Yüksek: Önce acil sorunlar çözülsün, sonra sistemi tartışırız

Yüksek, kendilerinin çözüm ve barıştan yana olduklarını, AKP/Saray'ın ise buna karşı siyasi soykırım uygulamalarını sürdürdüğünü kaydetti.

DBP Eş Genel Başkanı Yüksek, referandum gündemine ilişkin, "En acil sorun Kürt sorunudur, ekonomik sorunlardır. Bunları çözecek bir anayasa istiyoruz. Toplumsal barış ve çözümü sağlayalım ve oturup sistemi tartışalım" dedi. 'Hayır' için tüm baskılara rağmen çalışmalarını sürdüreceklerini vurgulayan Yüksek, Öcalan ile görüşülmesi gerektiğini belirtti.

Van’da HDP ve DBP tarafından yürütülen referandum çalışmaları kapsamında kentte bulunan DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, burada HDP Van il eş başkanları Gülistan Orhan, Yakup Ataş, DBP Van İl Eş Başkanı Ahmet Aygün, DBP PM Üyesi Barış Oflas, HDP Van milletvekilleri Lezgin Botan, Adem Geveri, HDP, DBP il-ilçe örgütleri ve basın kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi.

Yüksek, kendilerinin çözüm ve barıştan yana olduklarını, AKP/Saray'ın ise buna karşı siyasi soykırım uygulamalarını sürdürdüğünü kaydetti.

'GÜÇ TEK ELDE TOPLANAMAZ'

Yüksek, Nisan ayında yapılacak referanduma ilişkin de şu değerlendirmede bulundu:

"En can yakıcı, en can alıcı problem Cumhurbaşkanı ve hükümetin yetkileri midir? Bunu herkes bir sorgulasın. Bu kadar gerilim yaratarak varlık yokluk meselesine çevirdiler, değişiklik olmasa memleket batacak gibi bir hava yaratılıyor. Dönüp bakalım 17-18 maddeye… Bunlardan biri olmasa memleket batacak mı? Şu anda gidip sorsanız yüzde 95 i 13 maddenin ne içerdiğini bilmez. İçerik toplumla alakalı değil. Ülkenin yaşadığı sorunlarla bir alakası yok; açlık sorunu, Kürt sorunu, inanç özgürlüğü, basın özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, toplumsal hak ve özgürlükler var mı bu anayasada? Biz meseleye buradan bakıyoruz. (...) Daha katılımcı, demokratik bir sistem olmalı. Biz yerel demokrasiyi esas alan, gücün tek elde toplanmasının zarar vereceğini düşünüyoruz. Bu konuda eleştirilerimiz var. Kategorik olarak sistem değişikliğine karşı değiliz ama neler değişmeli, onu soruyoruz. Bu ülkenin en acil sorunu olan Kürt sorununu, bu ülkede toplumda gerilimlere, iç huzursuzluğa yol açan problemleri çözmemiz lazım. Ev yanıyor ve biz evi kimin yöneteceğini tartışıyoruz. En acil sorun Kürt sorunudur, ekonomik sorunlardır. Bunları çözecek bir anayasa istiyoruz. Toplumsal barış ve çözümü sağlayalım ve oturup sistemi tartışalım.”

‘EN ACİL SORUNUMUZ BAŞKANLIK DEĞİL, KÜRT SORUNUDUR’

Yüksek, referandum sürecinde güçlü bir 'hayır' için çalışacaklarını vurgularken, "Tek yönlü basın-yayın politikası düzenleniyor. Dolayısıyla eşit bir ortamda referanduma gitmiyoruz. Halk toplantılarımıza bile izin verilmiyor. İl yöneticilerimiz parti içinde toplantı yapamıyor. Niye var bu siyasi partiler? Madem referanduma gidilecek, bırakın herkes görüşlerini ortaya koysun. Yoksa bu oylama sonucunun meşruiyeti hep tartışılacak. Özgür imkanlar ve ortamlar yaratılmalı. Herkesin kendi fikirlerini yayma hakkı vardır. Hükümeti görevini yerine getirmeye davet ediyoruz. Aksi durumda hükümet de bunun altından kalkamaz" diye konuştu.

‘İMRALI İÇİN AVRUPA HEYETİNE İZİN VERİLMELİ’

İmralı’ya gitmek için Avrupa'dan bir heyetin girişimine ilişkin de Yüksek, şöyle dedi: "Heyetin görüşmesine hükümet müsaade eder mi; umarım, izin verir. Sayın Öcalan’ın bu konularda çok önemli görüşleri var. Kürtler, demokrasi çevreleri de bu görüşleri önemsiyor. Böyle bir görüşme gerçekleşirse görüşleri elbette dikkate alınacaktır. Görüşleri çok önemli, Sayın Abdullah Öcalan’ı dikkate alan, takip eden milyonlarca insan var. Bunun tesiri mutlaka olacaktır. Daha önce bunları yapsalar daha sağlıklı bir ortam olurdu ama hükümet MHP ile çalışmayı tercih etti ve onların talepleri doğrultusunda hareket ediyor."

'MEŞRUİYETİ SORGULANACAK'

Cezaevinde bulunan Kürt siyasetçilerinin durumunu da değerlendiren Yüksek, “Sayın Demirtaş’ın söyledikleri, pratiği bilinen bir husus. Onların olmaması bu süreci etkiliyor. Bu durum önemli bir demokrasi ve hukuk yoksunluğudur. Eş genel başkanlar tutuklu ve referanduma gidiyoruz. Bu üçüncü dünya uygulaması ve bu bile çok büyük bir ayıp. Bu bile seçim sonuçlarının meşruiyetini sorgulatacaktır. Onların içeride değil, dışarıda olması lazım. Bu kabul edilemez bir durumdur" dedi.

‘CHP İLE GEREKÇELERİMİZ FARKLI'

Referandumda 'hayır' dedikleri için kendilerini CHP ile yan yana koyanlara da tepki gösteren DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, şunları ifade etti: “HDP'nin CHP ile yan yana işi yoktur, DBP'nin de yoktur. Bunlar objektif durumlar, bilinçli kararlar değil. BBP de 'hayır' diyor, şimdi biz onunla yan yana mı düşüyoruz... Evet diyenler var, hayır diyenler var, herkesin bir gerekçesi var. Bizim hayır gerekçemizle CHP'nin gerekçesi aynı değil… Anlayış ve zihniyet olarak CHP’nin yarattığı sistemin değişmesi gerektiğini düşünüyoruz. CHP statüko devam etsin diyor, biz statüko değişmeli diyoruz ama AKP'nin getirdiği sistemi de yararlı görmüyoruz."