Yıldız Millet Bahçesi Olmasın!

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Davutpaşa Kampüsü’nün AKP’nin seçim vaadi sonrası millet bahçesi yapılacak olmasına karşı çıkan öğrenciler, ‘Yıldız Millet Bahçesi Olmasın!’ diyerek diğer ihtiyaçlarına dikkat çekiyor.

Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencileri, rektörlük tarafından Davutpaşa Kampüsü’nde kurulacağı ilan edilen ‘millet bahçesine karşı “Yıldız millet bahçesi olmasın” sloganıyla mücadele veriyor. İlk olarak 31 Mart’ta AKP’nin seçim vaadi olarak gündeme gelen millet bahçesi projesi, bugün (5 Eylül) ihaleye açılacak. Öğrenciler karara itiraz ettiklerini belirtirken YTÜ Rektörlüğü, bunun bilimle halkı buluşturmak adına yapıldığını savunuyor. Öğrenciler ise millet bahçesinden daha acil talepleri olduğunu dile getiriyor.

YTÜ öğrencileri, konuyla ilgili ANF’ye konuştu. İstatistik Bölümü öğrencilerinden Hazan, bu projeyi ilk olarak üniversitenin medya topluluğuna ait YTÜ kampüs gazetesinde duydukların belirterek, şunları söyledi: “Bizi bilgilendirme gereği bile duyulmayan bir proje bu. Bu proje yerel seçimlerde seçim vaadi olarak ortaya çıkmıştı. İlk ortaya çıktığında Change.org üzerinden imza kampanyaları düzenlendi, epey de tepki topladı ama seçimlerin yenilenmesi sürecinde gündemde kaynayıp gitti. Hatta İmamoğlu kazanınca proje iptal oldu, havası bile oluştu öğrencilerde. İlk çıktığı zaman o kadar hızlı yayıldı ve tartışıldı ki rektörlük tüm öğrencilere açıklama maili gönderdi. Aslında kötü bir proje olmadığını, okulu güzelleştireceğini, tarihi alanların daha verimli kullanılacağını; belli bölgelerin sadece bu projeye dahil olacağını vs. anlattı. Özellikle dışarıdan giriş çıkış konusunda kaygı yüksek, özellikle kadın öğrenciler açısından taciz vakaları yaşanabilir diye. Açıklamada bunun için de belli başlı saatlerde insanlar alınacağı ve herkesin giremeyeceği gibi sözler vardı.”

ÖNCELİĞİMİZ MİLLET BAHÇESİ DEĞİL

YTÜ Çevre Mühendisliği’nden Ezgi ise ihaleyi öğrendikten sonra rektörle görüşmeye gittiklerini hatırlatarak, şunları aktardı: “Rektörlüğe gittik ama genel sekreterle görüşebildik. Görüşme daha çok bizi ikna etmeye yönelik söylemleriyle geçti fakat ‘bizim öncelikli ihtiyacımız millet bahçesi değil, kütüphane’ dedik. Vize dönemlerinde yetersiz kütüphane kapasitesi yüzünden ders çalışacak alan bulamıyoruz. Genel sekreter bunun üzerine ‘kütüphane de yapacağız ama 2020’de’ dedi. Bu yıllardır söyleniyor. Diğer öncelikli ihtiyacımız kadın yurdu. Okulun içinde 158 kişilik var ama yeterli değil. Aynı şekilde erkek öğrenciler için de yurt yok, okulun dışında var ama yeterli değil. Zaten okula ait de değil. Onun da kapasitesi 2 bin kişi ama okulun nüfusu 30 bini aşkın. Okulda yemekhane sırası okulun orta bahçesine kadar uzanıyor, bunu da belirttik. Bu eksikliklerimizi dile getirdik. Onun için de yapacağız, dedi ama yine ileri bir tarihte. Yani hiçbiri millet bahçesinden önce yapılmayacak. Yıllardır zaten yapılacağı söylenen şeyler bunlar ama ortada adım yok.”

BU PROJE KAMPÜS YAŞAMINA ZARAR

Ezgi, genel sekreterliğin kendileri ikna etmek için genellikle üniversitelerin kamusal olan olduğuna işaret ederek, ‘biz kamusal alanız, set çekip halkı dışarıda mı bırakalım’ dediğini belirterek, şöyle devam etti: “Evet, üniversiteler kamusal alandır ama bu millet bahçesiyle olacak şey değil. Halkı bilimle buluşturalım diyorlar biz daha okulda aldığımız bilimi göremiyoruz. Okulda evrim konferansı yasaklanıyor, Pi gününde matematikçiler Barış Akademisyeni olduğu için konuşmacı olarak gelseler bile alınmıyor. Güzel Sanatlar Fakültesi’nde yapılan bir eser, AKİT gazetesinin ‘kadın ve çocuk bedenini teşhir ediyor’ propagandası üzerine rektörlük tarafından bizzat bunu yapan kişilere kazıttırıldı. Kendi sanat eserlerini yok ettirdiler öğrencilere. Bu kadar baskı ve sansür olan yerde kimi bilimle buluşturacağız? Bu proje, öncelikle okulun demokratik özerk yapısına ve kampüs yaşamına zarar verecek. Bir de biz öğrenciler de okulun bileşenleriyiz ve söz sahibi olmak istiyoruz. YÖK Öğrenci Temsilciliklerini askıya aldı ama kampüslerde 24 saatini geçirenler bizleriz. Üniversiteler sadece dersliklerden ibaret değil. Burası bizlerin yaşam alanı. Bu yüzden bizim de söz sahibi olmamız şart.”

NEDEN ODTÜ BOYKOTU GİBİ OLMASIN

Halkın bilimle buluşmasına öğrencilerin de alternatifleri olduğunu kaydeden Hazan, şunları anlattı: “Birçok öneri yapıldı öğrenciler tarafından, halkı bilimle buluşturacaksak Esenler’de yaşayan çocukları matematik atölyelerinde buluşturabiliriz. Buranın halkını bilim, sanat ya da kültürle buluşturmanın daha farklı yolları var. Bu bahçe ile olacak iş değil. Ezgi’nin anlattığı görüşmeden sonra sosyal medya hesapları açtık, buralardan durumu duyurmaya çalışıyoruz. Şöyle bir handikabımız var; okul şu an kapalı ve yaz okulu da yok. Öğrencilerin çok büyük bir bölümü memleketlerinde ama biz yine de bu dönemde iki forum düzenledik. Şu an için okulda kitlesel bir eylem yapamıyoruz ama ‘neden ODTÜ boykotu gibi olmasın’ tartışmaları oldu. Bunu için de kamuoyu desteğine ihtiyacımız var. Bizler ihaleyi iptal ettirmek istiyoruz ama bu süreçte büyük ihtimalle ihale olduktan sonra ve okul açılışına da denk gelen bir süreçte eylemlere başlayacağız. Burada ortaya çıkan en acil ve ortak talep şudur; ’Yıldız Millet Bahçesi Olmasın! Her görüşten öğrenciyi kapsayan bir söylem bu. Önceliğimiz öğrencilerin oluşturduğu bir mekanizmayla eyleme geçmek. Elbette bir kamuoyu da oluşsun istiyoruz”