Kadın kararlı olur. Ýnsanlıðı geleceðe taşıyan bir role en çok onlar sahip. Temas ettiði her şeyi anlamlandıran ve yücelten bir hasiyetleri var.
Erkeði insan olma sorumluluðuna ulaştıranın da kadın olduðu söylenebilir. Dolayısıyla, tek başına erkeði deðil; yeryüzünü dönüştürme gücüne sahip bir cins olarak sözünü etmeli.
Sakine, yeryüzünü güzelleştiren ellerden biriydi. Hepimizin yıllardır dilinden düşürmediði barışın, kardeşlik ve iyiliðin önemli payını temsil ediyordu, Sakine...
Sakine’nin elleri yiðit ve kahramandı; yeri geldiðinde hain tuzaklardan insanı çekip alan. Dostça, kardeşçe sarıp sarmalayan, kucaklayan. Ve o ellerin sahibi yaşadıðı onca acıya, aklın zor kavrayacaðı işkencelere ve ölümün gölgesinin hep üstünde olmasına raðmen yine de umutla, inatla hayata gülümserdi. Başı dik, alnı açık ve pak ve bir ceylanın bedeninde bir aslan yüreðiyle yaşamda korkusuzca, onurla ilerleyen, hakikati arayan güzel insandı.
Dersim’in barışa ve özgürlüðe sevdalı; aklı güzel, kalbi güzel, cesaretli yüreði de saçları gibi kızıl Sakine!
Dürüst ve yiðit kardeşim, iyiliðe uzanan öpülesi ellerini kırdılar mı? Ruhunu teslim alamadılar da, bedenini bu kavga ve sevdadan çekip aldılar mı? Seni bizden, sevdiklerinden hain bir kurşunla ayırdılar mı? Ýnanması da anlaması da güç... Neden, hep iyi insanlar zamansız ölür? Neden, ilk önce onlar kara topraðın soðuk ve nemli koynuna verilir?
Kanlarımızı akıtmaya, canlarımızı almaya doymadılar ama, bir de anlamadılar ki; birer birer, onar onar katletseler de; birimizin düştüðü yerden bir diðerimiz alır ve taşır gururla, onun ruhunu...
Ýşkence tezgâhlarında baş eðdiremediðiniz, aman diletemediðiniz birini ancak bu şekilde susturabilirdiniz. Öyle yaptınız. Hain bir tuzakla Sakine’nin de arkadaşlarının da canını aldınız.
Kan ve şiddetten beslenenler için aşılmaz ve ulaşılmaz bir setti, Sakine! Devrilmesi gerekiyordu, devirdiler! Ama düşünemediler ki, Sakine nefretin ve şiddetin önünde bir dað gibi duran tek set deðil! Analar ne Sakineler doðurdu, daha ne Sakineler var! Birini aşsalar diðerinin önünde bulurlar kendilerini. Birini devirseler bir diðeri alır hemen yerini!
Aşıkların şehri Paris! Önce Yılmaz Güney, sonra Ahmet Kaya, şimdi de Sakine’nin ölüm haberi ile bir kez daha beni yıktın. Daðladın yüreðimi. Artık acı ve ölüm kusma. En yakışmayan ölümleri sen kusuyorsun. Ama sen şimdi şahitsin; gece örtse de tüm gizleri, sen bari saklama ve ver bize Sakine’nin katillerini!
“ Sakine huzurla uyusun” demeyeceðim. Biliyorum ki, tanıdıðım Sakine’nin barışa, zafere meyletmişti ömrünü.
O, istemleri bu topraklarda yer bulmadıkça, asla rahat uyumayacak. Yani, görevimiz biraz daha arttı!
Onun ölümüyle hedeflenen kirli amaca hizmet edilmesine izin vermemeliyiz. Zalimlerin suratına daha kararlılıkla haykırmalıyız. Yeniden bilsinler ki, hiçbir zulümleri bundan vazgeçirmeye yetmeyecek. Bilsinler ki, son serüvenci yollardadır ve yaralıdır hala!