Yüksekdağ'dan 'barış safını güçlendirme' çağrısı

Yüksekdağ'dan 'barış safını güçlendirme' çağrısı

ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Başbakan Erdoğan'ın, müzakere sürecini, başkanlık sisteminin basamağı haline getirmeyi amaçladığını belirterek, "Bütün ilerici, devrimci ve sosyalist güçleri, demokratik ulusal ve inançsal toplulukları adil, onurlu ve demokratik bir barışı AKP Hükümeti'nden söküp koparmak için birleşmeye çağırıyoruz. Tüm devrimci, demokratik dinamiklerin fiili meşru temelde geliştireceği birleşik direniş ve mücadele tayin edici bir önem kazanmıştır" dedi.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, PKK lideri Abdullah Öcalan ile devam eden müzakere süreci, PKK gerillalarının geri çekilmesi ve AKP Hükümeti'nin sürece yaklaşımı konusunda partisinin güncel politik tutum ve görüşlerini açıkladı.

Cezayir toplantı salonunda düzenlenen basın toplantısına ESP MYK üyeleri de katıldı. Toplantı salonuna "Adil eşit demokratik barış için mücadele" pankartı asıldı.

ESP Genel Başkanı Yüksekdağ, yaptığı açıklamada, müzakere sürecinin yeni bir aşamaya geldiğini belirterek, sürecin öne çıkan yönünü, "çözüm ve barışı geliştirmek adına atılan adımların tek taraflı olması" olarak açıkladı. AKP Hükümeti'nin çözüm için adım atmazken, diğer yandan Kürt halkına, işçi ve emekçilere yönelik kapsamlı saldırısını sürdürdüğünü ifade eden Yüksekdağ, Taksim yasağını hatırlattı. Yüksekdağ, kazanılmış hakların ve mevzilerin gasp edilmeye çalışıldığını söyledi.

Yüksekdağ, işçi, emekçi ve ezilenlerin direniş hakkını ortaya koyduğunu da ekledi, kazanımların ancak sokakta, birleşik mücadele ile geleceğine işaret etti. Yüksekdağ, ardından MYK tarafından oluşturulan basın bildirisini aktardı.

ASKERİ ÇÖZÜMÜN İFLASI

Yüksekdağ, gerilla güçlerinin 8 Mayıs'ta resmen çekilmeye başladığını hatırlatarak, müzakere masasını "AKP Hükümeti'nin Kürt ulusal demokratik hareketini askeri yoldan ezme çizgisinin iflası sonucunda kurulduğu" değerlendirmesinde bulundu.

"Şimdiki müzakere süreci bir AKP projesi değil, Kürt ulusal direnişinin 'entegre devlet stratejisi'ni yenilgiye uğratmasının bir ürünüdür" diyen Yüksekdağ, gerillanın iradesinin kırılmadığını, tersine, savaş kapasitesinin alan kontrolü sağlayacak düzeyde arttığını belirtti. Yüksekdağ, ayrıca siyasi tutuklamaların sokak direnişi ve Kürt tutukluların açlık grevi direnişiyle boşa çıkarıldığını, Rojava'da ulusal demokratik devrim süreci yaşanarak, fiili özerk yönetimin kurulduğunu söyledi. Yüksekdağ, bu gelişmeler üzerine AKP Hükümeti'nin Abdullah Öcalan'la masaya oturduğunu kaydetti.

'MİLİTARİST AYGIT TAHKİM EDİLİYOR'

AKP Hükümeti ve devletin demokratikleşme adımları atmaya niyetli olmadığını dile getiren Yüksekdağ, Başbakan'ın "terörist" demagojisini sürdürdüğünü, KCK tutuklularının tahliyesi için yasal düzenleme yapılmadığını, yeni korucu ve sözleşmeli asker alımları ve yeni karakol inşaatlarının sürdüğünü, böylece militarist aygıtın tahkim edildiğini ifade etti.

'AMAÇ BAŞKANLIK SİSTEMİ'

Yüksekdağ, şöyle devam etti: "1 Mayıs'ta İstanbul'da ilan edilen fiili sıkıyönetim açıkça ortaya koyuyor ki, AKP hükümeti, Doğu'da çatışmaların son bulmasını, Batı'da işçi sınıfı ve ezilenlerin demokratik haklarını budama doğrultusunda atacağı adımlar için bir fırsata dönüştürmek istiyor. Belli ki Başbakan Erdoğan, müzakere sürecini, Kürdistan'da ulusal hakların baskılanmasına ve sömürgeci yağmaya dayalı düzeni inceltilmiş tarzda sürdürmenin, başkanlık sistemi biçiminde bir otoriter iktidarı ve polis devletini kurumsallaştırmanın basamağı haline getirmeyi amaçlıyor."

ORTAK SÖYLEMLERİ 'TEK'LİK'

ESP Genel Başkanı, demokratik reformlar yapmayan AKP'nin, müzakere sürecine karşı çıkan MHP ve CHP ile "tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan" nakaratında ortaklaştığını söyledi.

Yüksekdağ, geri çekilme sürecinde gelişebilecek askeri saldırı ve devlet kaynaklı provokasyonlara karşı gerillanın silahlı savunma tutumunun tamamen meşru olacağını söyledi.

TALEPLER

Yüksekdağ, "Bu süreçte tüm devrimci, sosyalist, demokratik mücadele güçlerine özel sorumluluk düşmektedir. Partimiz de gelişebilecek saldırı ve müdahale olasılıklarına karşı, üzerine düşen siyasi sorumluluğu yerine getirecek ve bu konuda duyarlılığı yükseltme çabası sergileyecektir. Eğer müzakere süreci siyasi bir barış doğrultusunda ilerleyecekse, AKP hükümeti bunun gerektirdiği adımları derhal atmak mecburiyetindedir" dedi, acil demokratik talepleri şöyle sıraladı:

-Terörle Mücadele Kanunu ve ilgili mahkemeler kaldırılsın, Abdullah Öcalan dahil bütün siyasi tutsaklar serbest bırakılsın.
-Koruculuk lağvedilsin, özel timler dağıtılsın, yeni karakol inşaatları durdurulsun. Sınır boylarında askeri amaçla yapımı sürdürülen ve doğa tahribine yol açan baraj inşaatları sona erdirilsin.
-Roboski katliamından dolayı devlet resmen özür dilesin.
-Toplu mezarlar açılsın, kayıplar bulunsun, bütün faşist katiller ve kirli savaş suçluları yargı önüne çıkarılsın.
-Boşaltılmış köylere geri dönüş için gerekli tüm imkânlar sağlansın.
-Bütün anadillerde eğitim ve devlet hizmeti verilmesinin şartları oluşturulsun.
-Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu değiştirilsin.
-Yüzde 10 seçim barajı kaldırılsın ve Siyasi Partiler Kanunu yeniden düzenlensin.

 SOL GÜÇLERE ÇAĞRI

Yüksekdağ, söz konusu taleplerin gerçekleşmesi için mücadeleyi yükselteceklerini dile getirirken, "Bugüne değin adil, onurlu ve demokratik barış bayrağını sımsıkı elde tutan partimiz, Kürt sorununa gerçek çözümün ancak ulusların tam hak eşitliğinin sağlanmasıyla, yani Türk için mevcut tüm hakların Kürt için de geçerli kılınmasıyla, bütün halk ve inançların eşit kılınmasıyla mümkün olabileceğini tekrar vurguluyor" dedi. ESP Genel Başkanı Yüksekdağ, "Kürt ulusal haklarının ve yeni demokratik mevzilerin kazanılması, sömürgeci faşizmin geriletilmesi, işçi sınıfı ve ezilenlerin politik özgürlük mücadelesinin büyütülmesi" amacıyla müzakere sürecinin demokratik tarafını desteklediklerini dile getirdi.

Yüksekdağ, son olarak şunları ifade etti: "Bu görüş açısından hareketle, bütün ilerici, devrimci ve sosyalist güçleri, demokratik ulusal ve inançsal toplulukları bu mücadelede buluşmaya, adil, onurlu ve demokratik bir barışı AKP Hükümeti'nden söküp koparmak için birleşmeye çağırıyoruz. Çözüm yolunu halkların birleşik politik özgürlükler mücadelesi belirleyecek. Süreçte yeni bir aşamaya geldiğimiz günlerde, başta HDK olmak üzere, tüm devrimci, demokratik dinamiklerin fiili meşru temelde geliştireceği birleşik direniş ve mücadele tayin edici bir önem kazanmıştır. Bu öneme uygun bir duruş sağlanacağına inancımızı vurgularken, işçi, emekçi, ezilen halklarımızı, kadınları, gençleri barış, eşitlik, özgürlük saflarını güçlendirmeye çağırıyoruz."