimini bir kez daha reddettiğimizi ve İmralı rejiminin bütün hapishanelere uygulanmaya başlandığını görüyoruz. Bütün ülkemizi hegemonik güçlerden kurtarmanın tek yolunun Sayın Öcalan’dan geçtiğini belirterek, bu yüzden tecridi bir kez kınadığımızı, Sayın Öcalan’ın 1993’te ‘Bir muhatap arıyoruz’ sözünün halen günümüzde de geçerli olduğunu vurgulamak istiyoruz. Bu nedenle yeni dönem mücadelemizin esas hedefi İmralı tecridini kırmak, son vermek, Sayın Öcalan’ın görüşlerini aktarabileceği ortamı oluşturmak için mücadele edeceğimizi bir kez daha belirtmek istiyoruz.

‘FAŞİZM TECRİTLE TAHKİM EDİLİYOR’

Yıldırım konuşmasını şöyle bitirdi: "2.5 yıldır hiçbir heyetle, 7 yıldır avukatlarıyla görüştürülmeyen, 1 yıldır da ailesiyle görüştürülmeyen Sayın Öcalan’ın durumunun en pespaye hukukta bile karşılığının olmadığı bir gerçektir. Bu en temel mücadele alanlarımızdan biridir. Dünya siyaset tarihinde bu kadar uzun süre kendisinden haber alınmayan başka bir örnek yoktur. Bu faşizmin yeniden tahkim edilmesidir. Hitler örneğini bile aşacak durumları öngörerek mücadele etmemiz gerekiyor. Bu mücadelenin merkezinde bulunan Sayın Öcalan’ı görüyoruz. İşte bu temelde halkımız güçlü olacak, demokrasi temelinde mücadelemiz büyüyecek."