Yüksekdağ: Rojava devrimi hepimizin devrimidir
Yüksekdağ: Rojava devrimi hepimizin devrimidir
Yüksekdağ: Rojava devrimi hepimizin devrimidir
ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Kürt halkının, inançların, devrimci yönetimi kurmak ve Ortadoğu karanlığı içinde yeniyi inşa etmek için mücadele ettiğini belirterek, “Rojava halkı zalim ve gözü dönmüş bir saldırıyla karşı karşıya. Rojava’daki devrim hepimizin devrimidir. Ortadoğu ve Mezopotamya halklarının geleceğidir” dedi.
HDP’nin 1. Olağan Kongresi, konuk sivil toplum, sendika ve siyasi parti temsilcilerinin konuşmalarıyla devam ediyor. KESK Genel Başkanı Lami Özgen, emek ve ortak çabayla geleceğin kurtarılacağını ifade ederek, “Barış süreci sadece Kürtler için değil ülkenin demokratikleşmesine gidiş sürecidir. Ezilen toplumsal kesimlerin eşit ve özgür olarak bir arada yaşayacağı bir süreçtir. Ortadoğu biçimlendirme sürecinde Suriye’de etnik ve mezhepsel olarak halklar karşı karşıya getiriliyor. Bunun üzerinden Sünni İslam siyaseti hakim kılınmak isteniyor. Farklı tutum sergileyen Kürt halkı, Suriye ve Ortadoğu halkları için farklı bir duruş ve seçeneği ortaya koydular. Bunda da ısrarcılar, kendini yönetmede ısrarcı oldukları gibi diğer kesimlerle bir arada yürüme ve yaşamada da ısrarlı. AKP’nin Suriye ve Suriye’deki Kürtlere yönelik politikaları özgürlük mücadelesini boğmaya yöneliktir. Değişik ülkelerden getirilen paramiliter güçler üzerinden Suriye halklarının iradelerini boğmaya yönelik bu tutum ne bizim ne de emekçilerin, halkların kabul edeceği bir husustur” dedi. Özgen, Rojava’daki mücadelenin, Laskiye’de Nusayri halkının, Türkiye’deki ezilenlerin mücadelesi olduğunu belirterek, “Bu mücadeleyi destekliyoruz. Hükümetin bu konudaki politikalarını kınıyor ve bir an önce vazgeçmesini istiyoruz” diye konuştu.
Hükümetin işçi ve emekçilere yönelik politikalarını sert bir dille eleştiren KESK Genel Başkanı, “İşçi ve emekçilere yönelik politikalarla haklarını gasp etme, var olan durumun çok gerisine düşme noktasında bu politikalarla işçi ve kamu alanında kendine yandaş sendikaları oluşturmuştur. Takvim ve programda olmamasına rağmen yandaş konfederasyonla imzalamış ve o konfederasyon da hükümetin politikalarına boyun eğerek kamu emekçilerini satmıştır. Kurtuluş yok tek başına ya hepimiz ya hiç birimiz” dedi.
BÜLBÜL: ÇÖZÜM IRKÇI TÜRK İSLAMCI GELENEĞE TAVIRLA GELİŞİR
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Başkanı Kemal Bülbül, HDP’nin ve HDK’nin bileşeni olmadıklarını belirterek, “Kocaman bir geçmişin, tarihin politik bir alanda olmasını doğru bulmuyorum. Siyasi olarak Alevilerin daha çok seçmen durumu söz konusu. Çünkü Alevilerin etnik kimlikleri farklı. Alevilerin büyük bir çoğunluğu Kürt’tür. Kürt Alevi olma algıları söz konusu. Kürt sorununun çözümü demek Kürt sorunuyla alakalı değil. Alevi sorununun çözümü de Alevi sorunuyla alakalı değil. Kesiştiği nokta inkarcı Türk İslamcı ırkçı devlet geleneğidir. Buna karşı ortak tavır olmadıkça çözüm olmayacaktır” dedi.
‘ALEVİLER ROLÜNÜ OYNASAYDI DEMOKRASİ SORUNU OLMAZDI’
“Bu toprakların geçmişi, bugünü ve geleceğiyiz” diyen Bülbül, şunları söyledi: “Selçuklu, Osmanlı ve cumhuriyetin ardından Tekke ve Zaviyeler Kanunu ile Aleviliğin yasaklandığı anti faşizan politikalar uygulandı. Bu üç tarihi perspektif bizim için ders olmalı. HDP’nin yürüyüşünü göreceğiz. Buradaki düşünceler güzel, eyvallah. Ama yürüyüşünü de görelim. Alevilik sadece belagattan ibaret değil. Siyasal duruştan da ibarettir. Biz bu rolümüzü oynayabilseydik Kürt sorunu ve demokrasi sorunu olmazdı. Sahte laiklik üzerinden cumhuriyet ittifakı yaptık. Bunun sancısını yaşıyoruz. Bu sahte ittifakı ne zaman bozar, gerçekten laik, demokratik bir Türkiye olursa çözüm olmuş olacak. 12 faşizan anayasası yırtılıp atılmadan demokrasinin olabilmesi mümkün değil. Eşit yurttaşlık istiyoruz. Rojava’da, Laskiye’de bir Alevi ve Kürt vakası var. Gezi’de katledilen tüm canlar Aleviydi. Bu tesadüf değil. O nedenle eşitlikten özgürlükten yana olanlar, aydınlar, yazarlar, sanatçılar bir araya gelerek bu birlikteliği sağlamak durumundadır. Umuyorum ki bu birliktelik HDP olur. Zamana yaymadan yaşamsal hale getirilebilir.”
YÜKSEKDAĞ: ROJAVA DEVRİMİ HEPİMİZİNDİR
ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, halkların devrimci zincirinin bu kadar halkalarıyla somut olarak ortaya çıkmadığını belirterek, “Devrim yürüyüşünün halkaları Rojava’dan Gezi’ye birbirini güçlendiriyor. Kürt halkı, inançlar, devrimci yönetimi kurmak için Ortadoğu karanlığı içinde yeniyi inşa etmek için yürüyor. Rojava halkı zalim ve gözü dönmüş bir saldırıyla karşı karşıya. Rojava’daki devrim hepimizin devrimidir. Ortadoğu ve Mezopotamya halklarının geleceğidir. Türkiye ve Kürdistan’da yeni şeyler oluyor. Çoktandır umudun kesildiği Türkiye topraklarında yeni sesler ortaya çıkmaya başladı. Halkın mücadelesinin içinde yaşandı. Gezi isyanında kendini gösteren ayaklanma ezilen halkların öfkesinin biriktiğini gösterdi. Adı konulmamış ve açıklanmamış biçimde Ortadoğu’daki ve her şeyden önce Kürdistan’daki mücadeleden esinlendiğini gösterdi. Şu an bulunduğumuz düzey kendimizi ortaya koyma biçimi ve irademizin yeterli olmadığını gösteriyor. Devrimci kurtuluşu sağlayacak kapı açılmıştır. Yıllarca buluşamayan, birbirinden kopma tehlikesi yaşayan doğu ve batıyı birleştirme yolunda ilerledik. Gezi’den Lice’ye değil, Gezi’den Rojava’ya ve Ortadoğu’ya köprü kurmak elimizde” ifadelerinde bulundu.
GÜRKAN: ROJAVA HALKLARIYLA DAYANIŞMA İÇİNDE OLMALIYIZ
EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, Rojava’daki kadınların mücadelesini selamlarken, Mısır’daki katliamı da kınadı. Ortadoğu’daki halkların kendi geleceğini aradığını belirten Gürkan, “Rojava ve Suriye halklarıyla da dayanışma içinde olmalıyız. Rojava halkıyla dayanışma içinde olmak Kürtlerle değil Arap, Süryani, Ermeni gibi tüm halklar ve inançlarla dayanışma içinde olmaktır. Orada açılan yol demokrasi yoludur. Kürt sorununun demokratik çözümüyle statüko ve tekçilik varsa yeniden tartışma ve yeniden hak, özgürlükler arayışına girmiştir halklar. Kürt halkının mücadele içinde olduğu ortamda Gezi ile birlikte Türkiye’deki güçlerin de egemenlere karşı itirazlarını gördük. Bunların birleştirilmesi ve örgütlenmesiyle karşı karşıyayız” dedi.
KURUL: ROJAVA’DA ÇETELERİN KATLİAMLARINI KINIYORUZ
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Necla Kurul, HDP’nin anlamlı ve önemli bir rolü olduğunu bunun da tarihsel öneme sahip olduğunu söyledi. Rojava ve Suriyeli halkların mücadelelerini selamlayan Kurul, çeteler eliyle yapılan katliamları da kınadığını belirtti. Kurul, kadınlara, LGBT’lere, işçilere yönelik saldırı ve kentsel talanların sürdüğünü ifade ederek, yoksulların kentlerin dışına atılmaya çalışıldığını ifade etti.
TURAN: ROJAVA’DA KÜRTLERE YAPILAN SALDIRILAR KABUL EDİLEMEZ
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Genel Başkanı Sevil Turan, onurlu barış için atılacak adımların, yaşanan adaletsizliklere karşı kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Yeni anayasada temel hakları güvence altına alacak düzenlemelerin yapılmasının bu sürecin parçası olduğunu ifade eden Turan, onurlu bir barış için hükümetin ve adım atması gerektiğini belirtti. Turan, yol temizliği adımlarının atılması gerektiğinin altını çizerek, “Rojava’daki gelişmeler çözüm sürecinden ayrı düşünüleme. Orada yaşananlar bizim için de umut oldu. Ancak Türkiye’nin izlediği politikalar endişe verici. Rojava ve Kürt halkının yürüttüğü mücadeleyi zedeleyecek her adım demokrasi güçleri açısından kabul edilemez olacaktır” dedi.
Konuşmaların ardından kongreye öğle arası verildi.