Zagroslarla bütünleşen genç bir gerilla
Zagroslarla bütünleşen genç bir gerilla
Zagroslarla bütünleşen genç bir gerilla
Kürtlere karşı geliştirilen baskı ve asimilasyon politikaları karşısında Kürt gençleri de gerilla saflarına katılıyor. Bu gençlerden biri olan YJA-Star gerillası Zelal Sidem, “Adımın yasak olduğu bir sistemde baskılarla karşılaşıyordum. Bu sistemin her günü, beni boğuyordu” diyor.
Doğduğu Amed şehrinde, Türk devletinin baskılarına tanık olan gerilla Zelal yaşadıklarını şöyle aktardı: “ 90’lı yıllarda devletin Kürtlerin üzerinde baskıları artmaktaydı. Kürtlerin yok sayıldığı ve her günün Kürtler için ölüm olduğu bir dönemdi. Böylesi bir dönemde babam tutuklanıp cezaevine atıldı. Babam öğretmendi ve tutuklandıktan sonra görevinden alındı. Önderliğin komplo ile Türkiye’ye verildiği bu dönemde, babam suikasta uğrayarak öldürülmek istendi.”
‘YABANCI BİR DİLLE KARŞILAŞTIM’
Baskı uygulamalarına direnerek, kendi kültürüyle yaşadıklarını dile getiren gerilla Zelal, Türk devlet okullarında Kürt diline yönelik yürütülen asimilasyon politikası için şu ifadeleri kullandı: “Babam bize Kürtçeyi öğretti. Babam ayrıca müzik öğretmeni olduğundan dolayı Dicle-Fırat kültür merkezinde verdiği kurslarla bize kültürümüzü enstrümanlarla öğretmeye çalışıyordu. Bende bağlama çalıyordum ve folklor grubunda yer alıyordum. Türk okullarına gittiğimde yabancı olduğum Türkçeyle karşılaştım ve Kürtçeyi unutturmaya çalışıyorlardı. Anadilimi zorla bana unutturmaya çalışıyorlardı.”
Gerilla Zelal, çocuk yaşta gittiği okulda Kürtçe isminden dolayı dahil baskı ve sindirme politikalarıyla karşı karşıya kalmış. Zelal, Türk ırkçılarının ismine karşı tahammülsüzlüğü şu sözlerle dile getirdi: “Gerçek ismim Rojbin olduğundan dolayı faşistlerin tepkileriyle karşılaşıyordum. Bana bu nasıl bir isim, sen kimsin, nerede yaşıyorsun diyorlardı.”
‘ÇOCUKLUK ÖZLEMİME KAVUŞTUM’
2007 yılında Amed’te gelişen serhıldanlardan etkilenen gerilla Zelal, gerilla saflarına katılım sürecini şöyle anlattı: “2007 yıllarında Amed’te büyük serhıldanlar yaşanıyordu. Bu serhıldanlarda şahadetler yaşandı. Yaşanan bunca şeylerden sonra bende kimlik bilinci oluştu. Ardından çalışmalarda yer almaya başladım. Liseyi bitirdiğim bu dönemde, okulu bıraktım ve sistemle bağlarımı koparmaya başladım. Artık çocukluğumdaki özlemimi gerçekleştirmek istiyordum. Bu özleme yanıt olarak 2008 yılında Xakurkê alanından gerilla saflarına katıldım.”
‘KENDİMİ RÜYADA HİSSETTİM’
Gerilla saflarına katıldığında, beklentilerinden daha fazla güzelliklerle karşılaştığını ifade eden gerilla Zelal “7 kişilik bir grup ile gerilla yolculuğum başlamıştı. İçlerinde bir tek ben bayandım. Zorlanmalarım karşısında arkadaşlar bana yardımcı oluyorlardı. Sıcak yaklaşımlarından ve dağ koşullarına aldırış etmeyen morallerinden çok etkilenerek kendimi bir rüyada hissettim. Dağ koşullarının zor olacağını biliyordum. Ama bu kadar güzelliklerle karşılaşacağımı hayal bile edemiyordum” dedi.
‘GERİLLACILIĞIN EN GÜZEL YAŞANDIĞI YER’
Ardından “gerillacılığın en güzel yaşandığı alanlardan” dediği Zagros alanında gerillacılık yaptığını söyleyen Zelal, Zagroslara duyduğu hayranlığı şu sözlerle aktardı:
“Zagroslarda yaşam kadar yoldaşlığı da sıcak. Asi, hırçın ve zor olan Zagroslarda yaşayabilmek için alışmak ve adapte olmak gerekir. Bunun içinde Zagroslar insanın kişiliğine etki yapıyor. Bunun yanında bir cenneti andıran güzelliği karşısında insanı kendine hayran bırakmaktadır. Ayrıca insan emeği burada hissediyor, yaşıyor ve paylaşıyor. Zor bir arazidir ama bir o kadar da güzel bir konuma sahiptir. Bu yüzden Zagroslarda gerillacılık yapmak, doğası ve coğrafyasıyla bütünleşmektir.”