YPS I. Konferansını yaptı
YPS I. Konferansı öz yönetim alanlarının temsiliyetinden oluşan 81 delegenin katılımıyla gerçekleşti.
YPS I. Konferansı öz yönetim alanlarının temsiliyetinden oluşan 81 delegenin katılımıyla gerçekleşti.
Kürdistan’da 24 Temmuz saldırıları ardından kuruluşunu ilan eden Yekiniya Parastina Sivil (YPS) birinci konferansı tüm öz yönetim alanlarının temsiliyetinden oluşan 81 delegenin katılımıyla gerçekleşti.
Konferansın sonuç bildirgesi de açıklandı. 24-28 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen konferansın tüm Kürt halkına kutlu olması dileklerinde bulunuldu.
Konferansın, “Demokratik özerklik direniş ruhuyla mutlaka kazanacağı” şiarı ve öz yönetim direnişçilerine adanan sonuç bildirgesinde, konferansın öz yönetim şehitlerinin ışığında başarıyla tamamlandığı belirtildi.
“Şehitlere verilen intikam ve başarı sözünün her zamankinden daha yakıcı bir gerçekliğe dönüştüğü” dile getirilen sonuç bildirgesinde 2017 yılı Newroz ortamında start alan ve özgürlük mücadelesinde derin bir anlam taşıyan kahramanlık haftasında sona eren konferansın öncelikle Kürdistan halkına kutlandı.
Bu tarihi adımın büyük başarılara yol açacağının müjdesini şimdiden verdikleri de vurgulanan sonuç bildirgesinde, “Yine tarihi bir dönemi değerlendirip yeni ve görkemli bir mücadele kapısından adım atmamıza yol açacak olan bu önemli çalışmayı tüm öz yönetim direnişi şehitlerine adıyoruz” denildi.
‘BU DÖNEM DİRENENLERİN KAZANDIĞI BİR DÖNEM’
Kürtlerin insanlık adına bölgede elde ettiği kazanımlara dikkat çekilerek, bu gelişmelerin AKP tarafından bir tehdit olarak görüldüğü de vurgulanan sonuç bildirgesinde şunlar belirtildi: “Bölgede kapitalist modernitenin yaşadığı krize karşı insanlığın demokratik ve özgür yaşam arayışlarının her geçen gün büyük başarılar elde ettiği bu dönem direnenlerin kazandığını müjdeleyen bir dönem olmaktadır. Özellikle Kürt halkının öncülüğünde ortaya çıkan devrimsel süreç Rojava alanında insanlığın bu gidişata ‘dur’ deme gücünün olduğunu göstermekte, zalimlerin ve egemenlerin yenileceğinin işaretlerini vermektedir. Bu bakımdan Kürdistan devriminin gittikçe büyüyeceğini ve demokratik Ortadoğu devrimine yol açacağını dost da düşman da anlamıştır.
Tüm bu gelişmeler Kürdistan’ı işgal altında tutan sömürgeci güçler için bir paniğe yol açmıştır. Halkların kendi öz gücü ve iradesiyle demokratik temelde adım adım inşa ettiği özgür yaşam demokratik özerklik adı altında büyük ilerleme kaydetmeye devam etmektedir. Halkların bu ilerleyişi en çok da Kürdistan’ı işgal altında tutmayı varlık sebebi sayan, kendi sistemini Kürt düşmanlığı üzerine inşa eden sömürgeci AKP rejimi tarafından bir tehdit olarak görülmektedir.”
‘ÖZYÖNETİM MÜCADELESİ BİR VAROLMA VE YOK OLMA MÜCADELESİDİR’
Bildirgede AKP hükümetin tarafında diz çöktürme planı adıyla devreye konan saldırı konseptine de atıfta bulunulurken bu saldırı karşısında Öz yönetim direnişinin teslim olmama kararlılığını ifade ettiği vurgulandı.
“24 Temmuz halkımıza karşı büyük bir korku ve endişe ile tertiplenmiş bir karşı devrim saldırısı ve yaşadığımız yüzyılda adı lanetle anılacak bir soykırım ve katliam planıdır. Bu saldırı ve katliam planının sonucunda Kürdistan’ın yeniden işgali, yıkımı, büyük bir Kürt katliamı ve sonuçta diz çöken, biat eden bir Kürtlük hedeflenmiştir. İşte tüm lanetiyle hazırlanan ve devreye konan bu hain ve zalimane saldırıya karşı Kürt halkının direniş kararlılığı öz yönetim direnişleri temelinde gelişmiştir. Bu bakımdan öz yönetim direnişleri bir var olma ve yok olma mücadelesi, bu temelde Kürt halkının verdiği teslim olmama ve direnme kararıdır.
Bu direnme teslim olmama kararlılığı 24 Temmuz’dan başlayıp bugüne kadar süren destansı bir mücadele dönemini ortaya çıkarmıştır. 24 Temmuz öncesi ve sonrası yaşanan bu gelişmeler demokratik özerkliğin barış ve müzakere yoluyla inşasının, bu temelde özgür yaşama şansının olmadığını ortaya çıkarmıştır” diye devam eden bildirgede, geriye direnerek ve mücadele ederek, halkların kendi tercihlerini gerçekleştirmesinin kaldığı, bunun da bir insanlık görevi olarak kendi halkını savunma konusunda tarihsel olarak sorumlu gören YPS’ye düştüğü de belirtildi.
‘KAHRAMAN HALK GERÇEKLİĞİ’ MERTEBESİ HER ZERRESİNE KADAR HAKEDİLMİŞTİR
24 Temmuz saldırıları sonrası öz yönetim alanlarında gelişen direniş mücadelesine yönelik gelişen kimi tutumların eleştirildiği bildirgede ayrıca direnişin başında sonuna direnen halkın AKP’nin bu saldırı planını yenilgiye uğrattığı da dile getirildi. Devamla bildirgede şunlara dikkat çekildi:
“Yüzyılın vahşeti olarak tanımlanabilecek bu soykırımcı saldırılar karşısındaki büyük direniş tutumunu tarihe yakışır bir tutum olarak tanımlamıştır. Bu direnişçi tutumu geriye çeken, düşmanın bu saldırı planı karşısında direnme tavrını eleştiren, direnişi muğlaklaştırıp liberalize eden, AKP’nin özel ve psikolojik savaşının etkisi altında kalarak direnişçiliği yadırgayan, mağduriyeti öne çıkaran, düşmandan medet uman her türlü tutumu mahkum etmiştir.
Demokratik Özyönetim direnişleri devrim için atılmış cesaret dolu bir adım, onur dolu ve özgür yaşamak için verilmiş kutsal bir kararlılıktır. Halkımız onun evlatları olan yiğit ve fedakar Kürt gençliği ve kadını hayatları pahasına bu adımı atmaktan geri durmamış direnmiş ve kazanmış olmanın vakur duruşu ile tarih karşısına yüz akı ile çıkmıştır. Konferansımız halkımızın bu ders verici, düşmanlarını korkutucu ve zafere yürüyen kahramanca duruşunu onure etmiş, ‘kahraman halk gerçekliği’ mertebesinin her zerresine kadar hakkedildiğini tarihe not olarak düşmüştür. Yine bu mücadele ve kararlılık büyük bir umutla tüm her şeyini devreye koyan faşist AKP rejimini yenmeyi başarmıştır.”
Bildirgede konferansın geçen YPS pratiğini de ele aldığı belirtilirken bu pratiğin özeleştiri sürecinden geçtiği bu değerlendirmeler ışığında yeni dönemin planlandığı vurgulandı. Yine Paris Komününün Rus devriminde oynadığı role atıfta bulunularak “Şehir direnişlerinin de demokratik özerkliği ete kemiğe büründürdüğü ve demokratik Ortadoğu devrimine yol açacaktır” denildi.
YPS’nin mücadele pratiğinin geçmişten bugüne kadar ela alınıp sorgulandığını, bu temelde özeleştiriden geçirildiği de kaydedilen sonuç bildirgesinde şunlar belirtildi: “Halkımızın bu kahramanca duruşunu tam zafere, tam başarıya taşımayan yaklaşım tarz ve duruş sorgulanmış, eleştirilmiş, bu uğurda tarihin yüklediği öncülük görevine layık olmayan duruşlar sorgulanmıştır. Halkımızın ve kahraman şehitlerimizin huzurunda tüm öz savunma direnişçileri olarak samimi bir özeleştiri süreci ortaya çıkmış, bu özeleştiri kendine yakışır bir kararlaşmayla da taçlanmıştır.
Nasıl ki Fransa’da Paris komünü temelinde ortaya çıkan deneyim ve pratik sosyalizmi ete kemiğe büründürdüyse ve Rus devrimine yol açtıysa Kürdistan’da ortaya çıkan şehir direnişlerinin de Demokratik Özerkliği ete kemiğe büründürdüğü ve Demokratik Ortadoğu devrimine yol açacağı tarihi bir tespit olarak ortaya konulmuştur.”
‘DESTANSI BİR SÜREÇ…’
Konferansta, 24 Temmuz’dan bu yana geçen süreç ise destansı olarak değerlendirildi.
“Öz yönetim şehitlerine olan sözümüzü yinelerken Sur direnişinin büyük komutanı Çiyager ve Cizre’nin halk kahramanı Mehmet Tunç’un sözlerine atıfta bulunularak ‘…bu vasiyet yoldaşlarının ve Kürt yurtseverliğinin onur borcudur’” denilen sonuç bildirgesinde şunlar kaydedildi:
“Konferansımız 24 Temmuz’dan bu yana ortaya çıkan direnişi bir destansı süreç olarak tanımlamış, bu destanın devrime yol açacak bir özgürlük aşkını doğurduğunu bu ışığın zafere yürümek için güç verdiğini değerlendirmiştir. Mehmetlerin, Asyaların, Axinlerin, Rukenlerin, Çiyagerlerin, Xebatkarların, Zeryanların, İslamların, Beritanların, Rojvanların, Çektarların ve Rojgerlerin ve yüzlerce kahraman şehidin büyük direnişinin yarattığı bu destanın devam eden bir destan olduğu ve kesinlikle zaferle sonuçlanacağı değerlendirilmiş bu temelde şehitlere olan söz yinelenmiş, bu görevin tarihin onurlu insanlara dayattığı bir görev olduğu vurgulanmıştır. Çiyager yoldaşın ‘ne olursa olsun sonu muhteşem olacak’ sözleri yine Mehmet Tunç Yoldaşın ‘Biz direndik, diz çökmedik, bizimle gurur duyun’ biçiminde dile getirdiği gerçekler bizlere direnmenin vasiyet edildiğini göstermiş, bu vasiyet yoldaşlarının ve Kürt yurtseverliğinin onur borcu olarak tanımlanmıştır.”
‘GÖREV BAŞINA’
Kürdistan’da demokratik ve özgür yaşama yol açacak bir devrimsel süreç için her zamankinden daha fazla koşulların olgunlaştığı hatırlatılan sonuç bildirgesinde başta YPS güçleri olmak üzere tüm toplamsal kesimlerde görev başına çağırıldı.
Konferans ile birlikte YPS’nin büyük başarılara yol açacak bir pratiğe hazır olduğunun da dile getirildiği sonuç bildirgesinde, “Öz yönetim direnişleri şehitlerinin intikamı için Kürdistan’da demokratik öz yönetim temelinde bir devrim için, tüm YPS güçleri başta olmak üzere tüm toplumsal kesimleri öz savunma ve toplumsal inşa bilinci temelinde görev başına çağırmıştır” denildi.