DEM PARTİ GENÇLİK MECLİSİ YK
DEM Parti Genlik Meclisi Yürütme Kurulu(YK), Önder Apo'nun 27 Şubat'ta gerçekleştirdiği çağrı sonrası yaptıkları toplantının sonuç bildirgesini açıkladı. Gençlik meclisinin toplantısının öncesinde, İmralı heyetinde yer alan eş genel başkanlar Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile görüşme ve tartışmalar yürütüldüğü kaydedildi.
'ZAMAN SORUMLULUK ALMA VE ÖNCÜLÜK ROLÜNÜ OYNAMA ZAMANI'
"Zaman her zamankinden fazla sorumluluk alma ve öncülük rolünü oynama zamanıdır" denilen açıklamada, Ortadoğu'nun üçüncü dünya savaşının kurbanı edilmek istendiğine vurgu yapıldı. Savaş ve kaosun büyüyebileceği uyarısı yapılan bildirgede şöyle denildi:
"Bu kaos ortamının halklar, inançlar, kadınlar, gençler ve bütün canlılar için büyük tehdit oluşturduğu şu günlerde Sayın Abdullah Öcalan’ın tarifsiz bir iradeyle ortaya koyduğu asrın çağrısı bu karanlık ortamın bütün insanlık için olumlu şekillenip sonuçlanması adına hayati önemdedir. Bizler de DEM Parti Gençlik Meclisi Yürütme Kurulu olarak, halkların kaderinin belirlendiği bu kritik günlerde, her demokratik örgüt adına tarihsel önem ve nitelik taşıyan kararlar almak üzere toplantımızı gerçekleştirdik.
'ULUS-DEVLET PARADİGMASI KENDİSİNİ TÜKETTİ'
Türkiye Cumhuriyeti, acıdır ki ilk yüzyılını sınırları dahilinde yaşayan halkları ve inançları inkâr temelinde tekçi ve merkeziyetçi ulus-devlet paradigmasıyla tamamladı. Bu paradigma, Ortadoğu’daki diğer devletlerde olduğu gibi Türkiye’de de katliamlara, dil ve kültür inkârlarına ve otoriter rejimlerin sürekliliğine yol açtı. Açlık, yoksulluk, kriz ve sosyal-ahlaki çöküş her dönem katlanarak arttı ve halklar milliyetçilik-mezhepçilik zehri ile sömürüye açık hale getirildi. Ancak ulus-devlet paradigması bir yandan da kendisini tüketti, 21. yüzyılın başlarında ömrünün sonuna yaklaştı.
'ÇÖZÜM VE BARIŞ ARAYIŞLARI KOMPLOYA MARUZ KALDI'
Bunun büyük eleştirisi ve teorik yeniden yaratımı, 2005 yılında Sayın Öcalan’ın ortaya koyduğu devrimsel anlamda Demokratik, Ekolojik, Kadın Özgürlükçü Toplum Paradigmasıdır. Bugün yaşanan gelişmeler de Sayın Öcalan’ın güçlü öngörülerini ve ne kadar haklı olduğunu kanıtlıyor. 1992’den beri çatışmasızlık ve demokratik uzlaşı temelinde çözüm arayışlarını ısrarla sürdüren Sayın Öcalan’ın çözüm önerileri ne yazık ki dönemin iktidarları tarafından ya istismar edildi ya da komploya maruz bırakıldı. Bu çözümsüzlük açıktır ki en çok Türkiye halklarını olumsuz etkileyerek uçuruma sürükledi. Çözümsüzlükte ısrarın, halkların katliamdan geçirilmesiyle eşdeğer olduğu bilinmesine rağmen, bunun üstü basit propagandalarla örtülmeye çalışıldı.
'ABDULLAH ÖCALAN'IN FİZİKİ ÖZGÜR ÇALIŞMA KOŞULLARI SAĞLANMALI'
Ortak yaşamın özneleri olan halkların eline geçen bu fırsat, bölgede siyasi ve ahlaki istikrar açısından hayati önem taşımaktadır. Bölgeye dayatılan değişim sinyalleri bir yıllık Kürt-Türk ittifakı temelinde halkların ortak yaşamından yana sonuçlanmazsa, açıktır ki tekelci sermaye güçlerinin planladığı değişim sonuçları bölgede hakim olacaktır.Demokratik Toplumun öncü ve motor gücü olan gençler olarak yeni Demokratik Toplumsal dönüşüm sürecinin öncülüğünü üstlenecek, ulaşabildiğimiz her yerde halka ulaşıp demokratik sürece katacağız. Eğitim, örgütlenme, kültür, sanat, spor, komün, meclis ve kooperatif gibi tüm alanlarda etkin rol oynayarak sorumluluklarımızı yerine getireceğiz.
Bunun için en başta milyonların kendisine irade olarak gördüğü Sayın Öcalan’ın fiziki özgür çalışma koşullarının mutlaka sağlanması gerekmektedir. Bu gerçekleşmeden sürecin güven ve pratik bakımından yetersiz kalacağı herkesin kabulüdür.